04.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Türkiye, neredeyse her gün bir kadın cinayeti veya kadına yönelik şiddet olayı ile sarsılıyor. Adalet Bakanlığı da kadına yönelik şiddete “dur” demek için etkin koruma programları uyguluyor. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl ısrarlı takip mağduru 99 kadının nüfus ve kimlik bilgileri, 409 mağdurun işyeri değiştirildi.
Suç mağdurlarının adli süreçte desteklenmesini temel hareket noktası olarak belirleyen bakanlık, adliyelerde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri kurarak adli görüşme odalarını yaygınlaştırdı. Onarıcı adalet politikaları çerçevesinde mağdur odaklı uygulamalar geliştiren bakanlık, şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili adli süreçleri hızlandırıp daha etkin hale getirdi.
Adalet Bakanlığı, suç mağduru çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere kırılgan grupta yer alan mağdurların adli süreçte ikincil örselenmelerinin önüne geçmek, uzmanlar eşliğinde uygun ortam ve yöntemle özellikle ifade ve beyanlarının alınabilmesi amacıyla 2017 yılında Adli Görüşme Odalarını hayata geçirmişti. Bu odaların sayısı her yıl artırıldı. 2019 yılında 59 olan Adli Görüşme Odası sayısı 2020 sonunda 90’a çıkarıldı. 2021 yılında bu sayının 100’ün üzerine çıkarılması hedefleniyor. Mağdurların adli süreçte kendilerini yalnız hissetmemelerinin amaçlandığı bu uygulama kapsamında, duruşma salonunda sanıkla yüz yüze gelmeden, uzman desteği altında ve özel ortamlarda 20 bin civarında beyan alındı.
Psikolojik destek
Bakanlık, mağdurları adli süreçte bilgilendirmek ve psikososyal destek hizmetleri sunmak üzere ülke genelinde 105 adliyede Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü (ADM) kurdu. ADM’lerde görevli 803 uzman tarafından şiddet mağdurlarına psikososyal destek hizmeti veriliyor. Öte yandan Adalet Bakanlığı 2021 yılının ilk yarısında 400, daha sonra 510 psikolog alımı daha yaparak psiko-sosyal destek ünitelerini güçlendirecek ve psikolog ordusunu ikiye katlayacak.
Aile içi şiddet büroları kuruldu
Adalet Bakanlığı’nın kadına etkin koruma kapsamında attığı adımlardan başlıcaları şöyle:
- Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Genelge güncellenerek yayımlandı.
- Tüm adliyelerde kadına yönelik şiddet vakaları hakkındaki tedbir (ihtisas) mahkemeleri belirlendi.
- Vaka bazlı uygulamaların önü açılarak her bir şiddet vakasının ayrı ele alınması istendi.
- Mağduru koruyucu tedbirler yanında, vakaya özel öfke kontrolü, stresle baş etme gibi uygun önleyici tedbir kararları da göz önünde bulundurulmaya başlandı.
- Hakim ve Cumhuriyet savcılarının UYAP ekranlarına, şiddet vakasının taraflarına ait tedbir geçmişi otomatik olarak yansıtılmaya başlandı.
- Tedbir kararlarının kolluk personeli aracılığı ile tebliği uygulamasına geçildi.
- Adliyelerde aile içi şiddet soruşturma büroları kuruldu.
Tutuklama kararı yüzde 200 arttı
- Kadına yönelik şiddet eylemelerine ilişkin soruşturmaların ortalama tamamlanma süresi 60 günden 55 güne düştü.
- Kadına karşı işlenen suçlardan çıkan tutuklama kararları bir önceki yıla göre yüzde 200 artış gösterdi.
- 6284 Sayılı Kanun kapsamında 2020 yılında 245 bin 948 kişi hakkında 271 bin 927 tedbir kararı verildi.
