29.03.2017 - 15:02 | Son Güncellenme:
Sabancı suikasti davasında 20 yıl sonra yakalanan tutuklu sanık İsmail Akkol’un “anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. Mahkeme, sanık avukatlarına süre vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Sabancı suikasti davasında tutuklu sanık İsmail Akkol cezaevinden getirilirken, Akkol’un 4 avukatı ile Sabancı ailesi adına bir avukat da duruşmada hazır bulundu. Duruşmada cumhuriyet savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Sabancı suikasti failleri İsmail Akkol ve Mustafa Duyar’ın 1995 yılında DHKP-C örgüt liderleri tarafından kurulan “silahlı propaganda birliğinde” görevlendirildikleri, Akkol’a ‘Sedat’ koda adı verildiği belirtildi. Duyar ve Akkol’un sonraki süreçte örgüt adına birçok eylem gerçekleştirdiği anlatılan mütalaada, örgüt yöneticilerinden Ercan Kartal’dan 1996 yılında Sabancı suikastinin talimatını aldıkları ve bunun için hazırlık yaptıkları belirtildi.
Kartal’dan gelen talimat üzerine Akkol ve Duyar’ın firari sanık olan ve suikast dönemi Sabancı Holding’de çaycı olarak çalışan Fehriye Erdal ile temasa geçtiği, bu üçlünün cinayet için kendi aralarında şifre belirledikleri ifade edildi. Plana göre Erdal’ın sanıklara telefonda, “Annem evde” dedikleri zaman harekete geçecekleri, bu kapsamda 5 Ocak 1996 günü saldırı için hazırlık yapan sanıkların Fehriye Erdal’ı aradıkları ancak Erdal’ın, 'Annem evde yok. Yarın konuşuruz' dediği için eylemi ertesi güne erteledikleri kaydedildi.
Eylem şifresi: “Annem evde”
Mütalaada, “Ertesi gün holding binası önüne gelen sanıkların Fehriye’yi aradıkları ve Fehriye’nin de, ‘Annem evde saat 10.00’da görüşürüz’ diye bilgi verdiği anlaşılmıştır. Duyar ve Akkol, holding binasına temizlikçi firması ile görüşmek için girmişler ve binanın 15. katına çıkarak burada Fehriye Erdal ile buluşmuşlardır. Fehriye Erdal cinayetlerden 10 dakika önce çay-kahve servisi yapmak için Sabancıların 25’inci katındaki toplantı salonuna girmiş, tekrar 15’inci kata inerek Akkol ve Duyar ile buluşmuştur” denildi.
“Sakıp Sabancı yoktu, Özdemir Sabancı öldürüldü”
Odayı öğrendikten sonra Akkol ve Duyar’ın toplantı yapılan 25. kata çıktıkları anlatılan mütalaada, İsmail Akkol’un sekreter Nilgün Hasefe’yi vurduğu, bu sırada Mustafa Duyar’ın toplantı yapılan odaya girdiği ancak Sakıp Sabancı’nın olmadığını görünce hızlıca karar verip odada bulunan Özdemir Sabancı ve Genel Müdür Haluk Görgün’ü yakın mesafeden susturucu takılı silahla birden çok ateş ederek öldürdüğü anlatıldı.
“Cinayetlerin ardından yurt dışına kaçtılar”
Cinayetlerin ardından Akkol ve Duyar’ın silahları tekrar çantaya koyarak holding binasından çıktıkları, örgütün yardımıyla sanıkların önce yurt içinde, sonra örgüt tarafından temin edilen sahte pasaportla yurt dışında saklandıkları ifade edildi. Savcı, sanıkların DHKP-C terör örgütü adına eylemi gerçekleştirdiğini belirterek, Akkol için “anayasal düzeni silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
“Tek dayanak yaşamayan Mustafa Duyar’ın ifadesi”
Savcının görüşünü açıklamasının ardından ifadesi sorulan tutuklu sanık Akkol, dosyada delil bulunmadığını, tek dayanağın Mustafa Duyar’ın ifadesi olduğunu, Duyar’ın da artık yaşamadığını söyledi.
Sanık avukatları mütaalaya karşı savunma hazırlamak için süre talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, savunmalarını hazırlaması için sanık avukatlarına süre verdi. Duruşma 17 Mayıs 2017’ye ertelendi.
İsmail Akkol, 9 Ocak 1996 tarihinde DHKP/C’li teröristler Fehriye Erdal ve Mustafa Duyar ile birlikte Sabancı Center binasında Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi Özdemir Sabancı, Toyotasa Genel Müdürü Haluk Gördün ve sekreter Nilgün Hasefi’yi öldüren grupta yer aldıktan sonra kayıplara karışmıştı. Yunanistan’dan eylem yapmak için geldiği Türkiye’de yakalanan DHKP/C’li terörist İsmail Akkol, yargılandığı Sabancı suikasti davasının görüldüğü İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 Şubat 2016 tarihinde ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme, isnat edilen suçun delil durumu, uzun süredir yargılanmadan kaçması, adli kontrol kararlarının yetersiz kalacağı dikkate alınarak sanık Akkol’un tutuklanmasına karar vermişti.