28.04.2009 - 01:53 | Son Güncellenme:
ERDAL KILINÇ M. AKİF ERDEM GÖKHAN KARAKAŞ GÜRKAN AKGÜNEŞ ESRA ALUS MUSA KESLER OZAN GÜZELCE GARBİS ÖZATAY İstanbul AA
İstanbul polisi, uzun zamandır takip ettiği ve 1 Mayıs’ta kanlı eylemler planladığı öne sürülen Devrimci Karargâh ile bazı yasadışı sol örgütlere yönelik olarak 60’a yakın noktaya dün sabah karşı operasyon düzenledi.
Polis yetkililerinden alınan bilgiye göre, hücre evlerinden birinin bulunduğu Bostancı Emek Sokak’taki binaya saat 05.00’te İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün operasyon timi girdi. Emniyet Amiri Semih Balaban ve tim üyeleri girişin üstündeki hücre evine girmek istediklerinde bombalı saldırıya uğradı. Başkomiser Balaban ve 3 polis bombalı saldırıda yaralandı. Balaban kaldırıldığı hastanede şehit olurken, terörist içerden uzun namlulu silahlarla ateş etmeye başladı. Daha sonraki çatışmalar sırasında da 4 polis daha yaralandı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da olay yerine gelirken, polis helikopteri de havadan yerdeki ekiplere yardımcı olmaya çalıştı.
Emniyet Amiri Başkomiser Semih Balaban’ın, patlayan bombadan fırlayan şarapnel parçası ve başına isabet eden bir mermi ile şehit düştüğü anlaşıldı.
Terörist polis telsizinde
Terörist Orhan Yılmazkaya, eve ilk girmeye çalışan polislerden birinin olduğu tahmin edilen bir telsizden anons yaptı. Yılmazkaya, teslim olmayacağını, kanının son damlasına kadar savaşacağını, yeteri kadar el bombası ve mermisinin olduğunu söyledi.
“Müdür duyuyor musun sesimi” diye başlayan konuşmada Yılmazkaya, gazetecilere de seslenerek şöyle konuştu: “Teslim olmayan bir özel devrimci kuşağına layık olmaya çalışacağım... Devrimci karargâh savaşçısıyım. Yaşasın devrim ve sosyalizm. Yaşasın halkların kardeşliği. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği. Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek. Nasıl binlerce yıldan beri sürdüğü gibi. (...), Şeyh Bedrettin’den, Mahir Çayanlardan, İbrahim Kaypakkaya’lardan ve Deniz Gezmiş’lerden beri sürdüğü gibi.” Bu anonsun ardından teröristin konuştuğu polis kanalı kapatıldı.
Canlı yayın sırasında öldü
Teröristin bombalar, bubi tuzakları ve ağır silahlarla baskına hazırlıklı olması, polisin ikinci operasyon girişimini uzun süre engelledi. Polis içeriye gözyaşartıcı bomba atarken, terörist de el bombalarıyla karşılık verdi, çevreye de pencereden rastgele ateş etti.
En büyük panik saat 09.55’te çıktı. 30 saniye aralarla arka arkaya patlama oldu. Ardından peş peşe silah sesleri gelmeye başladı. Polisin güvenlik çemberinin arkasında bulunan Mazlum Şeker (16) boynundan vuruldu. NTV kameramanı İlhan Kandaz ise başını sıyıran bir kurşunla yaralandı. Şeker olay yerinde hayatını kaybederken, bir süre patlayan silahlar nedeniyle yanına kimse yaklaşamadı. Bu an bazı televizyon kanalları tarafından canlı olarak yayımlandı.
Polis, bu olayın ardından güvenlik şeridini daha geriye çekti. Ardından bir süre daha silah
sesleri geldi. Saat 11.15’te özel tim daireye girmeyi başardı ve teröristi etkisiz hale getirdi. Ancak bir süre sonra binada bir patlama gerçekleşti.
Bomba ve silah seslerinin duyulması apartmanda ve çevrede büyük paniğe neden oldu.
Alt kattaki dairelerde oturanlar üst katlara gönderildi. Apartman sakinleri, kapılarının arkasına koltuk, dolap gibi ağır eşyalar koyup kendilerini banyo ve tuvaletlere kilitledi. Çatışmanın sürdüğü saatlerde sokak sakinlerine, ‘Evlerinizden çıkmayın, pencereden bakmayın’ anonsları yapıldı.
