28.06.2022 - 08:50 | Son Güncellenme:
Gökçe KARAKÖSE-Mertcan ÖZTÜRK-Hasan YILDIRIM-Özgür EREN-Soner HASIRCIOĞLU-İdris TİFTİKCİ /İSTANBUL Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ ESKİŞEHİR
(DHA)
Usta oyuncu Cüneyt Arkın dün gece saatlerinde rahatsızlanarak Beşiktaş, Ulus'ta bulunan özel bir hastanede tedavi altına alındı. Eşi Betül Cüreklibatır ve yakınları hastaneye geldi. 85 yaşındaki oyuncu burada hayatını kaybetti. Türk sinemasına damga vuran, yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın'ın çok sayıda ödülü bulunuyordu.
ÖLÜM NEDENİ BELLİ OLDU
Arkın'ın vefat ettiği hastaneden yapılan açıklamada, "Türk sinemasının değerli oyuncusu Sayın Cüneyt Arkın kalbinin durması sebebiyle ambulansla geldiği Liv Hospital'da bütün yeniden canlandırma çabalarına rağmen hayatını kaybetti. Liv Hospital Ailesi olarak Türk sinemasının dev oyuncusunu kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Cüneyt Arkın'ın ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz." denildi.
DOKTORUNDAN AÇIKLAMA
Usta oyuncunun tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyleyen Prof Dr. Ferah Ece, "Dün gece yarısından sonra ambulansla kalp durmasıyla hastanemize başvuran sanatçımız maalesef yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Ailesi başta olmak üzere sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. Kalp durmasıyla geldiği için büyük ihtimalle kardiyak bir problem olmuştur. Belli bir yaştan sonra kalp kasları da çok kuvvetli olmadığı için kardiyak bir sebep daha doğrusu hem solunum hem kardiyak sebep diye düşünebiliriz. Akciğerlerin hasarlı olması kardiyak olarak da yük bindiriyor kalbe. Bu nedenle yaşlılığın verdiği etkiyle de organlar genç olduğu gibi kuvvetli değil" dedi.
CENAZE PROGRAMI
Ailesi, ünlü oyuncunun sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, 30 Haziran perşembe günü, Teşvikiye Camii'nde öğlen namazına müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası son yolculuğuna uğurlanacağını duyurdu.
Açıklamada; "Çok acı kaybımız. Merhume Hacı Halise Cüreklibatır ve Merhume Hacı Yakup Cüreklibatır'ın değerli oğlu, Murat, Kaan ve Filiz'in sevgili babaları, Deniz ve Aslı'nın kayınpederi, Cemre, Polat, Tara, Arkın, Zeynep, Defne ve Sarp'ın dedeleri, Betül Cüreklibatır'ın kıymetli eşi, Türk sanat dünyasının duayeni kıymetlimiz Cüneyt Arkın'ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Cenazesi 30 Haziran perşembe günü 10.30, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki törenin ardından öğlen namazına müteakip Teşvikiye Camii'nde kılınacak namaz sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. Tüm sevenlerine ve kamuoyuna duyurulur." ifadeleri yer aldı.
DOĞDUĞU KÖYDE BÜYÜK ÜZÜNTÜ
Eskişehir'in Odunpazarı ilçesine bağlı 90 nüfuslu Karaçay Mahallesi'nde 1937 yılında doğan Arkın'ın ölümü, memleketinde üzüntüyle karşılandı.
Karaçay Muhtarı Metin Erul, Cüneyt Arkın'ın bir süre köyde yaşadıktan sonra ayrıldığını ifade ederek, "Başımız sağ olsun. Biz de çok üzüntülüyüz. Eşinin, dostunun, akrabasının başı sağ olsun. Bizim köyde yetişmiş olduğu için ve bizim köyün insanı olduğu için biz de çok üzgünüz. Burada Cüneyt Arkın'ın adına bir şey yapmak isteriz. Çeşme veya orman yaparak anısını yaşatmak istiyoruz. Köyümüzün evladı. Burada koyun bakmış, ata binmiş zamanında. İstanbul'a gidince buralarda pek fazla görmedik. Allah rahmet eylesin, köyümüzün insanı. Köyümüzde doğmuş, büyümüş, ata binmiş, koyun bakmış bir ağabeyimiz. Çocuklarımız filmleriyle geçti. Çocukluğumuzda çok filmini izledik. Devamlı onun filmlerini izlerdik. Allah rahmet eylesin" dedi.
