22.02.2019 - 12:11 | Son Güncellenme:
AA
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin yerel mahkemece verilen kararı kısmen bozmasının ardından yeniden görülen davanın ilk duruşması, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti.
Tutuklu sanık Ziya Tasalı'nın katıldığı duruşmada, Sarai Sierra'nın ailesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatları da müdahil olarak hazır bulundu.
Yargıtay bozma ilamının okunduğu duruşmada, beyanı sorulan müdahil aile avukatı Ceren Şarman, Yargıtayın üst sınırdan ceza verilmesine yönelik gerekçesine katıldığını belirterek, "Ancak cinsel saldırı eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Biz eylemin tamamlandığı kanaatindeyiz." dedi.
Aile Bakanlığı avukatı Nuray Yiğit ise bozma ilamının aleyhe olan kısımlarını kabul etmediklerini ve cinsel saldırının tamamlanmış olduğu kanaatinde olduklarını söyleyerek, bozma ilamına kısmen direnilmesine talep etti.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Nazmi Yelkenci'nin bozma ilamına uyulması talebini de değerlendiren mahkeme heyeti, usul ve yasaya uygun bulduğu Yargıtay bozma ilamına uyulmasına oy birliğiyle karar verdi.
"CİNSEL SALDIRI SUÇU TEŞEBBÜSTE KALDI"
Esasa ilişkin görüşü sorulan savcı Yelkenci, hazırladığı mütalaayı mahkeme heyetine sundu. Okunan mütalaada, sanık Ziya Tasalı'nın fotoğraf çekmek için Fatih'te Sirkeci ile Cankurtan semtleri arasında bulunan tarihi surlarda olan Amerikalı fotoğrafçı Serai Sierra'yı nasıl öldürdüğü anlatıldı.
Sanık Tasalı'nın Sierra'yla boğuşması sırasında orgazm olduğu, cinsel saldırısının teşebbüs aşamasında kaldığı ve sanığın bunun verdiği infialle maktuleyi öldürdüğü belirtilen mütalaada, sanığın eylemine uyan "cinsel saldırıya teşebbüs" suçundan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Mütalaada, sanık Tasalı'nın 24 Haziran 2014'de maktuleye ait elbise ve elektronik eşyalarını satmak istediği ancak satamayınca elbiselerini Sirkeci'de bir çöp konteynerine, elektronik cihazları da bulunmaması için Sarayburnu'nda denize attığı vurgulanırken, bu kişinin "nitelikli hırsızlık" suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
"CİNSEL SALDIRI EYLEMİ GERÇEKLEŞMİŞTİR"
Müdahil ailenin avukatı Şarman ise mütalaaya katılmadığını anlatarak, "Maktule baygınlık geçirdikten sonra cinsel saldırı eylemi gerçekleşmiştir. Öldürme olayı daha sonra gerçekleşmiştir. Biz sanığın tamamlanmış suçtan dolayı cezalandırılmasını istiyoruz." dedi.
Aile Bakanlığı avukatı Yiğit ise cinsel saldırı suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı yönündeki mütalaaya katılmadıklarını belirterek, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesini istedi.
Savunması sorulan sanık Tasalı, "Ben maktuleyi öldürdüğümü kabul etmiştim. Ancak tecavüzde bulunmadım. Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum." diye konuştu.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Tasalı'nın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 21 Mart'a erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Amatör fotoğrafçılıkla uğraşan ve 12 Ocak 2013'te Türkiye'ye gelen Sarai Sierra, Beyoğlu'nda bir oda kiralamış, 22 Ocak'ta ABD'de olmasını bekleyen ailesi, dönmemesi üzerine Sierra için kayıp başvurusu yapmıştı. Başvurunun ardından başlatılan arama çalışması sonucu, Sierra'nın cesedi, 2 Şubat'ta Sarayburnu'ndaki sur kalıntılarında bulunmuştu.
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Ziya Tasalı hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "nitelikli cinsel saldırı" ve "kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık" suçlarından ise 10 yıldan 19 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Yargılama yapan İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Haziran 2014'de verdiği kararla, sanığı ''kan gütme saikiyle kasten öldürme'' suçundan müebbet, "nitelikli cinsel saldırı'' suçundan 5 yıl 10 ay ve "kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık" suçundan da 2 yıl 6 ay hapis cezası vermişti.
YARGI İLAMI
Dava dosyasının temyiz edildiği Yargıtay 1. Ceza Dairesi, mahkemenin "nitelikli kasten öldürme" suçundan verdiği müebbet hapis cezasını onamıştı.
"Nitelikli cinsel saldırı" suçundan verilen 5 yıl 10 ay hapis cezası kararını, saldırı teşebbüs aşamasında kaldığı halde bu yönde karar verilmediği ve kusur ağırlığına göre sanığa üst sınırdan ceza verilmesi gerektiği için bozan daire, "hırsızlık" suçu yönünden verilen hapis cezasında da üst sınıra yakın veya üst sınırdan ceza tayin edilmediği gerekçesiyle bozma hükmü kurmuştu.
Yargıtay, mahkemenin kararında Anayasa Mahkemesince Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesindeki bölümlerin (yasal haklar) nazara alınmadığı da vurgulanmıştı.