19.05.2022 - 12:26 | Son Güncellenme:
2,5 yaşındaki Kadir Gezer'in ölümü, Nisa bebeğin sağlık durumu ve mülakatta kasıtlı eleme iddialarıyla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetle Bakanı Derya Yanık CNN Türk canlı yayınında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dicle Canova'ya konuşan Bakan önemli mesajlar verdi.
Bakan Yanık'ın açıklamaları şöyle;
(2,5 YAŞINDAKİ OĞLUNU ÖLDÜREN BABA) Çok üzgün olduğumu ifade etmem lazım. Bababası ya da ailedeki herhangi birisi tarafından öldürüldüğü iddiası bile bizim için yeterince sarsıcı iddiadır. Kadir'le ilgili 26 Nisan'da bize ihbar gelmiş. 28 Nisan'da arkadaşlarımız inceleme yapmışlar. Fakat her hangi bir bulgu yok. Baba evde yok. Dede ve aile fertleriyle görüşüyorlar. Anne Ankara dışında. Arkadaşlarımız bununla yetinmiyor, babayı kuruma çağırıyor. Varsa da bir şiddet ölüme götüren süreç sonrasında oluyor. Hiçbirşey yapılmadığı iddiası biraz haksız bir iddia olur. Kendi idari soruşturmamızla gereğini yaparız.
NİSA BEBEĞİN SAĞLIĞI NASIL?
Yönlendirici olmak istemem. Kanaat paylaşmak doğru olmaz fakat şu ana kadar arkadaşlarımızın bir ihmali olduğu bulgusu yok. 0-6 ay arası çocukların kusma reflekslerinde çokça karşılaşılan bir husus. 1 Nisan sabah saatlerinde arkadaşlarımızın bebek kamerasında. Kameradan tespit ettikten sonra müdahale ediyorlar çocuğun hareketlerinde değişiklikler var ve müdahale ediyorlar. Yatırma pozisyonu önemlidir kuşkusuz. Bütün kamera görüntüleri, beslenme saatleri kimler sorumlu, tıbbi müdahalenin nasıl yapıldığı sonraki hastane süreciyle ilgili bütün verileri topladık.
Tıbbi ve idari anlamda soruşturma yapılıyor. Nisa bebek hayati tehlikeyi atlattı sondayla besleniyor. Şükürler olsun ki hayati tehlikeyi atlattı. Henüz daha nefes şeyi tam yerin gelmedi. Doktorlar hastanede daha uzun süre kalmasını doğru bulmuyorlar enfeksiyon sebebiyle solunum cihazını temin ettik bakanlık olarak onu hastane dışında onu özel bir bakıma alacağız. Takibini biz bakanlık olarak yapacağız. Henüz kalıcı hasar olup olmadığın tespit etmedik bebek çok küçük olduğu için. Bu ilerleyen dönemde bebeğin hareketleriyle belli oluyor.
"AİLE HALA ÖNEMLİ BİR KURUM"
Aile ile ilgili umutsuzluk söylemi var bazı çevrelerde ama veriler bunu desteklemiyor. Yaşadığımız dönem, eğitim, iş hayatı gibi çeşitli dinamikler aile kurma yaşını değiştirdi ve ilerleyen yıllara yaydı. Gençlerle ilgili dünyada da böyle. Yapılan araştırmalarda aile hala önemli bir kurum. Türkiye'de aileyi önemseme yüzde 99. Dünyada en düşük oran yüzde 93'le Hollanda'da. Bizim kültürümüzde aile çok kıymetli ve korunması gereken bir başlık. Nasıl bir aileyi koruyacağız? Biz dolayısıyla iyi bir aile olsun, aile içindeki marazlar ayıklansın, şiddet, istismar problemleri yaşanmasın. Hayata hazırlayan ailemiz olsun diye çabalıyoruz.
"MÜLAKATTA KASITLI ELEME" İDDİALARI
İşe alım mülakatlarında kesinlikle 'torpil' yok. Sınavı kazanan adayların KPSS puan ortalaması KPSS puan ortalaması 81.15, sınavı kazanan adayların sözlü sınav puan ortalaması 84.85. Dolayısıyla öyle 60'lar, 50'ler kafalarına göre aldılar vs. değil. Biz siyasetçiyiz. Bu tür tartışmalara, 'yok torpildi, yok istediğinizi aldınız, kendi yakınlarınızı koydunuz' biz bunlara alışığız. Ama 4 bin 175 personel almışız. Bu çocukların hepsi 30 yaş altı çoğunlukla. Emeğiyle giren çocuklara kimse bu muameleyi yapmaya hakkı yok. Ben alışığım ben cevabını veririm.
2 Mart 2022 ile 12 Nisan 2022 arasında Bakanlığımız merkez binalarında 8 ayrı komisyon mülakat yaptık. Komisyonlarımızın tamamı yönetici pozisyonunda... Yönetici pozisyonundan kastım şu; genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı. Komisyon üyelerinin en düşük ünvanı daire başkanıydı. 1,5 ay boyunca ben bakanlığı kilitledim. 1,5 ay boyunca bütün yönetici kadroları bu mülakatlardaydı tek tek. Fotoğraflar var, paylaştığımız şeyler var.
