07.12.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya - Dünya genelinde araştırmalar, kadın hakları için çalışan sivil toplum kuruluşlarının kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin sona erdirilmesinde ve toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin azaltılmasında kritik bir rol oynadığına işaret ediyor. UN Women tarafından Avrupa Birliği finansal desteğiyle uygulanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan” projesi kapsamında Türkiye’deki faaliyetleriyle desteklenen kuruluşlar da bu amaçla çalışıyor. Şiddetin her türüne karşı kadınlara 6284 sayılı kanun kapsamında haklarını anlatıyor, barınma, psikososyal ve hukuki destek sağlıyor, izleme ve raporlama yaparak veri üretiyor, atölye ve eğitimlerle kadınların güçlenmesine yönelik faaliyetlerde bulunuyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin çok yönlü ve sürdürülebilir örneklerini oluşturan çalışmaları şöyle:
LİDER KADIN DERNEĞİ
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 2010’da kadınlar için kadınlar tarafından kurulan Lider Kadın Derneği, kadına yönelik şiddet farkındalığı, çocuk yaşta zorla evlilikler, KADES (Kadın Destek Uygulaması), 6284 sayılı kanun ve hukuki mevzuatları kapsayan konularda farkındalık eğitimleri veriyor. Şiddete maruz kalan kadınlara yönelik barınma, hukuki ve psikososyal destek hizmetleri ile birlikte kız çocuklarının eğitime erişimi, burs verenlerle buluşturma ve kırtasiye desteği sağlıyor. Kadınların istihdama katılımını artırmak amacıyla mesleki atölyelerin yanı sıra şiddeti önleme çalışmaları kapsamında erkeklere yönelik atölyeler de düzenliyor.
FATMA’NIN HİKAYESİ
Fatma, Suriye’deki savaş nedeniyle ailesiyle Türkiye’ye geldiğinde 29 yaşındaydı ve 2 çocuğu vardı. Eşinin ailesiyle 10 kişi aynı evde yaşıyorlardı. Eşi tarafından sürekli fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet görüyordu. Kaygı, özgüven ve uyku sorunu yaşıyordu. Eşinin kendisini aldattığını öğrendiğinde ise yoğun bir şiddete maruz kaldı. Fatma haklarını bilmiyordu. Ne yapabileceğini bilmiyordu. Bir gün yardım almak için Lider Kadın Derneği’ne başvurdu. Psikolojik ve hukuki destek aldı. Haklarını öğrenip kendini daha güvende hissetmeye başladı. 6284 sayesinde uzaklaştırma kararı alındı, ardından da boşandı. Dernek, ona kira desteği sağlayarak ayrı bir eve yerleşmesine yardımcı oldu. Sadece ona değil, çocuklarına da psikolojik destek sağlandı. Bütün bunlar sayesinde hayatını kazandı, iş buldu ve ekonomik özgürlüğünü eline aldı. Fatma, “Ben hayatımın tamamını eşime adamış ve onun istekleri doğrultusunda yaşamıştım, buna rağmen bitti. Hiç sürdürmemem gereken bir ilişkiyi sürdürmeye çalıştım. Aslında kendime ne kadar büyük kötülük yaptığımı fark ediyorum” diyor.
Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV):
Şiddete maruz bırakılan kadınlar için ilk etapta şiddet failinden uzaklaşacağı güvenli bir alan olan İlk Adım Merkezi’ni yürüten KADAV, şiddet gören kadınlara bir sığınağa yerleşmeden önce sosyal, psikolojik ve hukuki destek sağlayarak güvenli bir alan sunuyor. Şişli Belediyesi bünyesinde hayata geçirilen merkez ihtiyaç halinde kadınların ve çocuklarının 72 saate kadar güvenli şekilde bekleyebilecekleri fiziksel ortam sağlıyor. Merkezde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık oluşturmayı hedefleyen çalışmalar da yürütülüyor.
HATİCE’NİN HİKÂYESİ
Bir süredir eşinden ayrı olarak kızıyla yaşayan 6 aylık hamile Hatice de KADAV’a başvurduktan sonra belediyenin kadın danışma merkezine yönlendirilmiş. Eşi tarafından bebeğini aldırması yönünde baskı ve psikolojik şiddet gören Hatice, sığınma evine yerleştirildikten sonra gizlilik kararı ve koruyucu tedbirlerle desteklendi.
ORDU KADINI GÜÇLENDİRME DERNEĞİ
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın ve kız çocuklarının toplumsal hayata etkin katılımının güçlendirilmesi amacıyla Ordu ili ve Karadeniz Bölgesi’nde çalışan Ordu Kadını Güçlendirme Derneği, 2010’de kuruldu. Dezavantajlı grupların yaşadığı hak ihlallerini tespit etmek, insan hakları bilincini artırmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırmak amacıyla pek çok çalışma yürütüyor. Dernek, Ordu, Giresun ve Trabzon’da çalışan kadın derneklerine yönelik Hukukçu Olmayanlar İçin Dava İzleme eğitimi de verdi. “Kadına Yönelik Şiddet Mekanizmalarına Sivil Bir Bakış: Ordu İncelemesi” ve “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Risk Altındaki Gruplar: Yoksulluk, Göç ve Şiddet” raporunu hazırlayan dernekle ilgili detaylara orkaguder.org adresinden ulaşılabilir.
