Kılıçdaroğlu'ndan HDP'ye ziyaret; Kürt sorununun çözüm adresi TBMM'dir
20.03.2023 - 12:02 | Son Güncellenme:
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Mithat Sancar ve Pervin Buldan ile bir görüşme gerçekleştirdi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar'ı TBMM’de ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmede Kılıçdaroğlu'na CHP'den Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Grup Başkanvekili Özgür Özel eşlik etti. HDP'den Parti Sözcüsü Ebru Günday ve Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da görüşmede yer aldı. Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapıldı.
Kılıçdaroğlu, HDP’ye hazırladıkları güçlendirilmiş parlamenter sistem ve anayasa değişikliği ve ortak mutabakat metnini verdiğini belirterek, "Türkiye’nin pek çok sorununu gündeme taşıdık. Bağımsız ve tarafsız yargı mutlaka olmalı, hukuk devleti mutlaka olmalı, sosyal devletin mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor. Temel hak ve hürriyetlerin korunması konusu ortak talep olarak dillendirildi. Çevre ve iklim değişikliği konusundaki duyarlılık karşılıklı olarak ifade edildi" dedi.
'KAYYUM ATAMASINI ASLA DOĞRU BULMUYORUZ'
Kılıçdaroğlu, ziyaret sırasında pek çok konuyu masaya yatırdıklarına vurgu yaparak şöyle devam etti:
"Yerel yönetimler üzerinde duruldu; 'yerel yönetimlerin kayyum uygulamasını, kayyum atamasını asla doğru bulmadığımızı' ifade ettik Sayın Başkanlara. Seçimle gelen seçimle gider. Demokrasinin temel kuralı budur. Siz demokrasiyi yok ederseniz, halkın iradesini ipotek altına alırsanız bu doğru bir uygulama değildir. Demokrasiyi savunmak insan haklarını savunmaktır, yargı bağımsızlığını savunmaktır. Siyaset artık bir kavga alanı olmamalı. Bu ülke artık kavga etmeden bıkmadı mı? Arkadaş siz kavgadan bıkmadınız mı? Kucaklaşmak varken, hangi gerekçeyle kavga ediyoruz? Toplumu niçin kamplaştırıyoruz? Biz birlikten, beraberlikten yanayız. Biz birlikte hareket etmekten yanayız. Siyaset sorun yaratmamalı, siyaset var olan sorunları çözmeli."
'PARTİ KAPATMAK DOĞRU DEĞİLDİR'
Kılıçdaroğlu, parti kapatılmasına karşı çıktıklarını belirterek, "21'nci yüzyıldayız, hala 'parti nasıl kapatırız?' Bu arayışlar doğru değil. Parti kapatmak doğru değildir. Bugüne kadar kapatılan partilerin farklı isimlerle siyaset sahnesinde yer aldığını ve halkın da buna destek verdiğini biliyoruz" dedi.
Kadına yönelik şiddetin artık son bulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kadına yönelik şiddetin mutlaka son bulması lazım. Bu konuda toplumun bir duyarlılığı var. Ve bu duyarlığı siyaset kurumunun kendi ruhunda hissetmesi lazım. Çok açık, net bir şekilde siyaset kurumunun buna tavır alması lazım. Bu tavır alındığı zaman göreceksiniz ki, Türkiye’de kadınlar da özgürce siyaset yapabilecektir. Dolayısıyla kadın toplumun en önemli aktörlerinden ve erkeklerle eşit haklara sahip olması lazım. Tüm dezavantajlı gruplarla ilgili siyaset kurumunun üzerine düşeni yapması gerekir. Dezavantajlı grupların haklarının teslim edilmesi ve özgürce yaşam koşullarının önünün açılması gerekir. Yargının siyasetin üzerinde bir sopa olarak kullanılması kabul edilemez. Biz yargıçlardan, siyasi iktidarın baskısına boyun eğmemesini istiyoruz" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, 11 ili etkileyen deprem konusunu da görüştüklerini, acil bir onarım programının devreye konulması gerektiğini kaydetti.
