20.02.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
DİDEM SEYMEN
DİDEM SEYMEN- TÜİK verilerine göre, 65 yaş ve üzeri nüfus 2023’te 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu. Geçen yıl yaşlı nüfusunun 3 milyon 880 bin 356’sı erkek, 4 milyon 842 bin 450’si kadınlardan oluştu.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2020’de yüzde 9.5 iken bu oran geçen yıl yüzde 10.2’ye çıktı ve böylece Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü. Milliyet, yaşlanan nüfustaki bu değişimin toplumsal hayattaki karşılığını uzmanlarına sordu.
Ekonomik, sağlık...
Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, yaşanacak toplumsal değişimi şöyle anlattı:
“İşgücü kaybı ve emeklilik yaşının yükselmesi gibi faktörler ekonomik büyümeyi etkileyebilir. Yaşlı bireylere yönelik sosyal hizmetlere olan talep artabilir. Bakım hizmetleri, evde bakım ve huzurevleri gibi sosyal hizmetlere ihtiyaç artabilir. Yaşlılıkla sosyal izolasyon ve yalnızlık riski artacaktır. Aile bağlarının zayıflaması ve yaşlı bireylerin toplumdan uzaklaşması sosyal sorunlara yol açabilir. Yaşlılıkla zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları da artış gösterecektir. Bunlar arasında demans, depresyon, osteoporoz gibi sorunlar yer alabilir. Bu sorunlarla başa çıkmak için sağlık, sosyal hizmetler ve ekonomi alanlarında politika ve programlar geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca yaşlı bireylerin topluma entegrasyonunu ve yaşam kalitesini artırmak için sosyal destek ağlarının güçlendirilmesi lazım.”
‘Alzheimer 3 kat artacak’
Toplam doğurganlık hızı dünya ortalamasının 2.31 çocuk olmasına
karşın Türkiye’nin toplam doğurganlık hızının 1.62 çocuk ile dünya ortalamasının altında olduğuna dikkat çeken
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Yaşlı Bakımı Programı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emre Birinci de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yaşam beklentisi dünyada bu yüzyılda ortalama 30 yıl artmıştır. Yüzlü yaş beklentisi için çok uzun yıllar beklemeyeceğiz. Yaşlı nüfus artışına bağlı olarak yaşlılara hizmet verecek kurum ve kuruluş sayısının artması, verilen hizmetlerin çeşitlenmesi gerekmektedir. Alzheimer hastalığına sahip 65 yaşın üzerindeki kişilerin sayısının 2050’ye kadar üç katına çıkması öngörülmektedir. Yaşlıların ve hastaların bakımlarına ilişkin yeni modeller geliştirilmelidir.”
Yalnızlık, yoksunluk...
Nüfus yaşlanmasının kadınlar arasındaki daha düşük ölüm oranları nüfusun “kadınlaşması” ile sonuçlandığına dikkat çeken Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Gerontoloji Bölümü’nden Dr. Sevinç Sütlü de şunları söyledi:
“Yaşlı nüfusun hızla artması uzun yaşamın getirdiği yalnızlık, yoksulluk, özürlülük, kronik hastalıklar, bakım ve destek gereksinimi; sosyal sigorta ve emeklilik sistemlerini ve mevcut sosyal destek sistemleri gibi yaşlı sorunları ve yaşlılık hizmetlerinin tüm yönleri ile yeniden ele alınmasını gündeme getirecektir. Yaşlanmayla bulaşıcı olmayan kronik hastalıkları tedavi edebilmek için daha çok sağlık kuruluşu, daha çok sağlık personeli ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Kronik hastalıklar nedeniyle sağlık hizmeti talebi artışı sigorta sistemine artı yük getirirken yine bu hastalıklar nedeniyle bağımlı hale gelen yaşlıların bakım ve bakım veren ihtiyacı artmaktadır. Çeşitli kısıtlılıklara sahip yaşlıların evlerinde ve dışarıda güvenli bir şekilde yaşayabilecekleri, mobilize olabilecekleri yaşlı dostu evler, şehirler dizayn edilmesi gündeme daha çok gelecektir. Yaşlı bağımlı oranı ve profesyonel bakım elemanlarına ihtiyaç artacaktır.”
2010’dan sonra hızlandı
Yıllara göre yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı:
1935 yüzde 3.9
1950 yüzde 3.3,
1970 yüzde 4.4,
2000 yüzde 5.7
2010 yüzde 7.2
2020 yüzde 9.5
2023 yüzde 10.2
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 verileri.
En yaşlı il İstanbul
İstanbul: 1 milyon 238 bin 899 kişi
Ankara: 576 bin 209 kişi
İzmir: 573 bin 856 kişi
Yaşlı nüfusu sayısal olarak en az olan iller
Bayburt: 10 bin 365 kişi
Hakkâri: 11 bin 564 kişi
Kilis: 12 bin 341 kişi