Savcı Berk: Avcı’nın kitabı toplatılsın

Dilekçede, Avcı’nın kitabındaki gerçeğe aykırı ifadeler nedeniyle Berk’in, toplumun husumet ve hakaretine maruz bırakıldığı, gerçek dışı tahkir ve tezyif edici, haksız, hukuka aykırı beyan ve isnatlarla açıkça şeref ve saygınlığının rencide edildiği öne sürüldü.
Savcı Berk’in avukatları tarafından Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilen 21 sayfalık dilekçede, Avcı’nın kitabında yer alan gerçeğe aykırı ifadeler ile müvekkilleri Berk’in kişilik haklarına yönelik saldırıda bulunulduğu öne sürülerek 100 bin liralık manevi tazminat talep edildi.
Dilekçede, Avcı’nın kitabında, müvekkillerinin kamuoyunda Fethullah Gülen Cemaati olarak bilinen bir cemaatin mensubu olduğu, bu cemaatin emniyet ve adliye içinde bir örgütlenmesinin bulunduğu, örgütlenme ile müvekkillerinin bağlantılı olduğu, emniyet içerisinde cemaatle sorunlu olan emniyetçilerin dava dosyalarının sürekli Berk’e geldiği, bunların tesadüf olamayacağı ve müvekkillerinin cemaat talimatları doğrultusunda hareket ettiğinin öne sürüldüğü anlatıldı.
Avukatlar dilekçede, söz konusu kitapta Fethullah Gülen’den 8 kez bahsedilirken, Berk’ten 16 kez bahsedildiği ve açıkça hedef haline getirildiği öne sürüldü.
Ayrıca Berk’in kamuoyu önünde daha fazla yıpratılmaması için kitabın piyasadan toplattırılması ve verilecek kararın Türkiye çapında yayın yapan üç büyük gazetede yayımlanması istendi.

‘Binbaşının işaret ettiği öldürüldü’
Şırnak’taKİ 20 cinayetten sorumlu tutulan ve aralarında emekli Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak’ın da bulunduğu 7 sanık 19. kez hakim karşısına çıktı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’n-deki duruşmada dinlenen tanık Mehmet Uykur, “Cemal Binbaşı kimi işeret etseydi, o öldürülürdü” dedi.

Zirve tanığı: Dink kararı 2004’te alındı
Malatya Zirve Yayınevi cinayeti davasında sanıklar 29’uncu kez hâkim karşısına çıktı. Tutuklu bulunan ve Hrant Dink davası tanıklarından Erhan Özen tanık sıfatıyla dinlendi. Özen, 1997- 2005 yıllarında JİTEM’in istihbarat ele-manı olarak görev aldığını iddia ederek, Malatya ve Dink cinayetleriyle ilgili kararın 2004’te alındığını öne sürdü.