14.08.2023 - 15:49 | Son Güncellenme:
Ali Sencer ARSLAN/ DEVREK (Zonguldak) (DHA)-
Olay, dün Devrek ilçesi Çaydeğirmeni beldesindeki evde meydana geldi. Rabia Çataklı (31), uyudukları sırada annesi Şeyda Çataklı (56) ve anneannesi Medine Küçükkaya’ya (77) bıçakla saldırdı. Çataklı annesini ve anneannesini bıçakla öldürdükten sonra cesetleri parçalamaya başladı, kestiği parçalardan bazılarını camdan dışarı attı.
Evden yükselen ezan ve tekbir seslerini duyarak tedirgin olan komşular durumu jandarmaya bildirdi. Eve gelen ekipler, kapıyı kırarak içeri girebildi.
Ekipler, kan gölüne dönen evin içinde Rabia Çataklı’yı çıplak vaziyette elinde bıçakla yakaladı. Rabia Çataklı gözaltına alınırken, Şeyda Çataklı ve Medine Küçükkaya otopsi yapılmak üzere Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Evin camının kırık olduğu, ceset parçalarının yanı sıra mutfak malzemelerinin de dışarı atıldığı görüldü.
116 PARÇA KESİLDİ
Haberi alan yakınları evin önünde birbirlerini sarılarak teselli etmeye çalıştı. Yapılan otopsilerde Şeyda Çataklı’nın cesedinden 110, Medine Küçükkaya’nın cesedinden ise 6 parça kesildiği belirlendi.
TUTUKLANDI
Vücut bütünlüğü bozulduğu için Çataklı ve Küçükkaya otopsi işlemlerinin ardından toprağa verildi. Rabia Çataklı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
ANNESİ HASTALIĞINI GİZLEMEYE ÇALIŞMIŞ
5 yıl önce Almanya’ya gelin giden Rabia Çataklı’nın evli kaldığı sürede, kocası ve ailesi tarafından tedavi ettirilmeye çalışıldığı hastalandığı zamanlarda saldırgan tavırlar sergilediği öğrenildi. 1 yıl kadar süren evliliğinden sonra memleketine dönen Çataklı’nın komşuları annesi Şeyda Çataklı’nın kızının hastalığını gizlemeye çalıştığını ve hastaneye yatırılmasına karşı çıktığını öne sürdü. Komşuları, normal zamanlarda Çataklı’nın sessiz, içine kapanık ve kendi halinde olduğunu belirtti.
Hastane ve jandarma görevlilerine zorluk çıkarttığı, kendi serçe parmağını ısırarak kopartıp yuttuğu belirtilen Çataklı, verdiği ifadede, “Kendim ölecekmişim gibi hissettim. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. Mehdi olduğumu hissettim. Onların şeytan olduğu ve öldürmem gerektiği söylendi. Ben de öldürdüm. Annemi ve anneannemi çok severdim. Neden yaptım hatırlamıyorum” dediği ortaya çıktı.
ANNESİNİ ARAYIP EVE ÇAĞIRMIŞ
Mahalle Muhtarı Yılmaz Güdül, olay günü beldede halk pazarı olduğunu ve Şeyda Çataklı’nın da pazarcılık yaptığını belirterek “Annesi halk pazarındayken katliam yapan kız evdeymiş. Annesini arıyor, ‘Acil eve gel’ diyor. Defalarca arayıp çağırıyor. Annesinin yanında birkaç arkadaşı varmış. ‘Ben eve gidiyorum, daha sonra dönüş yapacağım pazara’ diyor. Eve gidiyor bir daha ses soluk alınmıyor kadından ve gece saat 04.00, 04.30 civarlarında kötü haber geliyor” ifadelerini kullandı.
EN SON MARKETTE ÇALIŞIYORDU
Rabia Çataklı’nın psikolojik sorunları olduğunu söyleyen Muhtar Güdül, “Annesi bazen zaman zaman gelirdi anlatırdı dert yanardı. Biraz da gizli tutmaya çalışıyordu açıkçası. Tedavi görmüyordu. İlaç kullandığını söylüyordu annesi ama hastanede tedavi görmüyordu. Annesi dışarıya karşı tereddütlüydü, ‘Kimse bilmesin, duymasın’ derdi devamlı. Annesi çok iyi bir insandı devamlı gelirdi belediyeye bizlere ziyarete. Kızı en son marketlerde çalışıyordu. Zincir marketlerden birini 1-2 ay önce bırakmıştı. Evde annesiyle birlikte kalıyordu. Bildiğimiz kadarıyla saldırgan tutumu yoktu” diye konuştu.
TOPRAĞA VERİLDİLER
Otopsi işlemleri tamamlanan Çataklı ve Küçükkaya'nın cenazeleri morgdan alınarak Çaydeğirmeni Beldesi'ne getirildi. Çataklı için belde merkezindeki aile evinin önünde helallik alındı. Olayın acısını yaşayan yakınları dua okunduğu esnada gözyaşı döktü. Yeni Camii'de kılınan cenaze namazına belde Belediye Başkanı Satılmış Gebeş ve vatandaşlar katıldı. Çataklı, Çataklıoğlu mezarlığında defnedildi.
Anneanne Medine Küçükkaya ise Devrek'in Bakırcılar köyünde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
PSİKİYATR DR. CEM ATAKLI: TEDAVİ İLE İŞ BİTER ANLAMINA GELMEZ
Psikiyatr Dr. Cem Ataklı, Zonguldak’taki vahşeti Milliyet’e değerlendirdi. Ataklı, şizofreni hastalarında görülebilen bu tür vakalara ilişkin şunları söyledi:
“’Şizofreni hastaları saldırgandır, toplumdan dışlayalım’ gibi bir şey söyleyemeyiz. Şizofreni hastalarının şiddet gösterdiği olaylar toplumun çok üstünde değil. Vakaların sebepleri toplum içinde baskınlanma, dışlanma ve aile baskısı diyebiliriz. Genelde bu tür saldırılar aile bireyleri arasında oluyor. Aile içinde ‘Sen yapamazsın, sen başaramazsın’ gibi söylemler şizofreni hastalığını tetikleyebiliyor. İlaçlar birtakım sorunları ortadan kaldırıyor ama bu tedavi ile iş biter anlamına gelmez. Şizofreni hastaları insanı şaşkına çevirecek suçlar işleyebilirler. Tedavi sonucu iyileşen de iyileşmeyen de suça karışan da olabiliyor. Genelde vakalar tedavilerinin ardından gündelik hayatını normal bir şekilde idame ettirebiliyor.”