'Sokak köpekleri değil, asıl sorun...' dedi ve açıkladı!

Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Dünya genelinde maddi kazanç ve eğlence amacıyla eziyet edilen, öldürülen, sokakta durduğu yerde zarar gören birçok hayvan var. Türkiye de sokaklarında bolca kedi ve köpek barındıran bir ülke. Türkiye'deki sokak hayvanlarına Hong Konglu yönetmen Elizabeth Lo, 'Stray' adlı belgeselinde de yer vermişti. Sokak hayvanlarıyla iç içe bir hayat yaşamamıza rağmen birçok insan sokak hayvanlarına karşı çok ön yargılı. Sokak köpeklerinden korkan, hayvanları sevmeye çekinen ve hayvanların sokakta kendi kendini doyurabileceğini düşünen birçok insan mevcut. Peki, durum gerçekten öyle mi? Bu ön yargıyı kim oluşturuyor?

"Sokak hayvanlarıyla iç içe olduğumuz bir ülkede sokak hayvanları ne durumda?" sorusuna Sokak Hayvanlarını Koruma Yaşatma Rehabilitasyon ve Eğitim Derneği (SOHAYKO) Kurucu Başkanı Elçin Yasin Yılmaz, "Sokak hayvanlarının hepsi genelde çok zor durumdalar" diyor.

'EN BÜYÜK GÖREV ONLARA DÜŞÜYOR'

Türkiye'de birçok hayvanın sokakta konfor içinde yaşadığı düşünülüyor. Şehir içerisinde yaşayan hayvanlar bir lokma yemek ya da mama bulabilse de orman içinde, yerleşim yerlerine uzak bölgelerde yaşayan hayvanlar için aynı durum söz konusu değil. Avlanma yapsalar bile yeterli olmadığını söyleyen Elçin Yasin Yılmaz, sokak hayvanlarına karşı oluşan bu ön yargıları kırmak için de en büyük görevin hayvanseverlere düştüğünü belirtiyor.

"Hayvanseverler de insanların birçoğunu sıkıntıya sokup ön yargılara neden oluyorlar" diyen Yılmaz, hayvanseverlerin yemek artıklarının koku yaptığını bilerek artık yemeklerin uygun yerlere konulması, ayrıca mamaları da insanların dükkanlarının önüne ya da izinsiz özel mülke dökmemeleri gerektiğine dikkat çekiyor.

'HAYVANLARIN PAYINA HEP ZULÜM...'

"Ön yargıları kırmak için çok dikkatli olmak lazım" diyen Yılmaz, hayvanların zararsız olduğunu, çevreye herhangi bir rahatsızlık vermediğini göstermenin peşinde. Çünkü Yılmaz, "Böyle devam ettiği sürece ön yargılar devam ediyor ve ne yazık ki hayvanların payına hep zulüm düşüyor" diyor. Dolasıyla hayvanseverlere de gerekli eleştirilerini yapıyor. Belediyelere, derneklere ve STK'lara çok görev düştüğünü belirten Yılmaz, okuldaki öğretmenlerin de oldukça önemli bir görevi olduğunu, çocuklara hayvan sevgisini aşılamaları gerektiğini söylüyor.

'BU DÜNYADA ÖNEMLİ OLAN TEK ŞEY YAŞAM'

Ayrıca insan yaşamı ve hayvan yaşamı konusunda da ayrım yapılmaması gerektiğini vurgulan Yılmaz, "Bu dünyada önemli olan tek şeyin 'yaşam' olduğunu insanlar anlamalı, insan-hayvan ayrımı yapılmamalı" diyor. Sokak hayvanları koruma derneklerinin tüzüklerinin hepsinde insanî yardımın da olduğunun altını çiziyor.

İlgili Haber

1 milyon kap mama topluyor

'İNSANLARI SOKAK HAYVANLARINA ISITACAK PLAN, PROJE YA DA AKTİVİTE YOK'

Hayvanlarla ilgili diğer bir kırılamayan ön yargı ise 'korku'. SOHAYKO Derneği Başkanı Elçin Yasin Yılmaz, hayvanlar için açılan sosyal medya hesapları insanları yumuşatsa da hayvanlara karşı korkuyu yenmek için en büyük görevin insanları barınaklara davet etmek olduğunu söylüyor. Böylelikle insanlar hayvan korkularını yenebileceğinin üstünü çizen Yılmaz, sokak hayvanları ile alakalı herhangi bir sosyal aktivitenin olmadığını da belirterek, "Güzellik yarışmaları var. Federasyonlar, konfederasyonlar yarışmalar düzenliyor ama hiçbir şekilde insanları sokak hayvanlarına ısıtacak program, proje ve aktivite yok" diyor. Bu sebeple belediyeleri ve STK'ları insanların hayvanlara karşı olan korkularını yenmek için ciddi bir çalışmaya davet ediyor.