Bostancı’daki evde yapılan aramada, Yılmazkaya’nın 3 el bombası kullandığı saptandı. 2 Kalaşnikof otomatik uzun namlulu silah, 12 şarjör, 1 tabanca, 1.5 kilo A-4 plastik patlayıcı, elektrikli fünye, bomba yapımında kullanılan malzemeler, elektronik devreler de ele geçirildi.
Çatışma sürerken, evde Melek Senem, Orhan Yılmazkaya ve Necdet Öztürk isimli teröristlerin bulunduğu bilgisi televizyonlarda ve internet sitelerinde yer aldı. Ancak çatışma sonrası yetkililer içerde bir kişinin olduğunu, onun da ölü olarak ele geçirildiğini bildirdi.
Bu arada Ergenekon soruşturmasını yürüten yetkililer, baskınların Ergenekon’la ilişkilendirilmesini yalanladı.
Polisin, İstanbul’da 5 farklı örgüte yönelik 60’a yakın noktada yaptığı operasyonlarda yaklaşık 40 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların 11’inin Devrimci Karargâh örgütü üyesi olduğu bildirildi. Devrimci Karargâh örgütü mensubu olduğu öne sürülen örgüt teorisyeni Mehmet Yeşiltepe, Özgür Dinçer, Süleyman Gürkan Anıl, Fatih Aydın, Abdüsselam Sultan, Muhammet Çetin, Ceren Sültaş, Sevim Öztürk, Ergin Öncü, Mustafa Aşula, Aylin Duruoğlu ve Melek Seven gözaltına alındı.
Erdoğan’dan başsağlığı
Başbakan Erdoğan, operasyon sırasında hayatını kaybeden aşçı Mazlum Şeker’in (16) evine taziye ziyaretinde bulundu. Erdoğan, şehit Emniyet Amiri Semih Balaban’ın Kartal Rahmanlar’daki evine yaptığı ziyaretin ardından Mazlum Şeker’in Soğanlık’taki evine geçti.
İşe diye çıktı, ölüme gitti
Bostancı’daki operasyon sırasında boynuna isabet eden kurşunla hayatını kaybeden Mazlum Şeker henüz 16 yaşındaydı. Kartal Soğanlık’taki evinden D-100 Karayolu’nu kullanarak Bostancı’ya gelen Şeker, işe gidiyordu. Bostancı sahilindeki bir restoranda son bir yıldır bulaşıkçı olarak çalıştığı ve 10-11 arası iş başı yaptığı öğrenilen gencin, silah seslerini duyduktan sonra olay yerine geldiği sanılıyor. İşyerine gidiş güzergâhı üzerindeki olay yerine geldikten sonra isabet eden kurşunla hayatını kaybeden Şeker’in, Diyarbakırlı ve 9 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olduğu öğrenildi. Şeker’in ölümü karşısında şoke olan iş arkadaşlarından İbrahim Demir, “Ekmek parası için bulaşıkçılık yaparken, herkesin sevdiği bir genç olmuştu” dedi.
GÜVENLİK ŞERİDİ KARMAŞASI
UZMANLAR:
İstihbarat ve güvenlik zafiyeti var
Bostancı’daki “hücre evi” operasyonu, uzmanlara göre hata ve zafiyetlerle dolu. DSP Milletvekili ve eski Özel Harekâtçı Recai Birgün, operasyon için yeterli çevre güvenlik tedbirlerinin alınmadığını belirterek, “Bir apartmanda operasyon yapılıyorsa, diğer dairelerin de güvenlik altına alınması gerekir. Fakat yine izliyoruz ki, apartmanda oturanlar kendi güvenliklerini kendileri sağlamaya çalışmış” dedi.
İsmini vermek istemeyen üst düzey bir emniyet yetkilisi ise 6 saatlik bir çatışmanın, kalabalık ve yoğun nüfuslu bir şehir için çok uzun bir süre olduğunu ifade etti. İşte uzmanlara göre operasyondaki hatalar zinciri:
- İstihbarat zafiyeti var. Uzun süredir takip edilen ve sansayonel eylem hazırlığındaki örgütle ilgili elde edilen bilgiler, iyi bir şekilde değerlendirilmemiş.
