03.10.2023 - 10:38 | Son Güncellenme:
İHA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’nin 28. Yasama Dönemi 2. Yasama Yılı’nın ilk MHP Grup Toplantısı’nda konuştu. Bahçeli, burada yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin temel ve öncelikli meselelerinin köklü çözümlerle buluşturulması konusunda her çabayı göstereceğini aktararak, “Türkiye’nin ne geçmişinde ne de geleceğinde zillete yer yoktur, geçit yoktur, geçiş yoktur. Koltuk ve çıkar kavgalarıyla siyasi ahlak kaybının dibini boylayanlarda zaten umut yoktur. Terör örgütleriyle can ciğer kuzu sarması olanlara kanacak bir Allah’ın kulu da artık kalmamıştır” dedi.
“ABD VE İNGİLTERE’DE FETÖ’CÜLERLE MASA KURUP İTTİFAK PROTOKOLÜ HAZIRLAMAK MI MEŞRUİYETTİR”
Bahçeli, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin ikinci beş yıllık dönemine demokratik olgunlukla geçildiğini savunarak, “Söz de, karar da Türk milletinindir. Bunalımdan bunalıma sürüklenen ve akıl tutulması yaşayan CHP Genel Başkanı’nın, 'Bu iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur' açıklaması evvelemirde aziz milletimize hakaret ve husumet beyanıdır. Parti içi çalkantılardan dolayı şok geçiren Kılıçdaroğlu’nun milletimizin takdir ve seçimine tahammülsüzlük göstermesi faşist dürtülerin sonucudur. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı seçen Türk milletidir. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni kuran Türk milletidir. Güvenoyunu doğrudan ve aracısız kullanan Türk milletidir. Peki bunun neresinde ahlaki ve siyasi boşluk ya da meşruiyet sorunu vardır? Demokrasiyi demagojiye çeviren ve klasik despotların tavrı neyse aynısını sergileyen Kılıçdaroğlu için siyasi ve ahlaki meşruiyetin kaynağı nedir? ABD ve İngiltere’de FETÖ’cülerle masa kurup ittifak protokolü hazırlamak mı meşruiyettir? PKK’ya, HDP, yani Yeşil Sol Parti’ye melun sözler vermek suretiyle aynı hıyanet çatısı altında buluşmak mı meşruiyettir? Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş’a özgürlük istemek mi meşruiyettir? Kılıçdaroğlu anlatsın da dinleyelim, kafasının içindekilerini öğrenelim. Demokrasiyi sakatlayan, partisini küresel emperyalizme rehin bırakan Kılıçdaroğlu’nun neresi ve hangi siyasi eylemi meşrudur da bize meşruiyet ahkamı kesmektedir?” diye konuştu.
“31 MART 2024 TARİHİNDE ÇIKACAK, ZİLLETİN DE, REZALETİN DE, HIYANETİN DE DEFTERİ DÜRÜLECEKTİR”
Cumhur İttifakı’nı ‘dimdik ayakta’ olarak niteleyen Bahçeli, “Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesi görevinin başındadır. Kılıçdaroğlu kendine baksın, işine baksın, her rüzgara yelken açmaya devam edip kaybettiği siyasi meşruiyet ve itibarını tekrar nasıl kazanacağını hesap etsin. CHP yoldan çıkmış, yozlaşmanın uçurum dibine çakılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, kuru sıkı atan siyasi kadavralarla polemik yarışına girip de zaman kaybedecek kadar şaşkın ve şuursuz değildir. Biz milletimizin gerçek gündemiyle, ülkemizin hedefleriyle, bölgesel ve küresel gelişmelerle meşgul oluyoruz, zillet ittifakında buluşan partileri de Türk milletine havale ediyoruz. Milletimiz bu siyasi kötürümlere 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde hak ettikleri dersi vermişti, anlaşılan hala kafaları almamış, hala ‘bana mısın’ demiyorlar. İnanıyorum ki, turpun büyüğü heybeden 31 Mart 2024 tarihinde çıkacak, zilletin de rezaletin de hıyanetin de defteri dürülecektir” değerlendirmesini yaptı.
