02.04.2022 - 11:07 | Son Güncellenme:
Gökçe KARAKÖSE / İSTANBUL (DHA)
Pendik'te terk edilmiş bebek vakasına giden 14 aylık bebeği olan Acil Tıp Teknikeri Büşra Durmaz, kız bebeği ambulansın içinde emzirdi. Bebeğin süt annesi olan Durmaz, ertesi gün de hastaneye giderek bebekle ilgilendi ve kendi bebeğinin elbiselerinden giydirdi.
Büşra Durmaz, terk edilmiş bebeğe Nisa Mihriban adını verdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "ATT Büşra ve süt kızı" videosunu sosyal medya hesabından paylaştı.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bakan Koca, "Pendik’te görevli Acil Tıp Teknikerimiz Büşra terk edilmiş bir bebek vakasına gitti. 14 aylık bebeği olan Büşra kardeşimiz aç bebeği kendi bebeği gibi emzirdi. Ertesi gün hastaneye gidip ilgilendi. Ona bebeğinin elbiselerinden giydirdi. İstek üzerine adını o koydu: Nisa Mihriban." dedi.
"SÜREKLİ AĞZIYLA MEME ARIYORDU"
Olayın kahramanı Büşra Durmaz, CNN Türk muhabiri Merve Tokaz ile kameraman Halil Kahraman'a konuştu. Durmaz şunları söyledi;
Göreve geldim. Saat 2 civarında bakmış olduğumuz bölgeden bir ihbar geldi. İhbar doğrultusunda adrese gittiğimizde boş bir araziye bırakılmış bir bebek olduğunu öğrendik. Olay yerine vardığımızda polis ekipleri bölgedeydi. Bebeği de ekip otosunun içerisine almışlardır. Biz onlardan bebeği teslim aldık. Aracın içerisine aldık. İlk muayanesini yaptığımızda hayati tehlikesi yoktu bebeğin. Bir emme refleksi vardı, sürekli ağzıyla meme arıyordu. Sürekli ağzını sağa sola başını çeviriyordu. Emmek istiyordu. Ben de bu isteğini karşılıksız bırakmak istemedim. Kendimin de 14 aylık bir bebeği var. Hala emziriyorum.
Hastaneye getirdik. Marmara Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Acil'ine. Bebeği burada doktorlara teslim ettik. Saat 3 buçuk gibi görevim bitti. Görevim bitince tekrar ziyaret etmek istedim. Bu esnada Çocuk Büro'dan polis memurları geldiler. Olay yerinde bebeğin bulunduğu bölgede ihbarı yapan beyefendiyle görüşmüşler. O nisan ayı geldi diye Nisa ismini vermek istemiş. Süt annesi olduğum için benim de ismini vermemi istediler. Ben de kendi kızımın ismi Bade Mihriban. O yüzden onun ikinci ismini taşımasını istedim. Nisa Mihriban olarak adını belirledik.
Soyismine de gelince. Benden sonra hemşire çok ilgilenmişti Nisan bebekle. Ayşe hemşirenin soyismini verdik. Ertesi gün tekrar yanına ziyarete gittim. Kendi kızımın kıyafetleri yanımda duruyordu. Giydirmek istedim, tekrar görmek istedim. Sonra Çocuk Esirgeme Kurumu'na sevki yapılacaktı. Bizim ekibimizi görevlendirdiler. Kendimiz yine bebeğimizi aldık. Bahçelievler'e Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim ettik.
"EMZİRDİKTEN SONRA BİR BAĞ OLUŞTU"
Annelik bir kadın için içgüdüsel bir duygu. Çok ağladım, dayanamadım çünkü savunmasız, boş bir arazi, başına bir şey gelebilir. Bu şekilde bırakılması vicdanen beni rahatsız etti. Emzirdikten sonra bir bağ oluştu, sürekli görmek istedim. Kendim bırakmak istedim kuruma, bundan sonra da görüşeceğim süt kızımla. Görevlilerle konuştuk ihtiyaçları gidermek konusunda. Şu an durumu iyi, sadece yüzünde yaralar vardı. İnşallah daha iyi olacak.
NİSA MİHRİBAN'A BIRAKILAN O MEKTUP
Hemşireler ve Büşra Durmaz tarafından Nisa Mihriban'ın nasıl bulunduğuna dair yazılan mektupta, "Sen hepimizin hayatına güneş gibi doğduğun için Marmara'nın o güzel çocuk hemşireleri göbek adına 'Güneş' dediler. Bu hikayemizin başlangıcı biliyorum muhakkak yeniden karşılaşacağız. Hayat sana adil davranmamış olabilir ama sen kendi hayatına adil davranırsın. Dört kol ile sımsıkı sarılı ve hak ettiğin iyi yaşamı kendi ellerinle inşa edersin" gibi ifadeler yer aldı.