22.01.2020 - 21:50 | Son Güncellenme:
AA
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuksuz sanık eski binbaşı İhsan Bozkurt'a, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapması için söz verildi.
Olay tarihinde Hizmet Tabur Komutanı olarak görev yaptığını belirten Bozkurt, meslek hayatı boyunca amirleri dışında kimseden emir almadığını, TSK'den başka hiçbir yapıya mensup olmadığını vurguladı.
Hazırlık aşaması ve mahkeme huzurundaki ifadelerini kabul ettiğini ifade eden Bozkurt, hakkında "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildiği mütalaayı kabul etmediğini kaydetti.
Hem savcılık hem de mahkeme huzurunda, bilirkişilerce de teyit edilen doğruları söylediğini ifade eden Bozkurt, karargahtaki darbe girişimine yönelik önemli bilgilerin yer aldığı ifadeleri nedeniyle hedef alındığını aktardı.
Bazı sanıkların savunmalarında karargahta güvenlik tatbikatı kapsamında geldiğini iddia ettiğini hatırlatan Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:
"Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahında güvenlik tatbikatı adı altında personelin fiilen katıldığı bir tatbikat yoktur. 17 Kasım 2017'de arz ettiğim beyanımda bu hususu 'güvenlik tatbikatı diye bir zırvalık yoktur' diye belirtmiştim. Daha sonra mahkemece tayin edilen bilirkişi ve tanıklar da bu hususu doğruladı. Yani 15 Temmuz gecesi kara kuvvetleri karargahı ve kışlası bölgesinde meydana gelen olayları tatbikat ve emniyet sistemini takviye olarak açıklamak mümkün değildir. "
Bozkurt, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı saat 20.00'de karargahtan ayrıldığını, yaklaşık 1,5 saat sonra Güvenlik Kontrol Merkezinden kendisini arayan askerin, "Komutanım, personel başkanı tutuklanmış, kurmay başkanı da kışlaya geliyor" demesi üzerine karargaha gitmeye karar verdiğini ifade etti.
Nizamiye kapısında kendisini tanıtıp kimlik göstermesine rağmen ilk başta içeri alınmadığını dile getiren Bozkurt, "Beni neden almadıklarına ilk başta anlam veremedim. Çünkü sorun yaşandığı aktarılan yer benim de sorumluluk alanımdaydı. Bir şekilde taburuma gidip neler olduğunu yerinde görmeliydim. Kapıda bekleyen Mustafa Şahin'in engellemesine rağmen içeri girdim." ifadelerini kullandı.
"Cephaneliğin anahtarını vermedim"
Taburuna vardıktan sonra neler olduğunu anlamaya çalıştığını belirten Bozkurt, bu sırada eski albaylar Hasan Yılmaz ve Yusuf Yiğit ile karşılaştığını bildirdi.
Yılmaz'ın grup komutanı olarak atandığını söylemesi üzerine mevcut Grup Komutanı Albay Tuncay Polat'ın nerede olduğunu sorduğunu belirten Bozkurt, sorusunun cevapsız kaldığını, üstelemesi üzerine Yiğit'in, önemli bir gelişme olduğunu, zorluk çıkarmamasını istediğini aktardı.
Birliğinde görevli bazı askerlerin Yılmaz'ın kendilerine sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini anlatan Bozkurt, ülkede herşey normal şartlarda ilerlerken sıkıyönetim ilan edildiğinin söylenmesi karşısında şaşırdığını dile getirdi.
Bozkurt, ilerleyen saatlerde Hasan Yılmaz'ın, Kara Harp Okuluna mühimmat gönderilmesi için kendisinden cephaneliğin anahtarını istediğini ancak başka bir birliğe mühimmat gönderilmesi gibi bir sorumluluklarının olmadığını söyleyerek anahtarı vermediğini kaydetti.
Daha sonra dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın "bir grubun kalkışması" şeklindeki açıklamasını öğrendiğini belirten Bozkurt, bunun üzerine albay Yiğit'e, "Sizin karışıklık dediğiniz bu muydu?" diye çıkıştığını anlattı.
Yiğit'in de kendisine TSK'nin yönetim el koyduğunu söylemesinin ardından "Bunun için buraya gelmedim. Görüyorum ki pis bir işin içine düştüm. Birliklerimi alıp gidiyorum." dediğini iddia eden Bozkurt, bu andan itibaren kendisi başta olmak üzere emrindeki askerlerin hiçbirinin darbe girişimine katkı sunacak bir eylemde bulunmadığını savundu.
Bozkurt, albay Yılmaz'ın kışladan ayrılması için talimat vermesine rağmen emrindeki askerleri darbe girişiminde kullanabileceği endişesiyle ayrılmadığını söyledi.
Gece boyunca emrindeki askerlerin yanı sıra ulaşabildiği herkesi yasa dışı bir eylemde bulunmamaları için uyardığını aktaran Bozkurt, "Türk devletinin sancağının emanet edildiği makama yan bakanın gözünü oymak benim boynumun borcudur. O gün de bunun gereğini gücüm yettiği kadarıyla yapmaya çalıştım. Tanıklar da söylediklerimi teyit etti. Suçsuz olduğum ortadır. Bugüne kadar hep 'vatan sağolsun' dedik. Mahkemeden beraatımı istiyorum." ifadelerini kullandı.
Bozkurt, iddianameye karşı yaptığı savunmasında da "güvenlik tatbikatı" nedeniyle karargaha geldiğini iddia eden sanıkların aksine, bu isimle bilinen bir tatbikatın olmadığını söyleyerek söz konusu sanıkların savunmaları çürütmüştü.
Duruşmaya yarın devam edilecek.