PARK PAPATYALARLA DONATILDI
Cüneyt Arkın, 11 Mayıs'ta sosyal medya hesabından, "İlerleyen günlerde Eskişehir'e bağlı dünyaya geldiğim Odunpazarı ilçesindeki Cüneyt Arkın Parkı'na gidip bol bol karımın sevdiği papatyaları ekeceğim" diye paylaşımda bulundu.
Arkın'ın hayatını kaybetmesinin ardından Orhangazi kreşindeki çocuklar, öğretmenleriyle Odunpazarı Belediyesi tarafından yaptırılan Cüneyt Arkın Parkı'na geldi. Ellerinde papatyalarla dolaşan çocuklar daha sonra belediye ekipleriyle birlikte papatyaları parkın çeşitli yerlerine ekti. Çiçeklerin can sularını da veren çocuklar, oyunlarını da parkta oynadı.
ORHAN GENCEBAY: KENDİSİYLE ÇOK ANILARIMIZ VAR
Arkın'ın ölüm haberinin ardından CNN Türk'te açıklamalarda bulunan sanatçı Orhan Gencebay, "Allah gani gani rahmet eylesin. Son zamanlarda hastaymış. Durumu iyi değil diye duyuyorduk. Onun çalışmaları başkaydı. Kendisiyle bir çok anılarımız var. Ben bir sanatçı olarak, dost olara değerini anlatabilirim. İstisna biri. Çok yakışıklı biriydi. Dünya starı olabilirdi. Böyle bir teşebbüsü de vardı. Bu söylediğimiz sahneler bir tanesini söyleyim. Kamyon giderken kamyonun sağ tarafından aşağı inerek öbür tarafından çıkardı. Böyle bir yüreği, arzusu, işini yapabilme isteği vardı. İstisna bir sanatçımızı kaybettik. Allah gani gani rahmet eylesin." dedi.
"İYİ DERECEYLE MEZUN OLMUŞ TIP DOKTORUYDU"
Yapımcı Türker İnanoğlu da, 'Hepimizin başı sağolsun. Gece çalıştım şimdi haber aldım. Cüneyt Arkın sinemaya girdiği andan tiabren beraber çalıştığımız, dostluk yaptığımız bir arkadaşımızdı. 32 tane film çektik beraber. Çocuklarının evliliklerinde şahitliğini ben yaptım. Kendini çok yıprattı Cüneyt setten sete koşarak. Çok üzüldüm. Ne diyeceğimi şaşırdım. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Eşine ve çocuklarına başsağlığı diliyorum. Cüneyt Arkın çok tıbdan çok iyi dereceyle mezun olmuş tıp doktoruydu. Sinema içinde kalacağını doktorluk yapmayacağını söyledi. Sinemada yürüttü hayatını. Kaderini kendi çizdi. Cerrahpaşa'dan dereceyle mezun oldu. 50'lilerden beri ben sinemanın en eskisiyim. Türk sinemasının gelmiş geçmiş bir numaralı jönüydü. Hepsiyle çalıştım. Cüneyt başkaydı. ' ifadelerine yer verdi.
Oyuncu Serdar Gökhan, 'Öğrendiğimde yıkıldım. Araba kullanıyordum, kenara çektim. Hiç beklemediğim bir ölümdü. Çok üzüldüm. Hangimiz daha iyi filmler yapacak diye tatlı bir rekabet içindeydik. Söyleyecek kelime bulamıyorum. Gerçekten büyük bir kayıp. Bir efsaneydi bana göre. Sahip çıkmak lazım. Bir elin beş parmağı kadar insan kaldı Yeşilçam'da. Kalanlara sahip çıkmak lazım. Bir ödül vermekle bu iş olmuyor. İlgilenmek lazım. İlgi alakadan yoksun kaldıkları zaman çöküyorlar. İnşallah bundan sonra kalanlarımıza sahip çıkarız. Cüneyt dünya tatlısı bir adamdı. Allah gani gani rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Tüm camiamıza, ailemize başsağlığı diliyorum' açıklamasını yaptı.
"Yeşilçam adını verdiğimiz Türk sinemasının köklü çınarlarından biriydi." diyen Sinema yazarı Uğur Vardan ise; "Bizim kuşağımız için bir çok karakteriyle zihnimizde sonsuz kadar çıkmayacak imajlar bıraktı. Örneğin Malkaçoğlu, Kara Murat'tı... Kitleleri peşinden koşturuyordu. Bir dönemin yavaş yavaş kapandığını bu büyük değerlerin kaybıyla daha iyi anlıyoruz." ifadelerine yer verdi.
GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI: ACISI UNUTULMAYACAK
TRT Haber yayınına katılan sinema sanatçısı Selda Alkor, Cüneyt Arkın ile ilgili mesajlarını gözyaşlarıyla paylaştı. Alkor, "Sabahtan beri telefonlar susmuyor. Böyle bir haberle uyanmak çok üzücü, çok zor. Çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Kaybına inanamıyorum. Yeşilçam'ı öksüz bırakarak gidiyorlar. Cüneyt çok yönlü bir arkadaşımızdı. Her şeyden önce doktordu, iyi bir oyuncuydu. Hayatını verdi. Acısı unutulmayacak. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Rüya görüyorum gibi geliyor. Çok iyi birisiydi. İnanın konuştuklarımı anlayamıyorum." dedi.
"HAYATI BİR BELGESEL KONUSU"
Belgesel yapımcısı Nebil Özgentürk, "Türkiye'de Cüneyt Arkın gibi hiç değişmeyen halkın kabilne yerleşene büyük isimler var. Kime sorsanız bir Cüneyt Arkın filmi izlemiştir, onunla ilgili bir sahne anlatır. Cüneyt abiyi çok severdim. O kadar doğal, sıcacık bir insandı. Bir anlamda da halkın kaygılarını çok düşünen fazla radikalleşmeyen biriydi. Kara Murat gibi Kara Oğlan gibi kahraman vari isimleri kategorize etmiş özel bir insandı. Eskişehir'in bir köyünde doğdu, doktor oldu, sinemamızın efsanesi oldu. Gerçekten hayatı bir belgesel konusu. Binlerce başrol oyuncusu önümüzden geçiyor şu anda ama bir Cüneyt Arkın bulamayabiliriz. Çok az yıldızın olabildiği dönemde ayakta kalabildi. 60 yıldır sinemada. Cüneyt abinin yaptığı her şey olay olur. Bu insanlar dönemine göre çok büyük işler başardı." dedi.
Sinema yazarı Atilla Dorsay, "Cüneyt Arkın'ın gerçek bir yakışılıklılığı vardı. Başta Malkaçoğlu olmak üzere birçok kahramanı canlandırdı. Çok önem verdiğim bir sanatçıydı. Çok güçlü bir adamdı. Eşi de ona çok önemli bir destek oldu. Büyük bit star olarak kaldı. Başka büyük ülkelerde de starlar oluyor ama sonra unutuluyor. Türkiye Cüneyt Arkın'a sadık kaldı. Bu bize özgün bir öğe olarak düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"KALBİMİZDE YAŞAYACAK"
Türk sineması için büyük bir kayıp olduğunu belirten oyuncu Engin Çağlar da, "Cüneyt tabi benim de can dostum, arkadaşım, meslektaşım. Türk insanında kalbinde bir yeri var. Ben de onun filmlerini seyrettim. Ne yaptığını ne düşünüdüğünü biliyorum. Birbirimizi çok takip ederdik. Dışarıda karşılaşırdık. En son 2 sene evvel bir ödül töreninde beraberdik. Atlı sahneler bünyesini yıprattı. Yaş ve zamanla insanın ömrü törpüleniyor, azalıyor. Ben Cüneyt ile aynı dönemin oyuncusuyum. Aramızda 3 yaş var. Arkadaşlığı da dostluğu da iyiydi. Ben hiç hazırlıklı değilim. Arkadaşlarımın dünyadan ayrılması ve benim arkalarından konuşmam. Yapacak bir şey de yok tabi. Kalbimizde yaşayacak" dedi.