En aşağısı daire başkanı pozisyonunda. 1,5 ay boyunca, Telegram konuşmalarından bahsediyorlar. Geldi o konuşmalar bana. 'Efendim baştan belliymiş zaten.' 1,5 ay ben niye mülakat yaptıracağım bütün yönetici kadroma? Akşama 6'ya kadar mülakat yapıp 6'dan sonra Bakanlıktaki asli görevlerini yapıyorlar. Niye yapayım 1,5 ay deli miyim ben? O zaman listeler hazır alırım, geçer giderim. Kimsenin de ruhu duymaz. 1,5 ay tek tek mülakat yaptılar. Sözlü sınav sırasında adaylara ben de bir kısmına gidip gözlemci olarak katıldım. Cam fanustan soru çektiriyoruz, karşısına bilgisayar ekranı var. Ekrandan soru karşısına çıkıyor. Cevabı arkasına yansıtılıyor. Cevabı verip vermediğini, doğru verip veremediğini dönüp baksa görecek. O kadar şeffaf.
Bizim normalde 6 bin kadromuz var. 6 bin sözleşmeli personel için kadro açtık. Bin 805 sözleşmeli pozisyon özel mesleki nitelik gerektirmediği için doğrudan KPSS puanıyla atadık. Kim bunlar? Destek personeli, teknisyen, güvenlik görevlisi... Bunları direkt KPSS puanıyla atadık. 20 adet hekim bu da doğrudan doğruya Sağlık Bakanlığı tarafından kura sonucu bize yönlendiriliyor. Geriye kalan 4 bin 175 sözleşmeli pozisyon özel mesleki gerektirdiği için. Kim var bunların arasında? Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, diğer bakım personelleri, çocuk gelişimcileri var. Bu adaylara da özellikle sözlü sınav yaptık. Neden? Çünkü bizim hizmet verdiğimiz grupların tamamı kırılgan gruplar.
"BİZİM İŞİMİZDE KRİTER TEK BAŞINA KPSS OLAMAZ"
Kadir Gezer'i konuşuyoruz. Kadir Gezer'in ailesine giden bir sosyal hizmet uzmanının ya da bir psikoloğun ya da bir pedagogun ya da bir çocuk gelişimcinin bu hassasiyeti taşıması lazım. Bu farkındalığı taşıması lazım. Hiç kimse kusura bakmasın. Bu kadar net sölüyorum. Bunun her türlü de dayağını yerim, her türlü tartışmasını da yaparım. Ben bu kadar kırılgan gruplara hizmet verirken, bu hassasiyeti taşımamış 100 değil 102 alsın KPSS'den. Bizim işimizde kriter tek başına KPSS olamaz. İcra edebilme ve kabiliyet.
Biz sadece burada bakış açımızı ve yaptığı süreçle ilgili hassasiyetimiz. Sayılar vereyim. KPSS puanı üzerinden gidiyor hep mesele. 4 bin 175 pozisyon için KPSS sıralamasına göre 12 bin 525 3 katına adayı sözlü sınava çağırmışız. Snra bu adaylar 2 bin 272'si sınava gelmemiş. 10 bin 253 aday sözlü snava katılmış. Yani davet edilen adayların yüzde 82'si katılmış, yüzde 18'i zaten katılmamış. 10 bin 253 aday arasından da 4 bin 275 pozisyonu biz tek tek çerçeve sorularla, mesleki sorularla, genel kültür sorularıyla aslında daha çok adayın talip olduğu işi yapma kapasitesinin isteğinin ve farkındalılığının olup olmadığı.
Arkadaşlarımızla anbean takip ettim 1,5 ay süresince. Genel olarak bütün grupların söylediği bir şey vardı. Evet KPSS'si çok yüksek olanlar var. Onlar zaten başka yerlere atandıkları için gelmediler.
Adayların arasında böyle çok uçurum şeyler yok. 'Ben 3. sıradaydım beni 175. sıraya atmışlar.' Zaten virgülden sonra oynayan puanlardan bahsediyoruz. Puanlar zaten birbirine çok yakın. Arkadaşlarımızın söylediği şey şuydu mesela; Daha ortalama 80-75 arası ya da 85-80 arası. Gruplara göre değişiyor. Daha orta grupların dikkati daha yoğundu. KPSS puanları yüksek olanların çok kapanmış, çalışmış değil tabi. Genel olarak ortadaki gruplar çok daha hevesli ve dikkatli, yapacağı işe odaklanmış gibi. Kişisel yorumları da vardı. Bu süreci tek tek takip ettim.
RÜŞVET İDDİALARI
Rüşvet iddiası tümüyle yalan. Bizim il müdürlerimiz mülakatta yok. Şöyle bir cümle; 'Kendini tanıttı, benden rüşvet istedi' vs. Bir il müdürünün bir adayı bilip gidip arayıp kendisini tanıtıp, 'Ben il müdürüyüm. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na ait il müdürüyüm. Sana mülakatta kazandırırım' demesi kadar absürd bir şey var mı? Buna nasıl inanabilirsiniz? Yazmış ve Telegram grubunda hesabı kapatıp kaçmış. Belli ki provakatör. Bu provokasyonlar olur. Ama aklı başında insanlar bir şeyin manipülasyonunu, provokasyonunu, yalan mı, değil mi olduğunu bilir.
TERCİH BAŞVURULARI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Tercih başvurularını Cumaya yetiştirmeye çalışıyoruz, en kötü ihtimalle Pazartesi inşallah.