GündemSevin Okyay ve Erol Üyepazarcı ile polisiyenin tarihine yolculuk

Sevin Okyay ve Erol Üyepazarcı ile polisiyenin tarihine yolculuk

17.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Türkçe polisiye edebiyat tarihi konusunda önemli araştırmalar yapan Erol Üyepazarcı, ‘Cingöz Recai’ ve ‘Amanvermez Avni’yi Ötüken Neşriyat için yeniden derleyip okurla buluşturuyor. Sevin Okyay bu ayki Milliyet Sanat için Üyepazarcı ile bir araya geldi

Sevin Okyay ve Erol Üyepazarcı ile polisiyenin tarihine yolculuk

Kendi deyişiyle bir “polisiye çokseveri” olan Erol Üyepazarcı, akla zarar bir tempoyla çalışıyor. Peyami Sefa’nın Server Bedi imzasıyla yazdığı “Cingöz Recai” hikâyelerini Ebüssüreyya Sami’nin “Amanvermez Avni”si izledi. Türkiye’de ilk defa aynı kahramanın çeşitli maceralarını yazan adam Ebüssüreyya Sami. Bitmedi, Üyepazarcı bir yandan da 1300-1400 sayfalık bir popüler roman hazırlıyor. Erol Üyepazarcı ile buluştuk ve derlemelerini yaptığı bu önemli kitapları konuştuk....

Haberin Devamı

‘Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes”un bir de ince hali vardı...

Vardı. İlki 1928’e kadardı, diğerini 2006’ya kadar uzattım.

Tuğla gibi dediğiniz kitap.

İki cilt tuğla gibi kitap oldu.

Ondan sonra da devam ettiniz. Özellikle ‘Cingöz Recai’, diğer Server Bedi’ler ve en son da ‘Amanvermez Avni’…

Şimdi Efendim, bizim polisiye edebiyatımızın tarihinde önemli bir yeri var Peyami Safa’nın. Server Bedi takma adıyla Türk polisiye edebiyatının en tanınmış kahramanı olan Cingöz Recai’yi yarattı. İlk defa 1924 yılında Cingöz Recai’ler yayımlanmaya başlıyor.

Milliyet

Ne güzel de kapakları vardı Osmanlıcaların…

Evet, Osmanlıca kapakları da çok güzeldi. O zamanlar Peyami Safa yahut takma adıyla Server Bedi, 25 yaşlarında bir adam. Tam bir bohem. Bir grubu var. Bu grubun içinde Necip Fazıl, eskilerin hatırlayacağı Eşref Şefik, meşhur romancı Mahmut Yesari var. Bunlar beraber yaşıyorlar ve tam bohemler. Doğru düzgün para kazanamıyorlar. Server Bedi adıyla “Cingöz Recai”leri yazdığı zaman okur tarafından büyük bir rağbet görüyor, Peyami Safa’nın cebi de para görüyor. Arkadaşları da bundan yararlanıyor elbette. Çok enteresan bir anekdot var: Necip Fazıl o sırada Server Bedi’nin evinde kalıyor. Soruyorlar “Nerede kalıyorsun?” diye, “Server Bedi’nin evinde” diyor. “O nerede kalıyor?” dediklerinde “Cingöz Recai’nin evinde kalıyor” diye cevaplıyor çünkü kazanılan para “Cingöz Recai”den geliyor. Peyami Safa’nın yazdığı “Cingöz Recai” dizileri, 24 ve 25’te iki tane 10’ar öykülük dizidir. Arkadan “Civa Necati” diye birini yaratmıştır. Arkadan da üç tane de diğer kahraman gelir. İki tanesi kadın kahramanlardır: Çekirge Zehra ve Tilki Leman. Bir de Kartal İhsan diye polis kahramanı vardır. Bunlar 1924 ile 1928 arası, yani Harf Devrimi’ne kadar yazdığı eserlerdir. Yalnız bu kitaplar Latin harfleriyle yayımlandı. Ancak çok itinasızdı. İtinasız derken şunu kastediyorum; kronolojik sıraya göre yayımlanmadı. Öykülerden tam lezzet alabilmek için kronolojik sıraya dikkat etmek lazım. Yoksa aradan bir diziden iki kitap, öbür diziden üç kitap alıp yayımlarsanız okur bazı ilişkileri anlayamaz ve tam lezzetine varamaz kitabın. Asıl büyük hata ise bunu, yayımlayan yayınevlerinin biraz, tabir-i uygunsa, mutaassıp yayınevleri olması. Halbuki Server Bedi’nin yazdığı ilk Cingöz Recai öykülerinde çok erotik sahneler vardır. Bu erotik sahneleri sansürlediler. Hikâyeyi okuyunca bir boşluk olduğunu görüyorsunuz. Ve okur şaşkın. “Buradan buraya nasıl geldi?” diyor. Çünkü belli bir erotik sahne var. Örneğin evin hizmetçisini ayartıyor. Onunla yatıp kalkıyor. Çok tatlı, güzel anlatıyor yazar bunu.

Haberin Devamı

Milliyet

Haberin Devamı

Bu hikâyenin akışını da etkiliyor. Öyle kandırıyor mesela kızları. Kendine yardım etsin diye...

Dediğiniz gibi, doğru. Tabirimi mazur görün ama avanakça bir şekilde erotik sahneleri sansürlüyorlar ve öykü bütün güzelliğini kaybediyor. Bu yaptığımız kitaplar için Ötüken Neşriyat, bana geldi. Şartım şunlar oldu: Bir, kronolojik sırayla yayımlayacağız. İki, hiçbir sansür uygulamayacaksınız. Kabul ettiler ve hakikaten de öyle yayımlandı. Şunu iddialı bir şekilde söylüyorum. 1924, 1928 yılında yayımlanan romanların ilk defa doğru düzgün Latin harflerinde basılmış olduğu kısmı, bu son yayınlardır. Hem kronolojik sıraya dikkat ettik hem de özgün metni hiç değiştirmeden yazdık.

Haberin Devamı

‘Korsanını basmışlar, bulamadık’

Ebüssüreyya Sami, polisiye edebiyat tarihinde de önemli bir isim...

Bu zamana kadar yazmış polisiye roman yazarları içinde belli bir seviyeyi tutturan ilk yazardır. O bakımdan bence polisiye roman edebiyat tarihinde önemli bir yeri olması gereken bir kişidir. Bunu vurgulamak için çok çaba gösterdim ve bu kitabı yayımladık. Yine “Cingöz Recai”de yaptığım gibi kronolojik sıraya dikkat ederek hiçbir şekilde sansür uygulamayarak ve özgün metne sadık kalarak yayımladık. Beklemediğim ölçüde beğeni topladı. Bu dördüncü baskısı. Üç tanesi başka bir yayınevinden yayımlanmıştı. Bir de bilmediğim bir yer korsan baskısını yapmış. Bulamadık kim olduğunu.