"BEN DE GİDECEĞİM"
Oyuncu Ayla Algan da, "Çok iyi oyuncuydu. Gençler araştırıp okusunlar. O kadar güzeldi ki ama hiçbir zaman güzelliğe yatırım yapmadı. Filmlerinde gider kendi başına atlama, zıplama, kılıç... Her şeyi kendi başına öğrenirdi. hiç dublör kullanmadı. Uçtuysa, düştüyse, kalktıysa bunu hep kendi yaptı. Biz bayram tatili yapardık. O gider çalışırdı. Hollywood'da onun gibi güzel adam yoktu. Cüneyt, Alain Delon'dan daha iyi oyuncuydu. Sırayla gidiyoruz. O 85 ben 86'yım. Herhalde ben de gideceğim. Ben öğrencilerime de söylüyorum . Çok seviyorsanız bu işi yapın. Şöhret olmak için yapılmaz, bir kere yaparsın sonra seni unuturlar. Yapılacak iş değil. Ne anan kalıyor ne baban, ne çocuğun... Dedikodular çıkıyor seni bozmak için... Aileni korursan yaşarsın. Cüneyt de öyleydi. Ailesini korudu. Cüneyt ağır işçiydi. Kendi tekniğini oluşturdu. Kimseye muhtaç değildi. Her oyunu oynuyordu. Dönem de oynuyordu, zengin adamını da oynuyordu, sokak çocuğunu da oynuyordu... O güzellikle. Oğlunu gönderdi bana. 'Kendin mi istiyorsun, baban istiyor' diye mi dedim. 'Biraz öyle' dedi. 'Yapma oğlum' dedim. 'Cüneyt Arkın'ın oğlusun diye yapma' dedim. Miras ev bark değil, yetiştirdiğin evlattır. Şimdi bunlar genç çocuklara öğretiliyor. O kendi öğreniyordu. Hep beden çalışması Cüneyt'inki. Çok iyi oyuncuydu." dedi.
"ÇOCUKLUĞUMU KAYBETTİM GİBİ GELİYOR"
Hastaneye gelen isimlerden Şair Ahmet Selçuk İlkan "Böyle acılara bazen sözler kifayet etmiyor. Tek tesellimiz bıraktığı birbirinden değerli eserler ve çok değerli anılar. Bilirsiniz efsaneler asla ölmez diye düşünüyorum buna da ütün sevenlerinin katılacağını düşünüyorum. Bir insan ancak unutulduğu zaman ölürmüş. Unutulmayacak bir aktörümüz, sanatçımız ve yıllar yılı hepimizin hatıralarında çok güzel izler bırakmış bir insan. Acılar ancak hatırlarıyla teselli bulur diye düşünüyorum. Bütün ulusumuzun başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin. Her ölüm erken ölümdür derler ya… Sanki Cüneyt Arkın’la ben çocukluğumu kaybettim gibi geliyor. Gençliğimin en güzel yıllarını yitirmiş gibi hissediyorum" dedi.
"BIRAKTIĞI İZLERİYLE ÇOK ÖZEL BİR İNSANDI"
İlkan, "Yaşına, yorgunluğuna bakmadan gençleri özellikle verdiği birbirinden değerli öğütlerle bir baba, bir ağabey, sanatın ötesinde çok değerli bir insan olarak hep anımsayacağız. Şüphesiz her şeyden önce çok iyi bir insandı. İnsanlık doğup da yaşamak değil, sadece bir beden taşımak değil, insansan insanın kıymetini bil. Sen o zaman insansın dediğimiz ender örneklerden biriydi. Hem sanatıyla, hem insanlığıyla, hem vefasıyla hem de bıraktığı izleriyle çok özel bir insandı. Sağlığında da değerini bildiğimiz ender isimlerden biriydi. İnşallah kitaplarıyla, filmleriyle, anılarıyla her seven anlatarak ömür boyu yaşatır" ifadelerini kullandı.
"CÜNEYT ARKIN SİNEMA DEMEKTİ "
Tamer Yiğit ise, "Türk sinemasının, Türk seyircisinin başı sağ olsun. Cüneyt Arkın demek sinema demekti. Sinema da Cüneyt Arkın demekti. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun. Allah ailesine sabırlar versin. Sevdiklerine sabırlar versin. Başımız sağ olsun" dedi.
CÜNEYT ARKIN KİMDİR?
Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan Cüneyt Arkın 8 Eylül 1937 Eskişehir doğumludur. Babası Kurtuluş Savaşı'na katışmış Hacı Yakup Cüreklibatır'dır. Lise öğrenimini Eskişehir Atatürk Lisesi'nde gördü, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.
SİNEMADA İLK YILLARI
Eskişehir'de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy'un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ'in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Cüneyt Arkın, 1963'te Halit Refiğ'in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 yıl içinde en az 30 film çevirdi.
1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. Bu dönemde İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Özellikle Maden (1978) ve Vatandaş Rıza (1979) filmleri, Cüneyt Arkın'ın kariyerinde özel bir yeri vardır.
ÖZEL HAYATI
ilk evliliğini 1964 yılında kendisi gibi doktor olan Güler Mocan ile yaptı. 1966 yılında kızları Filiz doğdu. 1968 yılında boşandıktan bir yıl sonra Betül (Işıl) Cüreklibatır ile evlenen Cüneyt Arkın'ın,bu evlilikten de Kaan ve Murat adlarında iki çocuğu vardır.