19.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR Ankara
28 Şubat soruşturmasında tutuklanan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, ifadesinde, 28 Şubat sürecinde andıçlanan gazetecileri suçladı. PKK’lı Şemdin Sakık’ın yakalanması üzerine Genelkurmay’da “andıç” şeklinde bir sunum aldıklarını belirten Bir, Sakık’ın tüm sayfalarını imzalamamış olmasını gerekçe göstererek, daha sonra ifadelerinden vazgeçtiğini söyledi.
Emekli olmasından sonra andıçta isimleri geçen gazetecilere bilgilerin servis edildiğini kaydeden Bir, “İstanbul’da görüştüğüm Mehmet Ali Birand, ‘Paşam önemsemiyorum, büyütmüyorum’ dedikten sonra andıçı çok kullandı. 28 Şubat’la ilgili olduğunu söyledi” dedi. Andıç’ın Batı Çalışma Grubu ile ilgisi olmadığını belirten Bir, bu durumun istismar edildiğini söyledi.
Hükümeti düşürmek iddiasıyla ABD ve İsrail’li yetkililerle yaptığı görüşme tutanakları için “hatırlamıyorum” diyen Bir’e, savcılık tarafından ulaşılan bir CD içindeki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “fişlendiği” belgeler soruldu. Bir, bu belgelerden haberi olmadığını söyledi.
Aşırı irticai gruplar
Bir, BÇG konsept belgesinde bahsedilen ve iletişim kurulması istenen medya, üniversite, sendika ve sivil toplum örgütlerinin, milletini seven ve bu istikamette kurulmuş kuruluşlar olduğunu söyledi. Bu örgütlerle temasın alt birimler tarafından yapıldığını söyleyen Bir, belgedeki, “yaşanan sorunun bir yanıyla bir siyasi iktidar meselesi” olduğu ifadesinden kast edilenin, aşırı irticai grupların iktidara gelmesi olduğunu kaydetti. Teşkilat Yapısı belgesini Genelkurmay Harekat Başkanı Orgeneral Çetin Doğan’ın imzaladığını ve bu belge doğrultusunda BÇG’nin oluşturulduğunu kaydeden Bir, bu kapsamda 10 kurmay subay, 5 subay ve 2 sivil memurun görevlendirildini söyledi.
Batı Eylem Planı’nı kuvvet komutanlıkları ve ilgili yerlere kendisinin imzalayarak gönderdiğini belirten Bir, “Ben imzalamadan önce veya sonra Genelkurmay Başkanı’na çıkar bilgi veririm, emirlerini alırım, ondan sonra evrakın gereğini yaparım” dedi.
‘Öldürme yok’
Bir, Batı Eylem Planı’nda geçen holding, finans kuruluşları, siyasi parti, basın yayın organları ile STK’ların eylem ve yatırımlarının incelenmesi kararının birinci tehdidin irtica olması nedeniyle alındığını kaydetti. Bir, “Kardak krizinde de halkın desteğini almak için halk aydınlatılmıştır” dedi. Planda geçen, “sivrilmiş, fanatik irticai lider ve yöneticilerin pasifize edilmesi” ile ilgili tedbirlerin de irtica tehdidi nedeniyle alındığını kaydeden Bir, “Pasifize etme çalışmaları arasında öldürme söz konusu değildir, etkisini azaltmaktır” ifadesini kullandı.
Psikolojik harekat yok
Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu belediye başkanlarına karşı örtülü ve psikolojik harekat tedbirlerinin uygulanmadığını belirten Bir, aczmendi, üfürükçü, hoca vb. konuların sürekli gündemde tutulmasının, ortaya çıkan olayların unutulmaması, toplum hafızasında tutulması için plana yazıldığını söyledi.
BÇG tarafından yürütülen çalışmaların var olan hükümetin yıkılmasıyla ilgili olmadığını söyleyen Bir, tüm tedbirlerin, irticanın devleti ele geçirmemesi için alındığını kaydetti.
BÇG devirmek için değildi
“Subay ve astsubay eşlerinin bir istihbarat elamanı gibi istihdam edilmesinin yasal dayanağı nedir” sorusunu, “Halkın nabzını tutmak için onlardan bilgi alabiliriz” diye yanıtlayan Bir, suç işleyen kişilere karşı psikolojik harekatın kullanılabileceğini söyledi.
28 Şubat sürecinde Fadime Şahin, Müslüm Gündüz, Aczmendilerin ortaya çıkması, tarikat ve cemaat haberleri ile temiz toplum, aydınlık için bir dakika karanlık eylemlerini TSK’nın yapmadığını belirten Bir, BÇG faaliyetleri kapsamında oluşturulmuş bir bilgi bankası olmadığını dile getirdi. Bir, 28 Şubat brifinglerinin de görevleri dahilinde gerçekleştirildiğini kaydetti. Bir, BÇG’nin Refah Partisi ya da hükümeti devirmek için kurulmadığını söyledi.
