10.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
AHENK BAYAZIT İstanbul
Şiddete karşı mücadelede bu zamana kadar elde edilen kazanımların ve bundan sonra atılması gereken adımların konuşulduğu toplantıda tek tek söz alan kadınlar çözüm önerilerini sözlü ve yazılı olarak sundu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, çok acılı bir gündemde bir araya gelindiğini belirterek “Biz senelerdir şiddeti durdurma mücadelesinde çok önemli deneyim biriktirdik. Burada başka bir evredeyiz. Biz Emine Bulut cinayetinden beri, Ceren Özdemir gibi kapımızın önünde kalbimizden bıçaklandığımızdan beri bambaşka bir haldeyiz. Türkiye’nin en baskılı illerinde bile ayağa kalktık. Bambaşka bir bedene dönüştük. O da Las Tesis’e dönüştü. Bizler bu mücadelede ne yaptıysak birlikte yaptık. Henüz kadın cinayetlerinin adı konulmamıştı. Bizler her cinayetin raporlamasını yaptık. Adliyelerde, meydanlarda hakkımızı aradık, kadınların yanında olduk” dedi. Platform olarak ‘Yaşasın Kadınlar’ isimli bir kitap hazırladıklarını ve kitabın 8 Mart’ta yayımlanacağını söyleyen Kav, “Kitabı hazırlarken binlerce kadın cinayetini inceledik ve şunu gördük; kadınlar en çok ateşli silahlarla ve boşanma aşamasındayken öldürülüyor. Türkiye Polis Akademisi’nin verilerine göre bu silahların yüzde 90’ı ruhsatsız. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın şiddete karşı yayımladığı genelge çok önemli bir kazanımdır. Biz bu iki konuda da somut adım atılmasını istiyoruz” dedi. Yıllar sonra ilk defa ocak ayında kadın cinayetlerinde azalma görüldüğünü söyleyen Kav, “Cinayetlerin birdenbire bitmeyeceğini biliyoruz ama burada şiddetin sonunu getireceğimiz güne hızla yaklaşalım” diye konuştu.
“Pes etmeyeceğiz”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise şunları kaydetti: “Çok uzun bir yoldayız. 10 yıl önce Münevver Karabulut öldürüldüğünde kadın cinayetlerinin adı konmamıştı. Namus cinayeti, aşk cinayeti denirdi. Kadınları öldürüp şakaydı, kazaydı, intihardı diyorlardı. Biz cinayetleri tek tek açığa çıkarıyoruz. Bunun için her gün her an pes etmeden mücadele etmek zorundayız. Yasayı uygula kadını yaşat dedik, 6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi uygulandığında kadınlar hayatta kalabiliyor. Bizim verilerimize göre kadınların yüzde 60’ı evlerinde öldürülüyor. Biz o evlerin içinde ne oluyor diye sormaya devam edeceğiz. Her şeyi göze alan kadınlar, tek bir kadın yalnız yürümeyene kadar mücadele edecek.”
“Ölümleri aydınlatacağız”
Toplantıda konuşan Ayşen Ece Kavas, kadınların mücadelesinin aynı zamanda toplumsal bir mücadele olduğunu belirterek çözüm önerilerini salondakilerin onayına sundu. Kavas, “Kadınlar kendi hayatlarına karar vermek isterken öldürülüyor. Boşanmak isterken, çalışmak isterken, istediği kıyafeti giymek isterken öldürülüyor. Biz Esin Güneş cinayetini, Şule Çet cinayetini ortaya çıkardık. Şimdi sırada Aysun Yıldırımlar var. Hiçbir şiddet karanlıkta kalmayacak, şüpheli ölümleri aydınlatacağız. 6284 Sayılı Kanun’un ve İstanbul Sözleşmesi’nin her bir maddesini uygulatacağız, kabul ediyor musunuz?” dedi. Kadınlardan ‘evet’ alan Kavas, şöyle devam etti: “Toplumun her kesimine adaleti sağlayacak kadınlar burada. Las Tesis’te dünyadaki tüm kadınlar için performans sergiledik. Dünyadaki tüm kadınlarla eşitlik mücadelemizi birleştireceğiz. Çocukların gülüp oynadığı geleceği kuracağız. Nasıl ki hayatın her alanındaysak üretenlerin de yanındayız. Kadınlar çalışma hayatına girmeye çalışıyor, iş yerinde haksızlığa direniyor. Ekonomik şiddeti durduracağız. Genç kadınlar kendi ayaklarının üzerinde durmak için cinsiyetçi ortamın içinde mücadele ediyor. Geleceğimizi en çok temsil eden üniversite kadın meclisleri mücadeleyi bütün kampüslere yayacak. Sokaklarda yürürken öldürülmemek için tecavüze uğramamak için mücadele eden, şehirlerin kahrını çeken biziz. Şehirleri, ülkeyi dünyayı kadınlar da yönetecek. Şimdi bu kararları illerimizde, ilçelerimizde, üniversitelerde, evlerimizde bir bir uygulamak için yola koyulduk. Bir gün değil, bir ilde değil, her gün her yerde bu kararları uygulayacağız. Kadın cinayetlerini durduracağız.”
"Birlikte mücadele etmek çok önemli"
Toplantıya CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, CHP Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse de katıldı. Gökçe Gökçen, Milliyet’e yaptığı açıklamada CHP’nin 37. Olağan Kongresi’nden geldiğini belirterek “Toplantıya katılmak istedik. Çünkü bizim için birçok ilden kadının buraya gelmesi çok önemli. Kadınlar yaşamın her alanında geri planda bırakılmaya çalışılıyor. Her gün öldürülüyoruz, her gün tecavüze uğruyoruz, bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Burada farklı yerlerden gelen, farklı yaşam tarzına sahip kadınlar var. O kadınların ortak bir talebi var. Kadınlar yaşamak istiyor, kadınlar var olma savaşını sürdürüyor. İşte bu savaşta birlikte mücadele etmek çok önemli. Burada hem 6284 Sayılı Kanun’a hem İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkma kararı alındı, biz de bu kararın arkasındayız. Kadın konusunda hep şunu söylerler; bu siyaset üstüdür, siyasetin dokunmaması gereken bir konu. Ama bu bana göre siyasi bir söylem. Kadını yaşamdan dışlayan siyasetçilerse buna karşı mücadele etmek de siyasetçilerin işidir. CHP’yi temsilen buraya geldim. Ama birçok siyasi görüşten kadının eşitlik için mücadelesi gerekiyor. Bize göre eşitlik mücadelesinin sadece siyasette, iş yaşamında, adliyelerde değil tüm alanlarda sürdürülmesi gerekiyor. Kadınlar emeğinin karşılığını alana kadar tam eşitlik sağlanana kadar çalışmalarımız devam edecek” dedi.
“Kadınlara her yerde destek vereceğim”
17 yaşındaki kızı Helin Palandöken, pompalı tüfekle öldürülen Nihat Palandöken, kadınları her platformda destekleyeceğini söyledi. Palandöken, Milliyet’e şunları ifade etti: “Bizim davamız bitti, kızımı öldüren ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı ama başkalarının canı yanmasın diye mücadelemiz devam ediyor. Bireysel silahlanma yasaklansın diye imza topluyorum.''