26.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
MERT İNAN / İSTANBUL
6 Ekim’de ne demişti?
‘DAF sinyal veriyor’
Elazığ Sivrice’de 6.8 büyüklüğündeki deprem Türkiye’yi sarsarken, Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Doğu Anadolu Fay (DAF) hattındaki tehlikeyi üç ay önce haber vermişti. Prof. Dr. Görür, 6 Ekim’de katıldığı bir TV programında Elazığ depremine karşı uyarmıştı. Canlı yayında Türkiye’nin deprem haritasını inceleyen Görür, depremi nokta atışıyla işaret ederken şunları söylemişti: “Doğu Anadolu Fayı için uyarı yapmak istiyorum. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) enerjisini büyük ölçüde boşalttı. İstanbul’un kapılarında duruyor. Doğu Anadolu Fayı ise uzun zamandır suskun. Bölge için ciddi bir risk söz konusu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde arkadaşlarımızın yaptığı araştırmalarda Malatya fayı üzerinde uyarı veriyor. Buranın enerji birikimi fazla, dikkatli olunmalı. Kahramanmaraş ve çevresinde, Elazığ-Bingöl arası, özellikle Sivrice Gölü’nün bulunduğu taraflar veya Elazığ-Adıyaman arası. Buralarda tarihi dönemlerde de büyük ciddi depremler var ve bunlarda tekerrür periyodu kimisinde artık dolmak üzere.”
Şimdi ne diyor?
‘Başvurduk reddedildi’
Elazığ depreminin ardından Milliyet’e konuşan Prof. Dr. Naci Görür, aktif fay kuşağındaki depremin er geç geleceğinin bilindiğini belirterek şunları söyledi: “Daha önce Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) için TÜBİTAK’a, Kuzey Anadolu Fay (KAF) hattı için Devlet Planlama Teşkilatı’na başvurduk, reddedildi. Elazığ’da bir zamanlar Elazığ’ın depremselliği ile ilgili konferanslar da verdim, uyarılar yaptım, ‘Elazığ ve köylerini depreme hazırlayın’ dedim. Bu konuda kitaplar basıldı. Ama maalesef pek bir şey yapılmadı. DAF hattının, KAF gibi davranacağından endişe ediyorum. KAF 20’inci asırda 1939-1999 arasında çok sayıda 7’nin üzerinde deprem üreterek İstanbul hariç enerjisini boşalttı. Aynı şeyi belirli bir süreçte DAF da yapabilir. 7 ve üzeri depremler Maraş’ta 1513’te, Amanos’ta 1872’te, Çelikhan’da 1875’de meydana geldi. Bu depremler üzerinden hayli zaman geçmiş. Bölge yapı stoku bakımından güvenli değil.”
‘Proje kabul edilse zarar az olurdu’
Prof. Dr. Naci Görür’le birlikte geçmişte çalışmalar yapan İTÜ Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Çağatay, “2009 yılında Naci Bey’in öncülüğünde büyük bir proje için TÜBİTAK’a başvurmuştuk. Kamu yönetimleriyle birlikte, akademilerin de yer alacağı bu proje hayata geçirilmiş olsa, DAF hakkında daha fazla bilgi sahibi olacak ve şu an ortaya çıkan zarar daha düşük olacaktı. Naci Hoca ile Marmara için DPT’ye sunduğumuz proje de geri çevrilmişti. Projelerimiz kabul edilseydi, aktif fay hatları hakkında daha çok bilgi sahibi olacaktık. Hangi segmentler daha tehlikeli ve ne sıklıkla deprem ürettiklerini detaylı olarak öğrenecektik” dedi.
Ziraat Bankası’ndan yardımlar başladı
Depremin ardından Çevre Bakanlığı’na bağlı 184 ekiple üst yapıda; 21 ekiple de altyapıda hasar tespit çalışmaları yapıldı. Bakan Murat Kurum, vefat eden vatandaşların ailelerine acil ihtiyaçları gidermek üzere nakdi yardım yapılacağını söyleyerek, “Ziraat Bankası yardımları faaliyete geçirmiştir” dedi.