TAP VAKFI
Şiddete maruz bırakılan kadınların belki de en çok başvuru yaptıkları kurumlardan biri sağlık kurumları. Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), “Şiddete Maruz Kalan Kadınlara Yönelik Sağlık Hizmet Mekanizmalarının Güçlendirilmesi” projesiyle kadına yönelik şiddetin kadın sağlığına olan etkilerini ortaya koyuyor, sağlık profesyonellerinin kadın merkezli bir yaklaşımla şiddeti açığa çıkarmasını destekliyor ve şiddetin sağlık boyutunu kurumlararası iş birliği içinde ele alıyor. 60’tan fazla kurumdan, 100 uzmanla yürüttükleri çalışmayla geliştirdikleri şiddete uğrayan kadınlara sağlık kurumlarındaki haklarını öğrenme ve destek talep etmeyi sağlayan online modül ise yakında kullanıma açılacak. TAPV, CİSÜ Platformu ile 25 Kasım’da başlattığı #ŞikayetimVar Kampanyası ile de kadınları, şiddetin sağlık sonuçlarıyla ilgili bilgilendirerek sağlık sisteminden alabilecekleri destekleri fark etmelerini sağlamayı amaçlıyor.
SİL BAŞTAN DERNEĞİ
Balıkesir’de kadına yönelik şiddete ve çocuk istismarına karşı mücadele eden Sil Baştan Derneği, kadınlara haklarını ve şiddetten korunma yollarını anlatıyor, çocuk istismarına karşı aileleri bilinçlendiriyor. Şiddet ve istismara maruz kalan kadınlara ve çocukların ailelerine haklarını ve hukuki destek mekanizmalarını anlatan dernek, acil yardım hattıyla da her konuda bilgi ve destek sağlıyor. Dernek, danışanlar için psikolojik destek de sağlıyor.
ELİF’İN HİKÂYESİ
Elif, 29 yaşında. Bir gün hastanede cinsel tacize maruz kaldı. Olay sonrasında panikle bir kadın doktora sığındı, yaşadıklarını anlattı ve doktorun yönlendirmesi ile hastane polisine başvurdu. Savcının olaya yaklaşımı ile bir suçlu yakalandı. İlk başta paniğe kapılan Elif, Sil Baştan ile tanıştı. Sosyal çalışmacı ile ilk görüşmesinde, hissettiği tüm duyguları paylaştı. Dernek Elif’i hukuki süreç konusunda cesaretlendirdi, dernek sayesinde şikâyetini geri çekmedi ve haklarını korumak adına mücadele etti. Dernek sayesinde daha güçlü olduğunu söyleyen Elif “6284 sayılı yasanın mağdurların haklarını koruma ve adaleti sağlama sürecinde ne kadar önemli olduğunu çok iyi anladım.”
YAŞAM EVİ KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ
Yaklaşık 20 yıldır Şanlıurfa’da kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele eden Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği, kadınlara psikososyal ve hukuki destek sağlayarak şiddet döngüsünden kurtulmasına yardımcı oluyor ve en hızlı şekilde haklarından yararlanması için çalışıyor.
KADIN KURULUŞLARINA FON SAĞLAMAK KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ NASIL ÖNLER?
Kadın hakları örgütleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede, kadınlar ve kız çocukları için daha eşitlikçi, şiddetten arınmış dünyaya doğru ilerlemede önem taşıyor. Kadın örgütlerine fon sağlamanın şiddeti sona erdirmek için neden gerekli olduğuna dair 4 neden:
■ Kadın örgütleri, dünya çapında en yaygın insan hakları ihlali olmaya devam eden ve her 3 kadından en az 1’ini etkileyen toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten kurtulanlara ve mağdurlara hizmet sağlamada hayati rol oynuyor. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten kurtulanlar için destek hizmetleri arasında sığınma evleri, danışmanlık, hukuki yardım ve yardım hatları yer alıyor. Bu hizmetler, hayatta kalanların yaşamlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı oluyor.
■ Araştırmalar, güçlü ve özerk bir feminist hareketin varlığının hem yerel hem de küresel politika yapımında kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin sona erdirilmesinde değişimi yönlendiren en kritik faktör olduğunu gösteriyor.
■ Yerel kadın hakları örgütleri kendi toplumlarını herkesten daha iyi anlıyor ve dünyanın her yerinde daha fazla risk altındaki kadınlar başta olmak üzere, şiddeti azaltan ve kadınların yaşamlarını dönüştüren kanıta dayalı yaklaşımlar konusunda bir geçmişe sahip.
■ Araştırmalar, kadınlar çatışma ve acil durumlarda müdahale çabalarına aktif olarak katıldığında ve insani yardım faaliyetleri kadın hakları örgütlerine odaklandığında toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik olumlu adımlar atılabileceğini gösteriyor.
Kadın hakları örgütleri daha eşitlikçi ve şiddetten arınmış bir dünya için ön saflarda yer alıyor. Buna rağmen kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için ayrılan Resmi Kalkınma Yardımları’nın sadece yüzde 5’i bu kuruluşlara ulaşıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetin önlenmesi ihtiyacının aciliyetini koruduğu bir dünyada, hükümetler ve kurumlar kadın örgütlerinin sarsılmaz çabalarını kabul etmeli, güçlendirmeli ve bunlara yatırım yapmalı.