10.08.2021 - 15:40 | Son Güncellenme:
DHA
Babasını küçük yaşta kaybeden ve sevgi evinde büyüyen Eda Nur Kaplan, 7 Ağustos gecesi sabaha karşı ablası Güler Kaplan'ın erkek arkadaşının Çankaya Alacaatlı Mahallesi'nde 15'inci kattaki evinin balkonundan atlayarak yaşamına son verdi. İntihardan önce cep telefonundan annesine "Anne küçük kızın bazı şeylere dayanamıyor artık. Kızını çok harcadılar. Kimseye bir şeyini anlatamadı. Hep içine attı. Ama o da çok birikti. Dayanamıyor artık. Hiçbir şeylerin güzel olacağına inancı kalmadı. Hakkımı yerde bırakmayın lütfen" mesajını gönderen Eda Nur, Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
CİNSEL SALDIRI ŞİKAYETİ
Eda Nur Kaplan'ın ölümüyle ilgili soruşturma başlatılırken, intiharından 1 hafta önce 31 Temmuz'da da polise başvurarak, Mehmet A. ve Yusuf G.'nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek şikayette bulunduğu ortaya çıktı. Eda Nur Kaplan'ın, sosyal medyada tanıştıkları Yusuf G. ile akşam eğlence mekanında buluştuklarını, yanlarında ablası ve kendisini 'Tayfur' olarak tanıtan Mehmet A.'nın da bulunduğunu söylediği öğrenildi. Eda Nur Kaplan'ın, burada bir süre içki içtikten sonra başka bir mekana gittiklerini, burada ablası tuvalete gittiği sırada Yusuf'un kendisini eve bırakma bahanesiyle mekandan çıkardığını ve otele götürdüğünü belirttiği öğrenildi. Eda Nur Kaplan'ın, burada önce Yusuf G. sonra da Mehmet A.'nın isteği dışında kendisine cinsel saldırıda bulunduklarını iddia ederek şikayette bulunduğu belirlendi.
DİĞER ŞÜPHELİ DE GÖZALTINDA
Şikayet üzerine Mehmet A.'nın gözaltına alındığı ancak Eda Nur Kaplan'da darp ve zorlama olmadığı yönündeki doktor raporu üzerine delil yetersizliğinden serbest bırakıldığı öğrenildi. Eda Nur'un şikayeti üzerine başlatılan cinsel saldırı soruşturmasında aranan Yusuf G. de bugün polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
NE OLMUŞTU?
Olay, cumartesi saat 01.00 sıralarında Çankaya Alacaatlı Mahallesi'ndeki sitede meydana geldi. Sitenin D bloğunda bir süredir ablasıyla yaşayan Eda Nur Kaplan, 15'inci kattaki evlerinin balkonundan atladı. Sitede yaşayanların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde yerdeki Eda Nur'un hayatını kaybettiği belirlendi. Eda Nur'un cansız bedeni olay yerinde yapılan incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.
1 HAFTA ÖNCEDEN SOSYAL MEDYADAN TANIŞTI
Eda Nur Kaplan'ın, 31 Temmuz'da karakolda cinsel saldırı iddiasıyla ilgili verdiği ifadesi ortaya çıktı. Eda Nur ifadesinde, Yusuf A. ile 1 hafta önce sosyal medyada tanıştıklarını belirterek, "Yusuf G. ile bir eğlence mekanında buluştuk. Yusuf, kendisini 'Tayfur' olarak tanıtan bir erkek şahısa geldi. Yusuf, Tayfur, ben ve ablam burada oturduk. Ablamın dışında ben, Yusuf ve Tayfur alkol içtik. Bu mekanda biraz içtikten bir araçla, Tunalı Hilmi Caddesi’nde faaliyet gösteren ismini hatırlamadığım bir eğlence mekanına gittik. Burada da bir süre alkol aldık. Burada ablam Güler, mekanın lavabosuna girmişti. Bu esnada Yusuf bana 'iyi değilsin, gel seni eve bırakayım' dedi. Ben de alkolün etkisiyle kabul ettim. O esnada ablam lavaboda olduğu için ona haber veremedim. Yusuf’un aracına bindik, Yusuf araçtayken, ‘çok alkollüsün, bu şekilde eve gitmen uygun olmaz, gel seni otele götüreyim, bir gece orada kal, sabah kendine gelince, evine gidersin’ dedi. Ben de alkolün etkisiyle kabul ettim" dedi.