İhtiyaçlar AFAD’dan karşılanıyor
Depremin ardından Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde Ankara’daki AFAD Koordinasyon Merkezi’nde İçişleri, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler, Sağlık, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma ve Altyapı, Tarım ve Orman, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Hazine ve Maliye bakanlıkları ile çeşitli kurum ve kuruluşların dahil olduğu 28 çalışma grubu oluşturuldu.
‘Yapıların azlığı daha büyük faciayı önledi’
Uzmanlara göre, depremin Elazığ merkezine 40 km, Malatya merkezine ise 65 km mesafede olması daha büyük bir felaketin önüne geçti. Uzmanlara göre depremin merkez üssüne en yakın yerleşim yeri olan Sivrice’de de daha büyük bir felaketin yaşanmamasının nedeni ise nüfusun az olması (10 bin) ve ilçedeki yapı stoğunun fazla olmaması. l MERT İNAN İstanbul
‘Ya İstanbul’da olsaydı?’
İTÜ Jeoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz: “Bu büyüklükte bir depremin uzak kentlerde bile hissedilmesi gayet normal. Sivrice’den sonra DAF hattında iki önemli sismik boşluk var. Bunlardan biri Elazığ-Bingöl, diğeri Maraş- Türkoğlu hattı. Bu bölgelerde deprem olması bizi şaşırtmaz. Bu iki hatta oluşacak depremler 7 ve üzeri büyüklükte olacaktır. Sivrice depremi bir kez daha hazır olmadığımızı gösterdi. Köyler tenha olduğu için büyük bir felaketle karşılaşmadık. Bu büyüklükte bir deprem İstanbul’da büyük yıkım ve ölümlere neden olurdu. DAF çok uzun zamandır deprem üretmiyordu. Artçılar birkaç hafta sürecektir. 5.8 büyüklüğünde artçı bekliyoruz.”
‘600 km çapında hissedildi’
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy: “Sivrice depremi, 600 km çapıdaki bir alanda hissedildi. Şiddetli ve sığ bir deprem olmasının yanı sıra zemin faktörüne bağlı olarak 6.8 büyüklüğündeki sarsıntı uzak bölgelerde bile panik yarattı. 40 kilometrelik hat kırılarak enerjisini boşalttı. Ancak DAF’ın diğer uzantısında gerilim var.”
RTÜK’ten provokatif haberlere inceleme
RADYO ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) yapılan açıklamada, “Ülkemizi derinden sarsan Elazığ merkezli deprem sonrası bazı medya hizmet sağlayıcı kuruluşların toplumu provoke etme amaçlı ve yanlış yönlendirme amacı güden yayınları incelemeye alındı. Yapılan inceleme sonucunda uzmanlar tarafından yazılan ve ilgili kuruluşlara ağır idari yaptırım öneren raporlar kurula sunuldu” denildi.
‘Diğer uzantıyı tetiklemez’
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan: “500 km uzunluğunda aktif bir hat olan DAF 2003’ten bu yana büyük deprem üretmiyordu. 2003 Bingöl ve 2010 Karakoçan sonrasında tahmin edilen bir kırılma meydan geldi. DAF’ın geçtiği bölgede her zaman 7 ve üzeri büyüklükte deprem riski bulunuyor. Sivrice’deki kırılmanın, hattın diğer uzantısında tetikleme yapacağını düşünmüyorum. Depremin olduğu bölgede, Elazığ ve Malatya merkezine kıyasla nüfus ve binalar az.”
‘Kentten uzakta olması şans’
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış: “İstanbul dışında 7’den büyük bir depremin sürpriz olmayacağını söylemiştik. Böylesi büyük ölçekli bir depremde hasarın ve ölü sayısının az olması yerleşim yerlerinin seyrek, nüfusun yoğun olmamasından kaynaklanıyor. 1999 sonrası yapılan binaların da deprem dayanıklı olduğunu vurgulamak isterim. Ayrıca depremin merkez üssünün Elazığ ile Malatya kent merkezine uzak olması büyük şans. Depremin geniş bir coğrafyada hissedilmesi ise olağan bir durum. Deprem dalgaları sönümlenmeden güçlenerek farklı bölgelerde sarsıntılara yol açabilir. İstanbul’u etkileyecek kırılma kent merkezine 10-15 km mesafede gerçekleşecek. İstanbul’un en büyük şansı belki de bu mesafe.”
