İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun arasında olduğu 106 şüpheliye yönelik gerçekleştirdiği terör ve yolsuzluk operasyonunda emniyetteki ifade işlemleri sona erdi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ekrem İmamoğlu ilk olarak terör soruşturması kapsamında ifade verdi.
“BUNUN BANA SORULMASINI BİLE ZUL KABUL EDERİM”
Yaklaşık 1 saat süren ifadede İmamoğlu’na, “Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?” diye soruldu. İmamoğlu bu soruya, “Benim ailemin ve şahsımın etrafında terör ile ilgili kimse barınamaz, bir parçası olamaz. Bunun bana sorulmasını bile zul kabul ederim” dedi.
SAVCIDAN KENT UZLAŞISI SORUSU
Savcı İmamoğlu’na ‘Kent Uzlaşısı’nı da sordu. Kent uzlaşısı nedir? Açıklayın soruna İmamoğlu, “Özellikle İstanbul seçimlerinde İstanbul ittifakı ve Türkiye ittifakı ifadelerini sayısız kere kullandım. Başka bir siyasi partinin yaptığı tarif ve o tarifi aynı duyguyla paylaşan kişilerin durumu kendilerini bağlar. "Kent Uzlaşısı" ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktu” dedi.
“KUMPAS İÇERİKLİ YALAN İFADELER”
Bir gizli tanığın ifadesinde DEM Parti’nin CHP’yi desteklemesi için oluşturulan para trafiğinin sorulması üzerine İmamoğlu, “DEM Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasındaki bağlantı ve finansman ilişkisini kurmakla ilgili ne Murat Ongun’un, ne İBB Genel Sekreter Yardımcısı olan Mahir Polat’ın ne de Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan’ın ilişkisi yoktur. Herhangi bir tespitim ve şahitliğim yoktur. Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Çoğunlukla uydurma, kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir” dedi.
“GİZLİ TANIĞIN İFADESİ SEVİYESİ DÜŞÜK CÜMLELERLE DOLU”
Gizli tanık ifadelerinin sorulmasına tepki gösteren İmamoğlu, “Yukarıda tarafınızca okunan gizli tanık ifadelerini şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan iftira, uydurmadır. Bahsi geçen bir kısım yakından tanıdığım insanların namusuna, şerefine ve haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul'da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum” dedi.
“UYDURMA SORULAR”
İmamoğlu ifadesinin son kısmında şunları söyledi: “4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanık ifadelerine bağlamış olması gözaltına 3-5 gün kala hatalı tespitler içeren MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır” dedi.
“DEMOGRAFİK YAPIYA UYGUN OLDUĞU DÜŞÜNÜLDÜ”
İmamoğlu’na, “Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer’in adaylık sürecine ilişkin söyleyecekleri soruldu. İmamoğlu, “Esenyurt'ta aday olarak belirlenen arkadaşımızın çekilmesine müteakip Esenyurt ilçesinin demografik yapısına uygun olduğu düşünülen ve geçmişte benim de danışmanlığımı yapmış CHP üyesi Prof. Dr. Ahmet Özer Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezi tarafından aday gösterilmiştir. Bu süreçlerin tamamı Büyükşehir Belediye Başkan adayının tavsiyesi, il başkanlığının çalışma ekibine sunulması akabinde il başkanlığı bu öneriyi olumlu bulması halinde genel merkeze taşır ve genel merkezde bu karar Merkez Yürütme Kurulu öneresi ile Parti Meclisinde oylanarak karar verilir. Süreçler bu sekilde işletilmişti” diye cevap verdi.
“BU KAVRAMI HİÇ KULLANMADIM”
“Kent Uzlaşısı tanımına ve bu fikrin gerçekleştirilmesine ilişkin bilgi, gördü ve katkınız nedir?” sorusuna İmamoğlu, “Bahse konu kavramı hiç kullanmadım. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir katkım da bulunmamaktadır. Ayrıca başka bir siyasi partiye benim fikri ve söylemsel bir katkım olması düşünülemez” dedi.
İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında verdiği ifade ise 2 sayfa oldu. İmamoğlu ifadesinde, “Ben fotoğraflar ile ilgili cevap vermek istemiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım ve Türkiye'de en fazla gündemde olan kişilerdenim. Hayatım halkın arasında geçiyor ve insanlarla ilgili en fazla güvendiğim şey bir kere gördüğüm insanları tanımak ve hatırlamak üzerinedir. Ancak listeli bir şekilde fotoğraf tablosunun önüme konularak büyük bir bölümünün benimle çalışan özel yaşamımda benimle ilişkili ve siyasi olarak yol arkadaşı olduğum belli insanların bana sorulmasının şahsıma uygun bir soru yöntemi olarak görmüyorum. Zaten fotoğraflarda olan kişilerle ilişkilerim bellidir ve tespitlidir” dedi.
“TEKRARDAN ARAŞTIRILMASINI İSTİYORUZ”
İmamoğlu ifadesinin devamında, “Bana sormuş olduğunuz Sarıyer İlçesi Reşitpaşa Mahallesinde bulunan 624 ada, 175 parselde yer alan kamulaştırma ile ilgili tamamen belediyenin bölgeyi yeşil alan olarak halkın huzuruna sunması için yapılmış bir çalışmadır. Belediye olarak binlerce kamulaştırma işlemi yapılmıştır. Buda onlardan sadece bir tanesidir. Yasemin Eroğuz tarafından satın alınan söz konusu yer her ne kadar MASAK raporunda 3.000.000 matrahlı ve 250.000 TL kapora ödemesi şeklinde gözükmüş ise de, söz konusu arazinin alımı için Türkiye İş Bankasından iki ayrı kredi kullanılarak gerçekleşmiş olup, ödemeler kredi vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu hususun tekrardan araştırılmasını istiyoruz” dedi.
“KUL HAKKI YENMESİ BENİM VE MİLLETİMİN ÇOK AĞIRINA GİTTİ”
“En önemli hususun şeffaflık ve hesap verebilirlik olduğunu çok iyi bilirim” diyen İmamoğlu, “Hayatım ile ilgili hiçbir hususun gizliliği olmamıştır. Hele hele kamu yöneticisi olduktan sonra gizlilik olamayacağını da bilen birisiyim. Ticaretim ile ilgili ailem ilgili tüm hususlar kamuoyunun önünde şeffaf bir biçimde sürmektedir. Üç nesildir ticaretin içinde olan bir insan ve dünyanın en büyük şehirlerinden birinin belediye başkanı olarak kamuda hesap sormanın ve hesap vermenin çoklu yöntemleri var iken dört gün önce sabah 6'da yüzlerce polisin evden bir insanın alınması ve oluşan gündem ile Türkiye'ye büyük bedeller ödetilmesi, ilave olarak da insanları mutsuz ve huzursuz hale getirilmesi ve son olarak mübarek Ramazan ayında kul hakkı yenmesi benim ve milletimin çok ağırına gitmiştir” dedi.
“NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ”
İmamoğlu ifadesinin devamında, “Üzülerek bir şehrin yollarının kapandığı, giriş çıkışın denetlenir hale geldiği, koca ilçelerin tümüyle barikatlarla çevirili bir ortamın benimle ilgili soruşturma süreçlerinin ve gözaltına alma eyleminin ne kadar yanlış olduğunun göstergesidir. Doğru yöntemi tercih etmeyip namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanların, raporları düzenleyenlerin Allah'ın verdiği ömür kadar mücadeleme hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim. Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir” dedi.
Yeşilçam'ın efsane isimlerinden usta oyuncu Filiz Akın 82 yaşında yaşama gözlerini yumdu