GündemSahaları yok ama şampiyon oldular

Sahaları yok ama şampiyon oldular

30.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gaziantep’te sahaları olmamasına rağmen çim hokeyi oynayan 11 genç, Türkiye Çim Hokeyi Şampiyonu oldu. Takımın hedefi çim hokeyi alanında Türkiye’nin adını dünyaya duyurmak

Sahaları yok ama  şampiyon oldular

GAZİANTEP’in Nizip ilçesinde oynanan iki spor: Höl ve çim hokeyi. İki oyun da birbirine çok benziyor. Tek farkları hölün artık oynanmıyor olması. Çim hokeyi de aslında hölün devamını sağlıyor. Nizipli gençler yoğun ilgi gösteriyor çim hokeyine. Bu ilgi devamında başarıyı getiriyor. İlçede 2005’te kurulan çim hokeyi takımının zorluklar yaşamasına rağmen birçok başarı elde etmesi bunu kanıtlıyor. Nizip Çim Hokeyi Kız ve Erkek Takımı en son Türkiye Hokey Federasyonu’nun Samsun’da düzenlediği “16 Yaş Altı Salon Hokeyi Türkiye Şampiyonası”nda Türkiye şampiyonu oldu. Bu başarıya rağmen Nizip’in hâlâ bir çim hokeyi sahasının olmaması takım için zorluk oluşturuyor.

Haberin Devamı

İnandılar ve başardılar

Takımın yaşadığı zorluğu dile getiren antrenör Galip Avcı, Nizip’te çim sahası olmadığı için takımın açık hava antrenmanlarını belediyenin semt sahasında yaptıklarını kaydediyor. Yaşadıkları zorluklara rağmen takım oyuncularının hevesinin hiçbir zaman kırılmadığını ifade eden Avcı, başarılarında yatan sırrı ise şöyle anlatıyor: “Öğrencileri tek tek okulundan toplayarak antrenmana götürüyoruz. Antrenman dediğimiz zaman hepsi koşa koşa geliyor. Bu sevginin sonucu olarak birlik ve beraberlik oluşuyor, bu da bizi başarıya ulaştırıyor.”

Takımın yaşadığı sıkıntı, sahalarının olmamasıyla sınırlı kalmıyor. Oyuncuların, maddi ve manevi hiçbir desteği bulunmuyor. Avcı, en büyük sıkıntılarının maddi imkânsızlık olduğunun altını çiziyor.

Haberin Devamı

Malzeme bulamıyorlar

Takımın malzeme sıkıntısı çektiğini kaydeden Avcı, oyunda kullanılan stick adlı malzemenin Türkiye’de üretiminin yapılmadığı için marangozda 12 tane stick yaptırdıklarını belirtiyor. Hokeyi yaygınlaştırmak istediklerini belirten Avcı, gençlere Milli Takım Bursu, üniversite garantisi gibi olanaklar sunduklarını vurguluyor.

“Mesleğimiz oldu”

Hobi olarak başladığı çim hokeyi sporunda şimdi profesyonel oyuncu olarak yer alan Yunus Şahin, spora nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Çim hokeyi, 10 oyuncu bir kaleci olarak oynanıyor. Bizim için çim hokeyi hobi olmaktan çıkıp bir meslek, bir sevda oldu. Herkes “Nizip’te çim mi var, nerede oynuyorsunuz?” diyor. Antrenmanları halı sahada yapıyoruz. Destek görmedik ama şampiyonluğumuz dikkat çekti.”

Nizipli gençlerin akıllarında çim hokeyini bırakma gibi bir düşünce yok. Tek düşünceleri bu sporu Türkiye’de yaygınlaştırmak ve dünyada bu alanda söz sahibi olmak.