'SOKAK KÖPEKLERİ DEĞİL, KENTSEL YAPILAŞMA SORUN OLUŞTURUYOR'

Hayvan korkusu deyince akla gelen ilk sorun ne yazık ki 'sokak köpekleri' oluyor. Sokak köpekleriyle ilgili oluşan kötü algılara karşı Yılmaz, "Sokak köpekleri aslında sorun oluşturmuyor, kentsel yapılaşma sorun oluşturuyor. Çünkü biz hayvanların yaşam alanlarına, binalarımızı, bahçelerimizi ve parklarımızı yapıyoruz. Burada aslında hayvanların yarattığı çok büyük bir sıkıntı yok" cevabını veriyor.

'KÖPEK HAVLIYORSA O SOKAĞI KORUYOR DEMEKTİR'

Yılmaz, sokak hayvanlarının kendi mahallesinde yaşayan insanları ve araçları bildiğini eğer bir köpek havlıyorsa o mahallede yabancı bir araç ya da insan olduğunu, birçok hırsızlığın bu şekilde önüne geçildiğinin de altını çiziyor. İnsanların bu yönden bakmadıklarını, köpeğin sokakta bekçilik görevini gördüğünü unuttuklarını, bir köpek havlıyorsa insanların rahatsız olup barınaklara gönderdiklerini de belirten Yılmaz, "Köpekler o sokağı korumaya çalışıyor" diyor.

"Eğer mahallede saldırgan bir köpek bulunuyorsa nasıl tepki vermeliyiz?" sorusuna Yılmaz, "Hayvana karşı tepki verilmemeli, hayvan rehabilitasyon merkezleri kurulmalı ve hayvanlar rehabilite edilmeli" cevabını veriyor.

İlgili Haber

Helal sana 'Daire 16'! ‘Köpük’ü seviyoruz onu bizden almayın’

'KENDİ KÖPEĞİNİ SOKAK KÖPEĞİ DİYE BİZE TEDAVİ ETTİRMEYE ÇALIŞIYOR'

Son dönemde yardımsever birçok insan dolandırılıyor. Bu durumda da insanlar yardım etmek konusunda bir adım geride duruyorlar. Elçin Yasin Yılmaz, bu konuda çok ciddi bir problem olduğunu hatta kendilerinin bile dolandırıldığını söylüyor. Yılmaz, insanların kendi köpeğini getirip sokak köpeğiymiş gibi tedavi ettirmeye çalışmasına da çok denk gelmiş. Bu konuyla ilgili de önemli uyarılarda bulunuyor. Özellikle kişisel hesaplardan uzak durulması gerektiğinin altını çiziyor.

"Eğer biri yardım istiyorsa yardım sonucunda satış fişi değil ayni yardım makbuzu alınmalı" uyarısında bulunuyor. STK'lara karşı çok fazla ön yargı oluştuğunu fakat STK'ların dernek masaları, İçişleri Bakanlığı, vergi daireleri gerekirse Emniyet dahil olmak üzere herkesin denetlediğini de vurguluyor.

'HAYVANSEVER DERNEKLER BİRBİRİYLE ÇATIŞMA İÇERİSİNDE, BİRLİK OLMALIYIZ'

Son olarak Elçin Yasin Yılmaz, hayvanseverleri birlik ve beraberliğe davet ediyor. Hayvanseverlerin ve hayvansever derneklerinin birbiriyle çatışma içerisinde olduğunu belirten Yılmaz, "Herkes en iyisini ben yaptım iddiasında ve en güzelini yaptığını söylüyor. Birliktelik yok, ortak bir görüş yok, ortak bir adım atma yok. Düşünebiliyor musunuz 11 Temmuz'da Ankara'da büyük bir miting düzenlendi. İstanbul'dan katılan dernek sayısı üç ya da dörttü. Ankara'dan üç-dört taneydi. Hayvanseverler olarak bile bir arada değiliz. Bunların aşılması gerekiyor" diyerek sözlerini sonlandırdı.