10.09.2019 - 12:59 | Son Güncellenme:
DHA
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.30'da başlayan duruşmaya Sinem Erköseoğlu'nun annesi Ferah Kural, babası Ergun Erköseoğlu avukatları ile katılırken, tutuksuz sanıklar Emre ve Can Paksoy hazır bulundu.
"SESİ HEYECANLI VE ENDİŞELİYDİ"
Duruşmada sanık kardeşlerin babası Bülent Paksoy tanık olarak dinlendi. Olay günü Adana'da evinde olduğunu belirten baba Bülent Paksoy ifadesinde, ''Büyük oğlum Emre aradı. Heyecanlı, endişeli bir sesi vardı. Bana ' Can gece bir kızla geldi, sabah bulamadık kızı. Aşağı atlamış kız ' dedi. Ben hemen polisi ve ambulansı aramalarını söyledim. Can o gün annesiyle Adana'ya gelecekti. Can'ı da ara Adana'ya gelmesin olay yerine gitsin dedim" diye konuştu.
Daha sonra küçük oğlu Can'ı aradığını belirten Bülent Paksoy, "Gece lokantada bir kızla tanıştığını, eve geldiklerini, sabah kızı bulamadıklarını anlattı. Annesi de Adana'ya geleceği için öğle üstü, Can aceleyle evden ayrılmış. Ölen kızı ben tanımıyorum'' dedi.
ÖNCE SORU KRİZİ ÇIKTI
Bu sırada tanığa soru sorulması sırasında Ergün Erköseoğlu'nun avukatı Rezan Epözdemir ve Ferah Kural'ın avukatı Çağla Mazlum ile mahkeme başkanı arasında gerginlik yaşandı.
"KIZIM CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALDI"
Sinem'in babası Ergun Erköseoğlu söz alarak kızının cinayete kurban gittiğini belirtti. Erköseoğlu, ''Dokuz yıldır maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Kızım bir cinsel istismara uğramıştır. Ensesinde altı çarpı sekiz santim boyutunda ekimoz bunun kanıtıdır. Kızım kaçarken başını komodine vurup bayılmıştır. Sanıklar kızımı aşağıya atmıştır" dedi.
"NEDEN GÜLÜYORSUN"
Bu sırada sanık Emre Paksoy'un güldüğünü iddia eden anne Ferah Kural tepki göstererek, "Neden gülüyorsun" dedi. ''Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyorum '' şeklinde bağıran anne Kural, mahkeme başkanına kendisini salondan çıkartabileceğini söyledi. Bunun üzerine baba Erköseoğlu'nun avukatı Rezan Epözdemir, mahkemenin tarafsızlığını kaybettiğini, mahkeme başkanının gülen sanığı uyaracağına acılı anneye müdahale ettiğini belirterek reddi hakim istedi.
Soru sorma haklarının ellerinden alındığını belirten avukat Epözdemir, "Mahkemenin düzenini sağlamakla yükümlü sayın başkan, cinayet sanığı olarak mahkeme salonunda bulunan sanığı uyarmak yerine kızını kaybetmiş olan katılana müdahale etmiş ve uyarmıştır" dedi. Epözdemir, mahkeme başkanı için reddi hakim talebinde bulundu.
REDDİ HAKİM KARARINI İKİNCİ HEYET VERECEK
Bunun üzerine mahkeme heyeti 10 dakika ara verdi. Mahkeme başkanı reddi hakim talebinin davanın uzatılmasına yönelik olduğunu belirterek reddi hakim talebinin reddi gerektiği kanaatinde olduğunu söyledi. Mahkeme başkanı ancak yasa gereği ret konusunda karar verilmesi noktasında diğer mahkeme heyetine dosyanın gönderilmesine karar vererek davayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun (24) cesedi, 26 Eylül 2010’da Beyoğlu’nda Paksoy kardeşlerin dairesinin bulunduğu 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda bulunmuştu. İncelenen görüntülerde her iki kardeşin o gece bir kulüpte ve apartman girişinde görüntüleri tespit edildi. Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre Paksoy ile kardeşi Can Paksoy hakkında “kasten adam öldürmek” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Paksoy kardeşler, Sinem’in intihar ettiğini iddia ederken, genç kızın ailesi, kızlarının cinayete kurban gittiğini ileri sürdü.
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 4 yıl sürdü. Kısa süre tutuklu kalan Paksoylar, 2014 Aralık ayında beraat etti. Mahkeme, kasten ya da dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyetle ilgili yeterli delil elde edilemediğini bildirdi.
YARGITAY BAŞSAVCILIĞI KARARA İTİRAZ ETTİ: AİLE BAKANLIĞINA BİLDİRİLMEDEN KARAR VERİLDİ
Hayatını kaybeden genç kızın ailesi, 'Usul ve yasaya aykırı olduğu' gerekçesiyle kararı temyiz etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da, kovuşturma evresinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’a duruşmaların bildirilmediği, sanıkların olayın gerçekleştiği evdeki sabit telefon ile olay gecesi kimlerle konuştuğuna ilişkin yeterli araştırmanın yapılmadığı, Sinem’in yüzüstü düşmesine rağmen, başının arkasındaki şişliğin ve yaraların ne zaman oluştuğu konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmadığı ve Sinem'in iç çamaşırlarının ters giydirildiğinin öne sürüldüğü, vücudunda ve sutyeninde sanıkların DNA’sının bulunduğu iddia edilmesine rağmen bu elbiseyi giyen kişinin arkasındaki fermuarı tek başına kapatıp kapatamayacağının araştırılmaması nedenleriyle beraat kararının bozulmasını istedi.
YARGITAY, BERAAT KARARININ USUL YÖNÜNDEN BOZULMASINA KARAR VERDİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesini değerlendiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 23 Mayıs 2018'de Paksoy kardeşler hakkında verilen beraat kararının bozulmasına karar verdi. Dava İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nden yeniden görülmeye başladı.