Malatya’nın en deli akıllıları

Deli Akıllı demek ne demek acaba diye aklınızdan binlerce soru geçmiştir. Şöyle bir etrafınıza dönüp baktığınızda aklının yükünden kurtulmak isteyen binlerce deli görürsünüz. Ama en akıllı deli dediğimiz bu yükten kurtularak özgürlüğü seçmiş olanlar değil midir? O zaman bu en deli akıllılardan örnek olarak memleketimden, Doğu’nun Paris’i Malatya’nın meşhur delilerinden bahsedeceğim.
Malatya’nın en ucuz taşıma aracına sahip olan Mercedes Kadir, “düüt aba bırakayım mı?” diye elinde Mercedes amblemi olan uzunca bir sopasında kliması (mini vantilatörlerden), hatta aynasına kadar takılı olan, hepimizden daha akıllı, Malatya’nın son 30 yılının en sempatik ve en meşhur delisidir. Aslında onun bu durumu sosyolojik olarak incelendiğinde şehrin toplumsal yapısını ortaya koymakta.
Toplum o kadar benimsemiş ki Kadir’e, sanayiye gittiğinde gerçekten bir arabaya sahipmiş gibi ilgilenilir, arabası (sopası) için kasetler bakılır, trafik polisleri ceza yazar, çocuklar ondan asla korkmaz. Bir rivayete göre bir gün Kadir, tamir için sanayiye gittiğinde tamirci ona “Bunun işi uzun, yarına alırsın” dediğinde “e ben akşam eve nasıl gideceğim, yürüyerek mi?” diye sorarak aslında aklından tamamen de kurtulup özgürlüğe kavuşamadığını göstermektedir.
Tabii Kadir gibi niceleri geldi geçti bu şehirden. Deli Gaffarı mı? Şorikli Yaşar’ı mı? Son zamanların en ünlü isimlerinden sokakta yanından geçenlere aniden bağırmasıyla bilinen Deli Musto’su mu? Azzet Bacısı derken delileriyle ünlü olan bu şehirde onlara olan ilgiyi, sevgiyi gördükçe toplum olarak aslında her şeyin aklın yoluyla beraber gitmediğini görüyoruz.
‘Bir Dileğim Var’
“Bir Dileğim Var...” Türkiye genelindeki hastanelerde onkoloji servislerinde tedavi gören çocukların dileklerini gerçekleştirmek amacıyla oyuncu Alper Türedi ve eşinin girişimiyle geçen yıl kurulan bir Facebook grubu. Bu grupta çocukların dilekleri öğreniliyor ve bu dilekler, gruptaki gönüllülerle paylaşılıyor. Yardım etmek isteyenler de çocukların dileklerini gerçekleştiriyor. Para yardımının kabul edilmediği projede gönüllü yardımlarının yerine ulaştığı da videolarla paylaşılıyor. Yardım etmek isteyip de nasıl edeceğini bilmeyenler şu anda 60 bin üyesi olan gruba katılıp tedavi sürecinde mutlu olmaya ihtiyacı olan çocukların dileklerini gerçekleştirebilir.
Kullan at e-mail
Çoğu internet sitesi üye olmadan site içeriğini kullanıcılara açmıyor. Bu nedenle “Linkleri görebilmek için üye olunuz” cümlesi özellikle forum sitelerinde görmekten sıkıldığımız bir ifade haline geliyor. Üye olduktan sonra her gün gelen alakasız mailler yüzünden ne için üye olduğumuzu bile hatırlamıyoruz. Bu tür siteler için özel mail hesabı açanlar bile var fakat kullan at mail servisi veren sitelerle buna gerek kalmıyor. Böylelikle bir daha girmeyeceğimiz siteye mailimizi vermekten kurtuluyoruz. Bu tür sitelerden biri olan “10minutemail.com”, 10 dakikalık mail hizmeti vererek kullanıcılara büyük kolaylık sağlıyor. 10 dakika yetmezse süreyi de artırabilirsiniz.
Hayalet Dayı’nın devamı gelecek
Vizyona giren komedi filmlerinden Hayalet Dayı’nın gişe performansına göre devamı çekilecek. Filmin yapımcısı ve yönetmeni Ali Yorgancıoğlu, şimdiden komik fikirlerin birikmeye başladığını söylüyor
Türk sinemasında komedi film klişelerinin absürt dili yerine tamamen doğal ve sade bir komedinin izleneceği “Hayalet Dayı” filmi vizyona girdi. Ozan ve Caner isminde iki kafadarın ev arayışları sonrasında yeni taşındıkları evde başlarına gelen komik hikayelerin anlatıldığı filmdeki esrarengiz olaylar ise akıllarda merak uyandırmayı başarıyor. Çekimleri bir yıla yakın süren filmin yapımcı ve yönetmeni Ali Yorgancıoğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. İyi okumalar...
Hayalet Dayı’nın diğer komedi filmlerden farkı nedir?
Yola çıkışımız bu türün ve sonrasında Türkiye’de yapılmış benzerlerinin artık modasının geçmesiydi. Bu türün beslendiği sonsuz kaynağı yeni bir dil ve yaklaşımla kullanabileceğimizi fark ettik. Film klişelerini absürt bir dil yerine tamamen doğal bir şekilde ele alarak saçmalığı tüm filme yaymayı hedefledik. Evde pijama atlet dolaşan, rakı içip çekirdek çitleyen, pislik bir hayalet olması gibi çok ana bir absürt durum var. Bu kocaman durum içerisinde hayat normal seyrediyor. Dayı’ya “Sen in misin cin misin?” diye sorulduğunda “Yok ben hayaletim, bildiğin düz hayalet” diye cevap vermesiyle bu durum başlayıp tüm filme yayılıyor.
Filmin konusu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kendilerine ucuz bir ev bulduğunu sanan iki gencin evdeki Hayalet Dayı’yı görmeleriyle olaylar başlıyor. Hayalet Dayı’dan kurtulmaya çalışırken başlarından geçen olaylar anlatılıyor.
Oyuncu kadrosu kimlerden oluşuyor?
Ana oyuncuların çoğu zaten senaryo aşamasından itibaren kafamızda netleşmişti. Settar Tanrıöğen’in ve Ülkü Duru’nun filmde yer almayı kabul etmesi bizim için onur verici. Rahmetli Erol Büyükburç ve Nedim Saban yan rollerde filme renk kattı. Ozan ve Caner zaten arkadaş oldukları için uyumda zorlanmadılar.
Filmden beklentiniz nedir?
Filmin izleyiciyle buluşması ve kendine has bir kitle yakalamasını umuyoruz. İzleyenlerin eğlenmesi ve iyi vakit geçirmesi yeni filmler yapmamızı sağlayacak tek şey.
Projelerinizin devamı gelecek mi?
Önümüzdeki yaz için görüşmelerin devam ettiği bir sinema filmi projemiz var. Hayalet Dayı’nın gişe performansına göre de devamını getirip getirmeme kararı alacağız. Umarım Hayalet Dayı’nın devamını yapabiliriz çünkü şimdiden çok komik fikirler birikmeye başladı.