“EMEKLİ MAAŞLARINDA ENFLASYON ÜZERİNDE ZAM VERİLMESİ, HATTA ZAMMIN KÖK ÜCRETE YANSITILMASI SAMİMİ DİLEĞİMİZ VE BEKLENTİMİZDİR”
MHP Lideri Bahçeli, gündem konularından birinin sosyal ve ekonomik reformlarla toplumsal refah ve rahatlamayı güçlendirmek, genişletmek ve her kesime yaymak olduğunu ifade ederek, “Enflasyonla mücadelede başarılı sonuçlar alınmaktadır. Herkesin ortak şikayeti olan hayat pahalılığı günden güne tesirini kaybedecektir. Sayıları 16 milyonu bulan emeklilerimizin insanca ve huzur içinde yaşayacakları bir ücret düzeyine kavuşmalarından başka seçenek ise kalmamıştır. Emekli maaşlarındaki muhtemel iyileştirmeler, enflasyon üzerinde zam verilmesi, hatta zammın kök ücrete yansıtılması samimi dileğimiz ve beklentimizdir. Ayrıca küçük ölçekli iş yapan esnaflarımızla çiftçilerimizin prim yükünün hafifletilmesi, ev hanımlarına sigorta desteği sağlanması hususunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Bu çerçevede küçük esnafın emeklilik gün sayısı aşağıya çekilmeli ve 7 bin 200’e indirilmelidir” dedi.
“İKİNCİ BİR SEÇENEK YOKTUR”
Bahçeli, 1 Ekim’de Emniyet Genel Müdürlüğüne yapılan saldırıyı ve terörü lanetleyerek, “Bu kanlı eylemi, PKK’nın 'Ölümsüzler Taburu' isimli şerefsiz bir aparatının gerçekleştirdiği belli olmuştur. Terörün sonuç alması, Türkiye’ye geri adım attırması, haklı mücadeleyi sekteye uğratması asla, kata mümkün değildir. Bu haşeratların, bu insanlık defolarının, bu soysuzların inşallah kökü kurutulacaktır. Terörle huzur, terörle güvenlik, terörle insanlık arasında ikinci bir seçenek yoktur. Bölücü terör örgütü karşısında şaibeli ve şüpheli duruş sergileyen, canilere sahip çıkan veya onlardan medet uman kim varsa, durumunu tekrar gözden geçirmeli, hıyanetle çakışan yollarını derhal ve ön şartsız ayırmalıdır. Elbette 1 Ekim tarihli terör saldırısının önü ve arkası süratle aydınlatılacak, teröristlerin Kayseri’den Ankara’ya nasıl geldikleri, yardım ve yataklığın kimler tarafından yapıldığı açıklığa kavuşacaktır” diye konuştu.
"KURULAN ZAMAN AYARLI BİR TUZAKTIR”
Söz konusu saldırının ardından İçişleri Bakanlığı ekseninde tartışmaların körüklenmesinin, eski ve yeni bakanlar arasında fitne üretiminin tahrik edilmesini ahlaksızlık olarak değerlendiren Bahçeli, “Tescilli FETÖ’cülerin özellikle Süleyman Soylu’ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı’nı kötülemeleri ülkemize kurulan zaman ayarlı bir tuzaktır. Üstelik emniyet teşkilatında tecrübeyle ve kahramanca görev yapan, fakat bir sebepten dolayı görevden alınan bazı isimler etrafında dedikodu kampanyasına tevessül edilmesi asla doğru ve hakkaniyetli bir uygulama da değildir” ifadelerine yer verdi.
“DARBE ANAYASASI TÜRKİYE’YE LAYIK DEĞİLDİR”
Bir başka gündem konusunun yeni anayasa olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metniyle hazırdır. Toplumun her kesimi bu sürecin içinde olmalıdır. TBMM’de temsil edilen siyasi partiler sorumluluktan kaçmak yerine, milletimizin taleplerine müzahir, yapıcı ve destekleyici tavır ve tutum içinde hareket etmelidir. Darbe anayasası Türkiye’ye layık değildir. Artık vakit gelmiştir. Kılıçdaroğlu’nun tek adamla anayasa olmaz çıkışı aymazlıktır, akılsızlıktır, ayıptır. Kaldı ki Türkiye’de tek adam sistemi falan diye bir şey yoktur. Bu uydurmanın anayasa hazırlığını istismar etmek ve minder dışına çıkmak için kullanıldığı açıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Cumhur İttifakı için ortak hedeftir” dedi.
“ARTIK KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEMEYE GEREK YOK, KIBRIS DEVLETİ DEMEK GEREK”
Bahçeli, 3 Kasım’da Kazakistan’da yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci ülke olarak yer almasının Kıbrıs Türklüğünün tanınmasında eşik olacağını savunan Bahçeli, “Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demeye gerek yok, Kıbrıs Devleti demek gerek” ifadesini kullandı.