16.12.2019 - 21:14 | Son Güncellenme:
AA
TBMM Genel Kurulunda bakanlığının 2020 yılı bütçesine ilişkin konuşan Pakdemirli, son 17 yılda suyun akışına yön veren politikalar izlediklerini, baraj sayısını 276'dan 841'e çıkardıklarını kaydetti.
Kurulu gücü de 12 bin 500 megavattan 29 bin megavata çıkardıklarını dile getiren Pakdemirli, ayrıca 2023 yılında 8,5 milyon hektar alanda sulamaya da ulaşmış olacaklarını söyledi.
Ankara, İzmir ve İstanbul'un su problemlerinin konuşulduğunu hatırlatan Pakdemirli, "Biz inşallah Ankara, İzmir ne de İstanbul'u susuz bırakmadık, bırakmayız ve bırakmayacağız. Ankara'da Gerede Sistemini açtık ve 2045 yılına kadar Ankara'nın su problemini çözdük." dedi.
İstanbul'da su sıkıntısına ilişkin bir haberi gösteren Pakdemirli, CHP Grubu'na yönelik, "Bu, İstanbul'da sizin yarattığınız manzaradır. Biz, İstanbul'u susuz da bırakmayacağız. Melen'de (baraj) ufak bir teknik problem olduğu doğrudur. Bunun da gereğini yapacağız. Cumhurbaşkanlığı Strateji Ofisi bunu imzaladı. Hiç iş yapmazsan hata da yapmazsın, binlerce baraj yaparsan bir tanesinde de ufak bir problem olabilir." diye konuştu.
Türkiye'nin tarımsal hasılada Avrupa'da ilk sırada, dünyada da ilk 10'da yer aldığını belirten Pakdemirli, bunun yeterli olmadığını, gece gündüz çalışmaya devam etmeleri gerektiğini söyledi. Pakdemirli, "2050'de dünya nüfusu 10 milyar, Türkiye nüfusu 100 milyon olacak. Zor ulusal bir ev ödevimiz var. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri, açlık, israf ve küresel rekabet var. Ben Bakanlığımın ilk gününden beri bir şey söylüyorum: Tarım ve orman memleket meselesidir, siyasetin üstünde bir meseledir. Bunu günlük siyasi rantlara alet etmememiz gerekir. Günlük siyasetle ilgili herhangi bir şey soruyorsanız soru önergesine gerek yok, beni arayın. Telefon edin, ben telefonunuza çıkacağım, cevaplarınızı da vereceğim." dedi.
Bütün partilerin, grupların desteğine ihtiyaçlarının olduğunu vurgulayan Pakdemirli, yeni bir Tarım Orman Şurası yaptıklarını ve bir sürü yasal değişikliğe ihtiyaçlarının olduğunu söyledi.
Tüm politikalarını 65 il, 30 ülke gezerek oluşturduklarını vurgulayan Pakdemirli, "Diğer şuralara göre farklı olarak da şunu yaptık; dedik ki: İki ay içerisinde bu şuradan çıkan kararların yol haritasını açıklayacağız. Yani şuradan güzel kararlar her dönemde çıkmış ama uygulamasıyla ilgili takipler her dönemde mükemmel olmamış, biz de diyoruz ki: İmkan, yasal mevzuat ve diğer konularla alakalı olarak biz şura kararlarıyla ilgili bir yol planını açıklıyor olacağız. Bunu da yetiştirebilirsek inşallah ocak ayının son haftasında yapıyor olacağız." diye konuştu.
Gıda takliti ve tağşişi ile mücadelede Meclisin yardımına ihtiyaçlarının olduğunu ifade eden Pakdemirli, "Gıdada taklit ve tağşişte her şey yasak ancak cezalar yeterli gelmiyor. Taklit ve tağşişi yapanlar bu cezai müeyyidelerde kanunun arkasından dolaşıyorlar, buradaki müeyyideleri hep birlikte önümüzdeki günlerde, inşallah ocak ayının ilk günlerinde, artırıyor olmamız lazım diye düşünüyorum." dedi.
Kendisi için en değerli kampanyanın "Geleceğe Nefes Kampanyası" olduğunu vurgulayan Pakdemirli, kampanyanın 2019 yılında internet arama motorlarında Türkiye'de en çok aranan ikinci konu olduğunu söyledi. Cumhuriyet tarihinin en yeşil kampanyasını yaptıklarını ifade eden Pakdemirli, "Milletçe, vatandaşla el ele bu kampanyayı yaptık.11 Kasım saat 11.00'de, bu milli seferberlikle birlikte Çorum'da bir saatte en çok ağaç dikme rekorunu da kırmış olduk ve Sayın Cumhurbaşkanımız, 11 Kasımı Milli Ağaçlandırma Günü ilan etti ve milletimize armağan etti." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye 'ithalat cenneti' filan değildir"
Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarım orman sektörünü 2018'de yüzde 1,9 büyüme, 2019'un ilk üç çeyreğinde de yüzde 3,56 büyümeyle diğer sektörlere oranla daha pozitif bir büyümeyle tamamlamış bulunmaktayız. 2002 ile 2018 arasında ortalama yüzde 2,6 büyümeyle 44 milyar dolarlık tarımsal gayrisafi yurtiçi hasılaya ulaştık. Son 17 yılın 14'ünde büyümeye ve 2018'de de gayrisafi yurtiçi hasılaya yüzde 6,2'lik katkımız var. Tarımsal hasılamız 2002'de 37 milyarken 2018'i 216,7 milyarla kapattık, yüzde 486 artış yani 5 misli artışla kapatmışız. 2019 ilk dokuz aylık tarım orman gayrisafi yurtiçi hasılası 2018'in aynı dönemine göre yüzde 30,4 artışla 205,5 milyar lira."
