11.11.2020 - 16:45 | Son Güncellenme:
DHA
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Didem Bozbura, Mazhar Alp Bozbura ve Yasin Şimşek katıldı. İhbar eden Metin Keskin, şikayetçi Soner Sözanlar ve taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu.
"UTANIYORUM, ÜZGÜNÜM"
Savunmasını yapan Prof. Dr. Mazhar Alp Bozbura, "Bütün suçlamaları reddediyorum. Bu şekilde anılmaktan ve asılsız olarak suçlanmaktan utanıyorum ve üzgünüm. Bu kişilerden herhangi bir şey almadım. Bir şey de talep etmedim. Uzun yıllardır saygın biçimde hekimlik yapmaktayım" dedi. Prof. Dr. Bozbura, sanık Yasin Şimşek'in getir götür işlerini yaptığını, bunun dışında kendisine verdikleri bir yetki olmadığını da söyleyerek "Hastanedeki odam sabah 07.00'da açılır ve hastaneden ayrılana kadar açık kalır. Hastalarımın hepsi kilolu olduğu için oturabilmek için odamı kullanırlar. Yasin'in benim odama girip çıktığına dair bilgim yoktur" dedi.
"EŞİMİN İŞİYLE İLGİM YOK"
Sanık Didem Bozbura da "Suçlamayı kabul etmiyorum. Sınırlı zamanda eşimin sekreterinin kullandığı telefona yardımcı olmak için zaman zaman bakmışımdır. Bunun dışında eşimin işiyle ilgim yoktur. Çapa'da hastaneye gitmem bile söz konusu olmamıştır" diye konuştu. Sanık Didem Bozbura, sanık Yasin Şimşek'i eşinden önce , 4 yıldır tanıdığını ve bazı işlerini yaptığını da belirtti.
"HASTALAR NE PARASI OLDUĞUNU SÖYLEMEZLERDİ"
Sanık Yasin Şimşek ise "Didem Bozbura'nın yönlendirmesiyle hastalardan buluşma yeri olarak söylenen yere gidip verdikleri parayı alıp Didem hanıma veriyordum. Bazen de bırakmamı söylediği yere bırakıyordum. Hastaları tanımam. Parayı alırken hastalar bana bunun ne parası olduğunu söylemezlerdi. Ancak ben bu parayı hoca farkı olarak biliyorum. Hastanelerde profesöre muayene almanın farkı olarak para ödendiğini duyduğum için bu şekilde yorumladım" dedi. Polisin suç üstü yaptığı gün polisin yönlendirmesiyle sanık Didem'i aradığını da söyleyen Şimşek, "Bana hasta yakınının zorluk çıkarıp çıkarmadığını sordu. Ben de çıkarmadığını söyledim. Parayı nereye getireceğimi sordum. Ben de kalmasını daha sonra pırlantacıya ödeme yapılacağını söyledi. Sanık Mazhar'ın da bu paralardan haberi vardır. Ancak işleri Didem hanım takip ediyordu" dedi.
Soru üzerine sanık Yasin Şimşek, "Polis baskınından 2-3 gün önce Mazhar Alp, bana 'Ameliyat günü belli oldu. Didem ile görüşün, para işini halledin' dedi" şeklinde konuştu. Bunun üzerine söz alan sanık Didem Bozbura, kızının pırlantacıya sipariş verdiği kolyeye ilişkin konuştuklarını ancak hastadan gelecek paradan konuşmadıklarını söyledi.
HASTA YAKINI: "ŞİKAYETÇİYİM"
Şikayetçi Soner Sözanlar ise sanıklar Mazhar Alp ve Didem Bozbura ile hiç görüşmediğini belirterek babası ve annesinin ameliyatı için hastaneye yatırdığını, yoğun bakımda yer olmadığı söylenince sıraya alındığını belirterek "Babam hastaneye gittikten 2-3 gün sonra beni tanımadığım biri aradı. Yasin olarak kendini tanıttı. Ameliyat masrafı olarak 8 bin 500 lira ödenmesi gerektiğini söyledi, tamam dedim. Hesap numarası gönderdi. Şahıs hesabı olunca şüphelendim. Hastane yetkililerine ulaştık, onlar böyle bir para talep edilmediğini söylediler. Bu yüzden para ödemedim. Bu olaydan sonra sanık Yasin, annemin ameliyat gününün belirlendiğini mesajla söyledi. Yasin'in söylediği ameliyat günü gerçek ameliyat günü değildi. Bu mesaj sonrası hastane yetkilileriyle temas geçtim, durumu anlattım. Şikayetçiyim" dedi.