- Bu tür takiplerde militanın saklandığı evde silah, bomba gibi mühimmatın tespit edilmesi ve bunun operasyon timlerine bildirilmesi gerekirdi. Evin krokisi, binada kimlerin yaşadığı hatta komşularının iyi bir şekilde araştırılması, önceden bilinmesi gerekir.
- Sağlıklı bilgi alınmadığı takdirde militanın evi terk etmesi beklenebilirdi. Ayrıca şüphelinin sokakta yakalanması çok daha risksiz olurdu.
- 6 saatlik operasyon süresi, İstanbul gibi kalabalık ve yoğun nüfuslu bir şehir için çok uzun. Militanın uzun bir çatışma sonrasında cama çıkıp yeniden ateş etmesi operasyonda iyi bir yönetim ve planlama olmadığını gösteriyor.
- Güvenlik çemberi de kısa tutulmuş. Bu çemberin içerisine hiçbir sivilin yaklaştırılmaması gerekirdi.
- Apartmandaki diğer dairelerin güvenliğinin sağlanması, hatta mümkünse boşaltılması en önemli tedbir olmalıydı.
- Doğalgaz, elektrik gibi sistemlerin devreden çıkarılması gerekir. Çünkü polisin gece görüş ve diğer teknik ekipman açısından yeterli teknik donanımı var.
- Hücre evine ilk müdahaleyi yapanlar, bu tür operasyonlar için özel yetiştirilmiş özel harekât timleri olmalıydı. Bu timler her türlü donanıma sahip olarak “kapalı alan” ya da “rehineli operasyon” denilen bu tür operasyonlar için kullanılıyor. Evin kapısını ilk çalanlar, bu özel ekipler olmalıydı.
Devrimci Karargâh’ı PKK eğitti
İstanbul’da 6 Ağustos 2008’de 1. Ordu Komutanlığı karargâhının bulunduğu Selimiye Kışlası’na düzenlenen havan saldırısı ve dördü polis 10 kişinin yaralandığı AKP İstanbul İl Başkanlığı’na yapılan bombalı saldırıyla adını duyuran Devrimci Karargâh Örgütü, terör örgütü PKK tarafından eğitiliyor. PKK, örgüte lojistik destek ve silah yardımı da yapıyor.
Adını silahlı eylem ve suikastlarla duyuran Devrimci Karargâh adlı örgütün liderliğini, cezaevinde olan Sarp Kuray’ın yaptığı ve oluşumun 1990’lı yılların başında feshedilen “16 Haziran” adlı yasadışı örgütün devamı olduğu öne sürülüyor.
Uzun süre Avrupa’da faaliyet gösteren örgüt, Türkiye’deki sol hareketlerle dayanışma arayışında olan PKK’dan büyük destek gördü. PKK’nın Avrupa temsilciliği ile temasa geçen Devrimci Karargâh’a mensup bir grup, siyasi ve askeri eğitim almak için Kuzey Irak’a geçti. PKK’nın Kandil, Hakurk, Gara ve Haftanin kamplarında silahlı eğitim, bomba yapımı ve sabotaj eylemleri konularında eğitim alan örgüt elemanları, eğitimleri sonrasında Türkiye’deki metropol kentlere dağıldı.
Örgütün İstanbul, Ankara ve İzmir’de ses getirici bombalı sabotaj eylemlerine girişebileceği yönünde istihbarat alınmıştı. Devrimci Karargâh Örgütü’nün Selimiye Kışlası ve AKP İstanbul İl Başkanlığı’na yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, PKK’ya yakın internet sitelerinde duyurulmuş ve eylemler PKK yöneticilerince savunulmuştu.
NAMIK DURUKAN Ankara
MİLLİYET MUHABİRİ DEHŞET ANLARINI ANLATTI:
Yanımdaki genç boynundan vuruldu, kanlar üzerime sıçradı
Bostancı’daki olay yerine ilk ulaşan gazetecilerden biri olan Milliyet muhabiri Mehmet Akif Erdem, dehşet dolu dakikaları şöyle anlattı:
“Polis ekipleri çatışmanın yaşandığı Pınar Apartmanı’nın yaklaşık 100 metre ilerisinde, caddenin karşısında güvenlik şeridi oluşturmuştu. Saat 09.55’de 30 saniye arayla şiddetli patlamalar oldu. Patlamalardan 1-2 dakika sonra tek el uzun namlulu bir silah sesi geldi, ardından hemen yanımda bulunan bir genç yere düştü, vurulmuştu. Kanları üzerime sıçradı.