Bir’in kabul ettiği belgeler
Alınan bilgiye göre Bir, savcılık ifadesinde, 1995 ve 1998 arasında Genelkurmay 2. Başkanı olarak görev yaptığını söyledi. Bir, Genelkurmay Başkanlığı tarafından savcılığa gönderilen Batı Çalışma Grubu (BÇG), İrtica İle Mücadele Konsepti, Kriz Masası, Teşkilat Yapısı, Fiziki Çalışma Alanı, Batı Eylem Planı belgelerinin doğruluğunu kabul etti. Bir, söz konusu belgelerin, MGK kararları doğrultusunda irtica ile mücadele kapsamında hazırlandığını söyledi.
‘Kılıçdaroğlu’ndan haberim yok’ dedi
Bir’e, savcılık tarafından yapılan araştırma ve teknik inceleme neticesinde, “CD5/Bcg/bornova” klasöründeki, SSK’daki bölücü ve mezhepçi kadrolaşma ile yapılmakta olan yolsuzlukları konu alan gizli ibareli belgeler gösterildi. Belgede, CHP Genel Başkanı olan eski SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, SKK ve bazı müteahhit ve bazı kişilerle ilgili bilgiler olduğu belirtilerek, “Bu belgelerin hazırlama talimatını BÇG faaliyeti kapsamında siz mi verdiniz?” diye soruldu. Bir, “Sözkonusu belgeden haberim yoktur bana sunulmadı” dedi.Bir, “DYP’nin hükümetteki oy potansiyelini kırmak örtülü yapılmalıdır. DYP liderinin düşürülmesi, liderden kurtulmanın parti için kazançlı olacağı” şeklindeki el yazılı notları ilk defa gördüğünü ve kendi el yazısı olmadığını da belirtti.
‘Gazeteciler belgesini BÇG mi hazırladı?’
Bir’e, “Güçlü Eylem Planı” başlıklı andıç da soruldu. “Andıç’ın yayınlanması ve ‘İçimizdeki Alçakları Tanıyalım’ başlıklı yazıdan sonra oluşturulan kamuoyu baskısı ile gazeteci Cengiz Çandar’ın babasının kalp krizi geçirerek vefat ettiği, andıç belgesinde adı geçen 8 gazetecinin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ‘afaroz’ edilerek işten çıkarıldıkları” belirtilerek, “Bu belge BÇG faaliyeti kapsamında sizin faaliyetinizle mi hazırlanmıştır?” diye soruldu.
Bir, şunları anlattı:
“Söz konusu belgeler askeri belgelere uymamaktadır. Şemdin Sakık’ın ifadesi alelacele Genelkurmay’a gönderildi. Bize Andıç şeklinde ‘Şemdin Sakık yakalandı, şunları söyledi’ diye sunum yapıldı, bana ve komutana arzedildi. Sakık’ın ifadesini alanlarla, Sakık’ın imzası son sayfada bulunuyormuş. Sakık, sonra bu ifadesinden vazgeçti, inkar etti. ‘Her sayfayı imzalamadım’ demiş. Biz de bu durumu öğrenince her sayfası imzalanmadığı için Andıç’ı yayınlamadık. Daha sonra Sakık ‘bunlar ilave edilmiştir, ben söylemedim’ demiş. Emekli olduktan sonra bu belgeler bizden habersiz kullanılmış. Birand’ın da ismi olan gazetecilere bu haber servis yapılmış. Birand ‘Paşam bizlerle ilgili Andıç yayınlanmış’ dedi. Orda da benim ‘sayın komutana arz’ diye yazım var. Birand bana ‘Ben bu konuyu hiç büyütmüyorum, önemsemiyorum’ dedi. Ben de evrakı hatırlamadığımı söyledim. Birand sonra bu evrakı basında çok kullandı. 28 Şubat ile ilgisi olduğunu söyledi. Bu olayın BÇG ile hiçbir alakası yoktur. Kasıt yoktur, istismar edilmiştir. Bu tarihlerde terör olayları artmıştı, bazı gazeteciler gidip Kandil’de röportaj yapıyorlardı, daha sonra da gazetelerde manşet haber yapıyorlardı.”
Andıç, bir döneminde çıktı
3 Mayıs 1998’de iki gazetede, Şemdin Sakık’ın “ifadesi” yayınlandı. İfadede “bazı işadamları, sanatçı ve siyasetçilerle birlikte Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand, Akın Birdal, Yalçın Küçük, Yaşar Parlak, Mahir Kaynak ve Mahir Sayın’ın PKK’dan para aldığı önü sürülüyordu.” Bir’in “emekli olduktan sonra bu belgeler bizden habersiz kullanılmış” yönündeki ifadelerinde bazı önemli noktalar dikkati çekiyor. Bir’in Genelkurmay 2. Başkanı olduğu dönemde, yani 3 Mayıs 1998’de Sakık’a ait olduğu öne sürülen ifadeler gazetelerde yayımlandı. Bu belgelerin yayınlanmasından yaklaşık 4 ay sonra da Bir 1. Ordu Komutanlığı’na getirildi. Söz konusu dönemde SSK Genel Müdürü de Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. 1995’te Genelkurmay 2. Başkanlığı’na getirilen Bir, 1998’de 1. Ordu’ya atandı ve 1999’da da emekli oldu.