'YARI BAYGINDIM KARŞI KOYAMADIM'
İfadesinde 31 Temmuz 01.30 sıralarında otele girdiklerini belirten Eda Nur, "Otelin giriş katında bulunan bir odaya gittik. Odaya girer girmez Yusuf bana hiç bir şey söylemeden cinsel tacizde bulunmaya başladı. Benim rızam olmadan benimle zorla cinsel ilişkiye girdi. Ben alkolün etkisiyle çok fazla tepki gösteremedim. Ardından Yusuf üstünü giyinerek ‘kredi kartını unutmuşum alıp geleceğim’ diyerek odadan ayrıldı. Sonra ben uyuyakalmışım. 1 saat sonra Tayfur odaya girmiş, benim haberim yoktu. Bir anda rızam ve isteğim olmadan Tayfur benimle ilişkiye girmeye çalışıyordu. Gücümü toplayarak istemediğimi söyledim. 'Ne yapıyorsun' diye sordum. 'Bir şey yapmıyorum' diyerek ‘ilişkiye devam etti’. Yarı baygın olduğum için karşı koyamadım, sadece kendimi kasabildim. Daha sonra bana kendi telefonunu vererek 'al ablanı ara, taksiye bin ve git' dedi. Bende kendi telefonumu yanıma almamıştım, telefonum çantanın içinde ablamın yanında bulunuyordu. Bunun üzerine ablamı arayıp eve geleceğimi söyledim. Beni taksiye bindirdi ve 05.00 sıralarında evime döndüm. Sonra ablama anlattım ve şikayetçi olduk" dedi.
TAKSİ ŞOFÖRÜ İFADE VERDİ
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan, Eda Nur'u otelden evine götüren taksi şoförünün ise "Eda Nur çok sarhoştu ve yarı baygın vaziyette taksiye bindi. Ara ara sayıklayarak, 'Anneme ne söyleyeceğim. Ben bu duruma nasıl düştüm. Ben şimdi ne yapacağım' diyordu" dediği öğrenildi.
EN YAKIN ARKADAŞI KONUŞTU
Eda Nur Kaplan ile birlikte 6 yıl aynı sevgi evinde kalan yakın arkadaşı S.F. de DHA'ya konuştu. S.F., Eda Nur'un 18 yaşına girmesi ardından sevgi evinden ayrılarak ablası ile yaşamaya başladığını belirterek, "Eda Nur sosyal medyada popüler biriydi. Sosyal medyadan tanıştığı iki kişiyle gece bir eğlence mekanına gidiyorlar. Orada ablası tuvalete gittiğinde Eda'yı kaçırıyor ikisi de. Eda'ya 'ablan eve gitti' diyorlar. Apart bir oteli varmış. Orada önce Yusuf G., sonra Mehmet. A. cinsel saldırıda bulunuyor. Eda sabah olunca kendine geliyor ve sonra karakola giderek şikayetçi oluyor. Hepsini bana anlattı. Karakoldan hastaneye gönderiyorlar. Hastane raporunda 'darp, yara, zorlama yok' deniyor. Eda yarı baygın halde. Kendisi de bazı şeyleri hatırladığını söylüyordu. Sürekli 'Yarı baygındım, engel olamadım, çırpınamadım' diyordu" dedi.
'BANA İNANMAYACAKLAR' DİYORDU'
S.F., Eda Nur'un olaydan sonra depresyona girdiğini ve sürekli uyuduğunu söyleyerek "Sürekli uyuyor ve ağlıyordu. Ona inanmayacaklarından bahsediyordu. 'Bana inanmayacaklar' diye ağlıyordu. İntihar ettiği gün ablası uyuduktan bir saat sonra kendisini 15'inci kattan atmış. Otopsi raporunda intihar olduğu tespit edildi. Ayrıca kanında alkol bulundu. Bana ve ablasına her şeyi anlattı. Yetiştirme yurdunda kaldığı için memuriyet bekliyordu. Çalışma hayatına girmeyi bekliyordu. Babalarından kalan emekli maaşıyla abla kardeş geçimlerini sağlıyorlardı" diye konuştu.