- Uyuşturucu madde ve alkolün tesiri altında şiddet uygulayan 6 bin 50 kişi hakkında hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavilerinin sağlanmasına yönelik tedbir kararı verildi.
- Israrlı takip mağduru 99 kadının nüfus ve kimlik bilgileri, 409 mağdurun işyeri değiştirildi. 6 bin 17 mağdurun kimlikleri gizlendi.
- Elektronik kelepçe uygulaması arttırıldı. 232 kişi hakkında 33 kez elektronik kelepçe tedbirinin uygulanmasına karar verildi. Milli elektronik kelepçe sistemi devreye girecek ve 15 ilde pilot olarak başlatılan elektronik kelepçe uygulaması bu yıl 81 ile yaygınlaştırılacak.
- Verilen tedbir kararlarına uymayan 5 bin 748 kişi hakkında 6 bin 151 zorlama hapsine karar verildi.
- Kadın cinayetleri bin önceki yıla göre yüzde 21 oranında azaldı. 2019’da 27’si yabancı olmak üzere kanun kapsamındaki kadın cinayeti sayısı 336 iken, Aralık 2020 itibarıyla bu sayı 14’ü yabancı olmak üzere 259 olarak gerçekleşti.
Cezaevinden çıkan hemen bildirilecek
- Kadına karşı şiddet eylemleri nedeniyle ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlü bulunan kişilere yönelik öfke kontrolü programları uygulanmaya başladı.
- Şiddet eğiliminin devam ettiği yönünde bulgulara rastlanması durumunda bu yöndeki tespitler ŞÖNİM’e bildiriliyor.
- Tutuklu ve hükümlü şiddet uygulayanların izin ve tahliye gibi cezaevinden ayrılmaları durumunda jandarma ve polis birimlerinin ve mağdurun bilgilendirilmesi uygulamasına geçildi.
- Şiddet mağdurlarına meslek edindirme kursları, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerin ekonomik ve sosyal yardımlarından öncelikle yararlandırılması öngörüldü.
‘Kadına şiddet formu’ güncellendi
‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2020-2021 Koordinasyon Planı’nda kolluk birimlerince kullanılan ‘Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt Formu’nda güncelleme yapılacağı belirtilmişti. Bu kapsamda, form güncellendi, Yeni form, kolluk, mülki amir ve hakimin, mağdura dair koruyucu tedbir kararları vermesindeki etkinliğini artıracak; barınma yeri sağlama ve koruma altına almadaki tereddütleri giderecek. Formlar doldurulurken cinsel suç mağduru 18 yaş altı çocukların ifadeleri, Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda, Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) ya da Adli Görüşme Odası (AGO) görevlileriyle irtibat kurularak alınacak. Risk analizlerinin daha etkin yapılmasına imkan sağlayan yeni form, pilot il Ankara’da bugün kullanılmaya başlanacak. Yeni formun, bu ay sonunda ülke geneline yaygınlaştırılması hedefleniyor. Forma son şeklini vermeden önce sığınma evlerinde kalan kadınlara başvuruldu.
Soru sayısı artırıldı
Mevcut formda bir maddede ve cevabı “evet/hayır” olarak geçen fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet sorusu, yeni formda 4 ayrı soru haline getirildi. Şiddet tanımlarının ayrı ayrı detaylandırıldığı formda, şiddetten etkilenen diğer aile bireylerinin olup olmadığı ve şiddetin sıklığı soruldu. Failin ısrarlı takip ve musallat olma durumuna ilişkin yer ve zaman bilgileri de forma eklendi. Şiddetin uygulandığı mekanın durumu ve mağdurun o andaki halinin tespitine yönelik sorular da forma eklendi. Risk arttırıcı durumların, mağdur ve fail açısından ele alındığı yeni formda, boşanma aşaması, “töre” ve “namus” cinayet geçmişi incelendi. Silah ve silaha kolay erişim durumuyla çocukların şiddetten ne kadar etkilendiği analiz edildi. -ANKARA Milliyet