SON 9 YILIN EN BÜYÜK DEPREMİ
Türkiye tarih boyunca meydana gelen depremlerde birçok kayıplar yaşadı. Elazığ’daki 6,8’lik deprem Türkiye’nin son dokuz yıldır gördüğü en büyük deprem olarak kayıtlara geçti. AFAD Başkanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de meydana gelen en büyük depremler şöyle:
- Marmara Denizi’nin Adalar yakınlarında 10 Eylül 1509 yılında, İstanbul ile çevresinin 40 gün boyunca sallandığı belirtilen ve “Küçük Kıyamet” olarak adlandırılan 7.2 büyüklüğündeki depremde 130 bin kişi öldü, bin 70 yapı yıkıldı.
- İstanbul ve çevresinde hissedilen 24 Mayıs 1719’da meydana gelen, büyük hasara yol açan depremde ise çok sayıda evle birlikte cami ve hamamlar yıkıldı.
- İstanbul’da yine 22 Mayıs 1766’da meydana gelen ve artçılarla üç ay sürdüğü belirtilen depremde ise çok sayıda evle birlikte aralarında Fatih Sultan Mehmed’in inşa ettirdiği Fatih Camisi’nin de bulunduğu birçok cami hasar gördü ve yıkıldı.
- İstanbul’da 10 Temmuz 1894’te meydana gelen ve geniş alanda hissedilip, büyük hasara yol açması nedeniyle “Büyük hareket-i arz” olarak anılan depremde, Eminönü ve Fatih’teki yapılar ile Kapalıçarşı etkilenip yıkılırken, depremden Yalova ve Adapazarı da etkilendi.
Erzincan’da felaket
- Erzincan’da 27 Aralık 1939’da meydana gelen ve 116 bin dolayında yapının yıkıldığı 7.9 büyüklükteki depremde 33 bin kişinin hayatını kaybetti, 100 bin kişi de yaralandı.
- Tokat’ın Erbaa ilçesinde 1942’de 7 büyüklüğündeki depremde 3 bin kişi yaşamını yitirdi.
- Samsun’un Ladik ilçesinde 26 Kasım 1943’te meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremde 2 bin 300 kişi hayatını kaybetti, 5 bin kişi de yaralandı.
- Muş’un Varto ilçesinde 1966’da 7 Mart’ta meydana gelen depremde 14 kişi yaşamını yitirirken, 75 kişinin yaralandı. 19 Ağustos’ta meydana gelen depremde ise 2 bin 400 kişi öldü, bin 500 kişi de yaralandı.
- Van’ın Muradiye ilçesinde 24 Kasım 1976’da meydana gelen ve 10 bine yakın yapının hasar gördüğü 7.5 büyüklükteki depremde 3 bin 840 kişi hayatını kaybetti, 500 kişi de yaralandı.
18 bin kayıp
- Kocaeli’nin Gölcük ilçesi merkezli 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki Marmara Depremi’nde resmi kayıtlara göre Kocaeli başta olmak üzere Yalova, Sakarya, İstanbul, Bursa, Bolu, Zonguldak ve Eskişehir’de toplam 18 bin kişi öldü, 20 binden fazla kişi de yaralandı.
- Düzce’de 12 Kasım 1999’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, Ukrayna’dan da hissedildi. 30 saniye süren depremde 710 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 678 kişi ise yaralandı.
Van’da 644 kişi öldü
- Van’da merkez üssü Tabanlı ilçesinde 23 Ekim’de 7.2, Edremit’te 9 Kasım’da 5.6 büyüklüklerinde 2011’de meydana gelen 2 depremde 644 kişi yaşamını yitirirken, bin 966 kişi de yaralandı. Deprem nedeniyle çok sayıda yapı da yıkıldı.- HABER MERKEZİ