MESLEKTAŞI DA DİNLENDİ
Olayı ihbar eden ve sanık Mazhar Alp Bozbura ile aynı hastanenin genel cerrahi bölümünde çalışan Doç.Dr. Metin Keskin ise hastane çalışanından bir hasta yakınından yapılacak ameliyat için para istendiği bildirildikten sonra olaydan haberdar olduğunu, bu talebin doğru olmadığını söylediğini, hasta yakınıyla görüştüğünü ve polis aşamasında parayı isteyen kişilerin Alp hoca ile görüştüklerini söylediğinin ifade edildiğini belirtti.
TANIK DİNLENDİ
Tanık olarak dinlenen hasta yakını Hüseyin Yayla da sanık Mazhar Alp Bozbura ile görüşerek ameliyat gününün öne alınması için yardım istediğini, sanığın telefon numarasını aldığını, daha sonra da telefonundan hastaneden arandığı söylenerek masraf çıkacağını, bu parayı yatırınca yakınının hemen ameliyat olacağını söylendiğini, sanık Yasin adına bir hesap numarası geleceğinin söylendiğini belirtti.
ADLİ KONTROLLERİ KALDIRILDI
Sanık avukatları, müvekkilleri hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti. Mahkeme, sanıkların imza atma şeklindeki adli kontrollerinin kaldırılmasına ve vareste tutulmalarına karar verdi. tanık dinlenmesine karar verilen duruşma ertelendi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümünde Doç. Dr. Metin Keskin'in 7 Şubat 2020'da şikayet dilekçesi vermesi üzerine savcılıkça soruşturma başlatılmıştı. İddianamede, Doç. Dr. Metin Keskin'in Çapa'daki İstanbul Tıp Fakültesi'nde daha önce mide kanseri teşhisi ile yatmış olan Hatice Sözanlar'ın ameliyat edilmesi gerektiğine dair görüş bildirdiği, sanık Yasin Şimşek tarafından doktor Metin Keskin adına ameliyat için hasta Hatice Sözanlar'ın yakınlarından 8 bin 500 TL paranın istediği kaydedildi. Adının kullanıldığını anlayan Doç. Dr. Metin Keskin'in şikayetçi olduğu anlatılan iddianameye göre, Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği'nce 7 Şubat günü saat 16.00 sıralarında hasta yakını olan Soner Sözanlar seri numarası tespit edilen 3 bin 500 TL'yi, sanık Prof. Dr. Mazhar Alp Bozbura'nın odasında diğer sanık Yasin Şimşek'e verirken suç üstü operasyon yapıldı. Gözaltına alınan sanık Yasin Şimşek, Prof. Dr. Mazhar Alp Bozbura'nın eşi Didem Bozbura tarafından yönlendirildiğini, hasta yakınlarıyla irtibat kurduğunu ve kendisine komisyon verildiğini söyledi. Didem Bozbura ve eşi Mazhar Alp Bozbura suçlamaları reddetmişti. Üç sanık da tutuklanmıştı.
İddianamede, sanık Mazhar Alp Bozbura için "İcbar suretiyle irtikap suçuna teşebbüsten" 4 yıl 3 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. Yardımla suçlanan sanıklar Didem Bozbura ve Yasin Şimşek için ise 2'şer yıldan 3 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep edildi. İddianamenin kabul edilmesi ile birlikte tutuklu sanık Didem Bozbura, yurtdışına çıkış yasağı ve en yakın karakola imza atma şartıyla 27 Şubat'ta tahliye edilmişti. Sanıklar Mazhar Alp Bozbura ve Yasin Şimşek ise infaz süresine ilişkin düzenlemeler nedeniyle 11 Nisan 2020'de tahliye edilerek haklarında imza verme şeklinde adli kontrol tedbirine karar verilmişti.