'TÜM SORUNLARIN ÇÖZÜM ADRESİ TBMM'DİR'
Kılıçdaroğlu, tüm sorunların çözüm yerinin Türkiye Büyük Millet Meclis’i (TBMM) olduğunu dile getirerek, "Kürt sorunu dahil, bütün sorunların çözüm adresi TBMM'dir. Meclis'in varlığı zaten sorunları çözmesinden kaynaklanmaktadır. Kuruluşundan bu yana Türkiye’nin en temel sorunları TBMM’de çözülmüştür. Var olan sorunların tamamını çözeceğiz. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. 'Efendim şu sorun çözülmez.' Niye çözülmesin. TBMM’nin kapasitesi sorun çözmeye yeterli değil mi? Hayır efendim yeterli. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Hiç kimsenin ötekileştirilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Çözülür. Biz milletin sağ duyusuna güvenerek, buraya getirdiği seçtiği parlamenterlerle birlikte var olan sorunları çözmeye hazırız. Bu ülkeye demokrasi ya gelecek, ya gelecek. Geliriz; TBMM'de kürsüde konuşuruz. Oturur bir daha konuşuruz. Bu ülkede 13'üncü cumhurbaşkanı adayı olarak sorunları bitireceğim" diye konuştu.
'DEVLETE ÇİFTE STANDART YAKIŞMAZ'
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Kürtçe için 'bilinmeyen bir dil' ifadesi kullanıldığını belirterek, "TBMM Genel Kurulu'nda kürsüde konuşulur. İngilizce konuşulur, parantez içinde yazar 'cümle İngilizce' diye, Fransızca 'bu söz Fransızca', her şey yazılır. Kürtçe bir cümle geçtiği zaman 'bilinmeyen bir dil' yazılır. TBMM'de nasıl olur da buraya bilinmeyen bir dil yazıyorsunuz. Binlerce yıldır konuşulan bir dili neden 'bilinmeyen bir dil' yazıyorsunuz? Devlete çifte standart yakışmaz arkadaşlar. Doğru değil. Herkesin diline saygı göstereceksiniz. Evet resmi dilimiz Türkçe. Kimsenin bir şey dediği yok zaten. Ama devlet olarak çifte standardı yapamazsınız. Çifte standart yaptığınız zaman vatandaşlarınızı ayrıştırıyorsunuz demektir. Bir grup insanı, bir grup insana düşman ediyorsunuz demektir. Bu emperyal güçlerin Türkiye'ye oynadıkları oyundur. Bu oyundan da Türkiye'yi kurtaracağız. Herkes rahat olacak bu ülkede. Yeni bir başlangıç yapacağız. Ahlaklı, demokratik, herkesi kucaklayan bir başlangıç yapacağız. Kavgadan arınan bir toplum" dedi.
BULDAN: PARLAMENTODA AĞIRLAMAK İSTEDİK"
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da Türkiye'nin en temel sorunlarını konuştuklarını belirterek "Türkiye toplumunun, Türkiye halklarının bizden beklentisini konuştuk. Bugün Sayın Başkanı burada ağırlamamızın nedeni, Kürt sorununun demokratik çözümünün parlamento çatısı altında, TBMM altında çözümünden yana olduğumuzu göstermek amaçlıydı. O yüzden Sayın Başkanı ve heyeti parlamentoda ağırlamak istedik. Başta Kürt sorunu olmak üzere, Türkiye'nin bütün sorunlarının çözümünde Türkiye toplumunun beklentilerini ve gelecek seçimler sonrası yapılacakları da istişare ettik. Geldikleri için teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise yapıcı bir görüşme gerçekleştiğini ifade ederek, "Yeni bir başlangıca ihtiyaç var. Yeni başlangıç; özgürlük ve adaletle mümkün olacaktır. Türkiye'nin bütün sorunları burada geniş bir mutabakatla çözülebilir. Burada yaptığımız konuşmalarımızı kurullarımıza taşıyıp, ittifak güçlerimizle paylaşacağız. Birkaç gün içinde kapsamlı bir açıklamada bulunacağız" dedi.
GÖRÜŞME İÇİN ANKARA KULİSLERİNDE NE KONUŞULUYOR?
CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova Kılıçdaroğlu-HDP görüşmesiyle ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu;
Kulislerde en çok tartışılan başlık bu. Hatırlayacaksınız geçen hafta AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ile yayın yapmıştık ve Kurtulmuş'un şöyle bir ifadesi vardı; 'Kılıçdaroğlu'nun adaylık yarışında varlık gösterebilmesi HDP'ye bağlık. HDP'nin desteğine bağlı' ifadesini kullanmıştı.
Millet İttifakı için HDP'nin vereceği destek ya da vermeyeceği destek önemli olacak gibi görünüyor bu süreçte. Dolayısıyla bu görüşmede neler konuşulacak? HDP bir takım taleplerde bulunacak mı? Kılıçdaroğlu bunlara ne yanıt verecek? İYİ Parti'nin yaklaşımı ne olacak? Malum Meral Akşener demişti ki; 'Cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu her partiyle görüşecektir. HDP ile de görüşmesi doğaldır. Ama HDP'nin talepleri masaya gelemez. Orada kırmızı çizgilerimiz var. İYİ Parti'nin duruşu net.'
Dolayısıyla bu görüşmede ne konuşulacağı ve sonrasındaki sürecin nereye evrileceği o anlamda önemli olacak. HDP'nin artık 6'lı masada herhangi bir şekilde olması beklenmiyor. Neden? Ayrı bir ittifak içinde seçime gireceklerini açıkladılar. En son 16 Mart'ta bir toplantı yaptılar. Emek ve Özgürlük İttifakı... Orada Emek Partisi, Emekçi Hareket Partisi, İşçi Partisi, Toplumsal Özgürlük Partisi gibi 6 partiden oluşan bir ittifak bu. Bunlar bir arada seçime girme kararı aldılar. Dolayısıyla 'Masaya da sofraya da oturmayacak' deniyor HDP için ama bu ittifakın kendi Cumhurbaşkanı adayı çıkarıp çıkarmayacağı çok kritik olacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde. Kılıçdaroğlu'nun bugün HDP ile yapacağı görüşme o anlamda önemli.
16 Mart'taki ittifak yapma kararı alan partiler toplantıdan sonra Cumhurbaşkanı adayı için net bir açıklama yapmamışlardı. Aynen şu ifadeyi kullanmışlardı; Bugün yürüttüğümüz tartışma neticesinde oluşan ortak tutumumuzu en kısa zamanda bir basın toplantısıyla kamuoyuna paylaşma kararı aldık' denmişti.
Belli ki bir ortak tutum var. Ama bunu paylaşmak için bu görüşme beklenmiş o da çok net. Dolayısıyla bugünkü görüşmeden sonra bu kararın ne olacağı önemli. Açıktan bir destek gelir mi? Yoksa daha önce olduğu gibi açıktan olmasa da bir destekle HDP, Kılıçdaroğlu'na bu seçimde güç verir mi? O nasıl olabilir... Dediğimiz gibi 'Adayımız Kılıçdaroğlu'dur' demezler ama kendi ittifakları da bir aday çıkarmamayı tercih eder veya çok düşük bir profil aday çıkarır. Bir çok senaryo konuşuluyor.
Bu görüşmeden önce HDP'nin talepleri ne olacak tartışmaları da vardı. HDP'nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi'nde bir yazı kaleme almıştı 18 Mart'ta ve demişti ki; 'HDP, Millet İttifakı'nın bir parçası değil. Olmak gibi bir isteği de yok. HDP'nin duymak ve emin olmak istediği şey demokratik değişimin ciddi içtenlikle ele alınıp alınmayacağı.'
Nedir bunlar? İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, kültürel haklar, temel haklar, ekonomiden eğitime, sağlığa gibi gibi temel politikalarda ne yapmak istediklerini duymak gibi bir yaklaşımdı bu.
Görüşmeye katılan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel dün akşam Habertürk'te canlı yayında şunu söyledi; 'Kendi durumumuzu pozisyonumuzu HDP'ye ileteceğiz. Bakanlık vermiyoruz ama seçilmiş belediye başkanlarını da ellerinden almayacağız' ifadesini kullandı. Yani CHP şimdiden diyor ki; Kayyumluk meselesine son vereceğiz. Bu vaatte bulunuyor.
Onun yanı sıra HDP seçmenine 'Demokratik siyaset vaat edeceğiz.' ifadesini kullandı Özgür Özel.