Sonra da bir kameramanın başını tuttuğunu gördüm, o da kafasından yaralanmıştı. Ben de kendimi korumak için süratle olay yerinden uzaklaşmaya çalıştım. Olay yerinden 30 metre uzaklaşmıştım ki bizlerle birlikte kaçmaya çalışan bir kişi yere düştü, bu kişi de ayağından yaralanmıştı. Bu olayın ardından polis ekipleri güvenlik şeridini 100 metre daha genişletti.”
‘Kaptanım’ demiş
Çatışmanın yaşandığı apartmanın eski yöneticisi, teröristlerin olduğu dairenin 15 gün önce kiralandığını belirtti ve soranlara ‘kaptanım’ dediğini söyledi
Bostancı’da 6 saat süren çatışmanın yaşandığı evden geriye duman ve isle kaplı pencereler kaldı. Apartmanın eski yöneticisi Kemal Şahin yaşadıklarını şöyle anlattı: “Gece silah sesleri duyduk, herhalde biri cinnet geçiriyor sandık. Korkuyla apartmanın merdivenine çıktık. Baktık ki silah sesleri aşağıdan geliyor. Çatışma olduğunu anladık. Çatışmanın olduğu dairenin yanındaki dairede oturan aileyi rica edip yukarı getirttik.
1 ay önce kiraladılar
Patlamadan sonra yangın çıkınca içerisi duman oldu. Arabalarımızın camı kırıldı. Çok korku yaşandı, bana göre acemice bir operasyondu. Bina o kadar sarsıldı ki 1999 depremini yeniden yaşadık. Kolonlar çatlamış olabilir.”
Teröristlerin operasyon yapılan daireyi 1 ay önce, hemen bitişikteki Sörf Emlak aracılığıyla kiraladıkları belirlendi. Kontratı “Necdet Özdemir” adına yapılan evin 900 TL’ye kiraya verildiği öğrenildi.
Sörf Emlak’ın bir yetkilisi, kiralamaya yanında eşi olduğunu söylediği bir kadın ve 14 yaşındaki çocuk ile geldiğini anlattı. Yetkili, kontratın mal sahibiyle yapıldığını kaydetti.
Şahin, teröristlerin olduğu dairenin 10 aydır kiralık olduğunu da belirterek, “15 gün onca oraya bir erkek, bir kadın taşınmışlar. Soranlara terörist ‘kaptanım, işadamlarına danışmanlık yapıyorum’ demiş.
Binadan çıkarılan ve adını açıklamayan bir kadın, yakınları tarafından karşılandı. Gözyaşlarına boğulan kadın, örgüt üyesinin kendisini “Uzak yol kaptanı” olarak tanıttığını söyledi.
Başka bir görgü tanığı ise, birinci kattaki evden aşağıdaki polislere aralıklarla ateş edildiğini, daha sonra polislerin arkadan binaya girmeye çalıştığı sırada da teröristin o bölgeye bomba attığını anlattı.
Vurulduğum alanda insan olmamalıydı
Hücre evinden açılan ateşle başını sıyıran kurşunla yaralanan ntv kameramanı İlhan Kandaz yaşadıklarını şöyle anlattı: “Vurulduğum anda binayı 100 metre önümüzden görüyorduk. Benim vurulduğum alanda insan olmamalıydı. İstanbul Valisi Muammer Güler’e dava açacağım. Sokakların trafiğe kapalı olduğu söylenmişti ama vatandaşlar vardı.”
BU MANZARA KALDI
Çatışma bittiğinde apartmandan siyah dumanlar yükseliyordu. Yalnızca teröristin olduğu daire değil, onun üstündeki daire de isle simsiyahtı. Üst katlarda yaşayan bir kadın, çatışmanın bitmesinden dolayı rahatlamış, neler olup bittiğini gözleriyle görmek için balkona çıkmıştı.