19 Kasım’da Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde ‘Kafkametler’ adlı Türk gemisi fırtına nedeniyle limanda sürüklenmemesi için açığa çıkartıldı. Mendireğe çarpan gemi batarken kayıp 12 Türk mürettebatın bulunması için arama çalışması başlatıldı.
Gemide aşçı olarak görev yapan Metin Usta’nın ise karaya vuran cansız bedeni bulundu.
'Pallada' isimli kuru yük gemisi de Ereğli ilçesindeki fırtınadan dolayı ikiye ayrılıp karaya oturmuştu.
Bölgede dalga boyunun 8-9 metreyi bulduğunu belirten İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yaptığı açıklamada, 'İzmir’e gitmek üzere limandan ayrılan Türk bayraklı Kafkametler adlı kuru yük gemisi sürüklenerek mendireğe çarpmak suretiyle maalesef batmıştır. Gemide bulunan 12 Türk mürettebattan 1 vatandaşımızın cansız bedenine ulaşılmıştır' ifadelerini kullanmıştı.
GEMİNİN SON GÖRÜNTÜSÜ
Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından batan geminin güvenlik kamerası görüntülerine yansıyan son görüntülerini paylaştı. Öte yandan arama çalışmaları devam ederken batan gemiye ait parçaların bir kısmı bulundu.
"BEN BÖYLE KUVVETLİ BİR HAVA DAHA ÖNCE GÖRMEDİM"
Peki Zonguldak'taki gemi nasıl battı? Bu durumda mürettebatın kurtulma ihtimalleri neler? Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKKAPDER) Başkanı Zafer Akbulut, konuyla ilgili milliyet.com.tr'den Sercan Dinç'e açıklamalarda bulundu.
Normal şartlarda Karadeniz çok kuvvetli bir deniz. Aslında benim en çok sorguladığım ve herkesin sorguladığı Bu havadan neden gidildi? Volgo Baltlar, Pallada gemisi ve Kafkametler gemisi buralarda seyir yapan gemiler. Ama bu hava şartlarında seyir yapacak gemiler değil. Ben 1998'de üniversiteyi bitirdim, 25 yıldır mesleğin içindeyim. Hala kılavuz kaptan olarak çalışıyorum. Ben Karadeniz'de ve Marmara Denizi'nde böyle kuvvetli bir hava daha önceden görmedim.
Batan Kafkametler adlı geminin telsizcisi Mustafa Nacar'ın olay anında ailesine mesaj atarak helallik istediği ortaya çıktı
BU HAVA ŞARTLARINA DAYANAMAZDI
Bu havada diğer herkes bütün şirketler kaptanlarıyla tersaneler, limanlar, kendi ellerinden geldiği kadar tedbirlerini almışken gemi ve şirket arasında da böyle tedbirlerin olması, geldiği limandan çıkmaması veya orada bulunan otoritelerin gemiyi çıkarmaması gerekirdi. Oradan geminin çıktıktan sonra bu hava şartlarında zaten dayanması beklenemezdi. Otomatikman gemi mendireğe çarpınca oralarda demir atma durumu yok. Fırtına ve dalganın etkisiyle mendireğe çarpıp kırılıp batmış.
"YANLIŞ ZAMANDA YANLIŞ YERDE"
Bölgede ikiye bölünen Pallada gemisinden farkı... Pallada demir bölgesinde beklerken sürüklene sürüklene karaya gitmiş. Bu gemi de oralarda olsaydı sürüklenebilirdi. Buradaki tek şey, yanlış zamanda yanlış yerde olunması.
"ŞANSI ÇOK ÇOK AZ"
Gemilerin özellikle kendi freefalları var, rescue botları var, liferaftları var ama bölye havalarda onu açıp aşağı inmek inanın çok çok sıkıntılı. Yapmaya çalışmışlardır. Geminin kaptanı gemiyi terk vermiştir, gemiyi çıkartmaya çalışmıştır, elinden geldiği kadarıyla kesinlikle özveriyle çalışmıştır. Ama o havada o mürettebatı o dalgalarda normal büyük gemiler bile çok rahat hareket edemedikleri gibi 60-70-80 metre koster dediğimiz gemiler hareket edebilme şansı, kendi bildikleri doğruyu yapabilme şansı çok çok azdır.
"KAPTAN, PERSONELİNİ KURTARABİLMEK ADINA HER ŞEYİ YAPMIŞTIR"
Burada tek yapılabilecek şey geminin seferini yapmaması... Çünkü havanın durumunun geleceği belliydi 5-6 gün öncesinden. Tabi gemi kaptanı ne düşündü, şirketle ne konuştu, neler planladı bilemiyorum ama tabi ki personelini kurtarabilmek adına her şeyi yapmıştır. Belki seyir yaparken gemiyi kurtarabilmek adına kayalıklara gitmiş olabilir. Bunu da düşünmüş olabilir. Veya oturtmaya çalışırken akıntı rüzgara kapılmış olabilir. Elinden geleni yapmıştır.
"HER BÖLGEYE KURTARMA HELİKOPTERİ KOYMAK GEREKİR"
Bizim Karadeniz'de Akdeniz'de Ege'de böyle 'kuvvetli' römorkörlerimiz yok. Römorkörler de bu işleri yapamazlardı. Otomatikman dünyada şu akla geliyor; Bir İngiltere'nin, Almanya'nın, Fransa'nın, ABD'nin kendi sahil güvenlikleri helikopterlerle varsa helikopterlerle en fazla burada yardımcı olabilirdiniz. Pallada gemisi kıyıda olduğu için kıyıdakilere yardımcı olmak çok kolaydı. Ama o açıkta, deniz ortasında herhangi bir şeye bağlı olmadığı, oturmadığı için bir römorkör göndermek ki eldeki römorkörleri göndermek zaten olmazdı ama kuvvetli römorkör de sıkıntı yaratabilirdi.
Bundan sonrası için yapılabilecek her bölgeye pilot bölge yapılır oraya kurtarma helikopteri, eğitimli, kurtarma işini bilen helikopterler koymak gerekir. Bunu her sene yaşıyoruz.
GEREKLİ ADIMLAR BİR AN ÖNCE ATILMALI
Karadeniz ve Marmara hattında böyle küçük gemiler çalıştığı için bu ilk olmadı, son da olmayacak. Ne yapabiliriz? Burada can kurtarmaksa, bunları kurtarabilmek için gerekli adımları bir an önce atabilmemiz gerekiyor. Öte yandan Akbulut, denizcilerin yıpranma haklarının tekrar geri verilmesi gerektiğini de belirtti.