Verdikleri destek ve çiftçi emekleriyle 195 ülkeye bin 690 tarım ürünü ihraç ettiklerini anımsatan Pakdemirli, Türkiye'nin ihracatçı bir ülke olduğunu söyledi. Tarımdaki ihracatın son 17 yılda 4,7 kat arttığını dile getiren Pakdemirli, "2019'un ilk 10 ayında 14,4 milyar dolar ihracatımız vardır. 2018'in dış ticaret fazlası 4,8 milyar dolardır. Türkiye, dediğiniz gibi 'ithalat cenneti' filan değildir." ifadesini kullandı.
Hükümetin yeni ve etkin destekleri vermeye devam edeceğine işaret eden Pakdemirli, 2019'da 12 yeni ürüne destek sağladıklarını, 32 desteğin de birim fiyatında artış yaptıklarını kaydetti. Pakdemirli, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dane zeytine ilk defa 15 kuruş destek verdik. Tarımsal desteklerimiz de 2002'den bu yana tam 8 misli artmıştır." dedi. Pakdemirli, bütçelerinin yüzde 55'ini tarımsal desteklere ayırdıklarını belirterek, son 18 ayda bin 303 teknik personel alımı yaptıklarını, 5 bin personel alım sürecinin de devam ettiğini kaydetti.
2019'da çiftçileri enflasyon altında ezdirmediklerini ifade eden Pakdemirli, son 17 yılda hayvancılık desteklerinin 45 kat artarak 33 milyar lira olduğunu, 2020 yılı için de 6 milyar lira hayvancılık desteği planladıklarını söyledi.
AK Parti hükümetleri döneminde tohumun çok konuşulan bir konu olduğunu hatırlatan Pakdemirli, sertifikalı tohum üretimini 7 kat arttırdıklarını ve tohum ihracatının da arttığını belirtti. Pakdemirli, "Tohum ihtiyacımızın yüzde 96'sını yerli olarak karşılıyoruz. İhracat 8 kat artmış, 86 ülkeye ihracat yapmışız. Öyle dediğiniz gibi, burası yabancıların oyun alanı falan değil. 922 tohum firmamız var; 861 tanesi yerli, 40 tanesi yabancı, 21 tanesi de ortak." diye konuştu.
Dünyada son 17 yılda orman varlığı azalırken, Türkiye'de orman varlığının 1,8 milyon hektar arttığını vurgulayan Pakdemirli, orman yangınlarına 12 dakikada müdahale etmeye başladıklarını bunun 2002'de 40 dakika olduğunu söyledi.
"Ben, Türk Hava Kurumunu seven bir insanım"
Başarılı bir orman teşkilatının olduğunu dile getiren Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bu teşkilatın arkasında oldum, yağan küllerin arasında onların yanında yer aldım. Bakın, her yıl Portekiz'de orman alanlarının yüzde 3,3'ü yanıyor. Bunun anlamı şu: Portekiz tedbir almazsa otuz sene içerisinde bütün ormanları kül olacak. Bizde on binde 4'ü yanıyor ve yananı da anında söndürüyoruz. Evet, Türk Hava Kurumunun 45-50 yaşında yüksek riskle görev yapmaya müsait uçaklarıyla uçmama kararını benim orman teşkilatım aldı. Personelim buna binmek istemiyor arkadaşlar. Bu konuyu gerçekten çok uzattık. 100 milyon dolar Türk Hava Kurumuna para ödemişim ve toplamda satın alma bedeli 10-15 milyon dolar olan uçakları hiçbir zaman yenilememişler, uçuşa hazır hale getirmeye çalışmamışlar. Su atma kapasitesi yüzde 10, toplam bütçemin yüzde 30'unu alıyorlar. 1 tonu helikopterle bin 200 liraya atıyorum, uçakla 8 bin liraya atıyorum. Sırtınızda küfe yok ama eğer siz de benim yerimde olsaydınız, emin olun, uçakları iptal eder, helikopter sayısını artırırdınız. Ben, Türk Hava Kurumunu seven bir insanım. Pilotluk sertifikamı Türk Hava Kurumundan aldım. Türk Hava Kurumu yeter ki hizmet verebilecek seviyede olsun, biz her zaman onunla çalışırız."
Geçen yıldan bu yana küçükbaş hayvan sayısını 46 milyondan 50 milyona çıkardıklarını ve bu yıl da en az 54 milyona çıkaracaklarını ifade eden Pakdemirli, beyaz et üretiminde 2,4 milyon tonu hedeflediklerini söyledi.