Türkiye’yi ayağa kaldıran Özgecan Aslan cinayeti davasında üçüncü duruşmada tarihi karar çıktı. Özgecan Aslan’ı öldüren sanıklar herhangi bir indirim yapılmadan en ağır cezalara çarptırıldı. Kadın örgütleri, barolar ve sivil toplum örgütlerinin izlediği davada karar ayakta alkışlandı. Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te bindiği minibüste tecavüz girişiminde bulunulup direnince öldürülen ve cesedi yakılan, üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın katil zanlıları minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, babası Necmittin Altındöken ağırlaştırılmış müebbet, arkadaşı Fatih Gökçe de ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bir kadın üyenin de bulunduğu mahkeme heyeti cezalarda hiçbir indirim uygulamadı ve karar salonda alkışlandı. Karar duruşması için Tarsus Adliyesi kapatıldı. Bu davadan başka hiçbir duruşmanın görülmediği adliyede polis geniş güvenlik önlemi aldı. Adliyenin önündeki yol trafiğe kapatıldı, 1 TOMA ve 1 zırhlı araç ile Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin iki itfaiye aracı da hazır bekletildi.
Jandarma kordonu
İlk duruşmada Ahmet Suphi Altındöken’in “Fatih arabadan inerken kemerini sıkıp fermuarını çekti. Cinsel bir şey yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama yeltendiğini biliyorum” diye savunma yapmasının ardından Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan ek iddianame ile “Nitelikli cinsel saldırı” suçundan da yargılanmaya başlanan Fatih Gökçe ile birlikte Altındöken ve baba Necmittin Altındöken, mahkeme salonuna getirildi. Sanıkların arkasında jandarma kordonu oluşturuldu.
Aileden Özgecan’ın amcası Yaşasın Aslan’ın ve birçok baronun avukatının katıldığı duruşmada, Ahmet Suphi Altındöken’den boşanan eşi Neslihan’ın avukatı davaya müdahil olmak istedi. Aile avukatları ise sanığın eski eşinin avukatı olduğunu belirterek itiraz etti ve mahkeme heyeti itirazı kabul etti.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Dilan, geçen duruşmada verdiği mütalaasını tekrar ederek sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken’in ’Nitelikli adam öldürme, cinsel amaçlı alıkoyma, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçlarından’, arkadaşı Fatih Gökçe’nin ’Nitelikli adam öldürme ve nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs’ suçlarından, babası Necmittin Altındöken’in ’Nitelikli adam öldürmeye iştirak’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmalarını, iyi hal indirimi uygulanmadan cezaların en üst sınırdan verilmesini talep etti.
Canavarca hisle öldürme
Ailenin avukatlarından Sevim Küçük de 3 sanık için de cezanın en üst sınırdan verilmesini talep etti.
Amca Yaşasın Aslan da “11 Şubat’ta meleğimizi, canımızı, Özgecan’ımızı kaybettik. Bugün anne ve babasının evlilik yıl dönümü. Bu soğukkanlı caniler için cezalardan öte ceza istiyoruz” dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, üç sanığa da “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti ayrıca katil zanlısı Ahmet Suphi Altındöken’i ’bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 27 yıl, Fatih Gökçe’yi ise aynı gerekçe ile 24 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Karar ayakta alkışlandı
Heyet, sanıkların cezalarında indirim uygulamadı, karar avukatlar tarafından alkışlandı. TCK’daki en ağır cezanın verildiği davalardan biri olarak tarihe geçecek olan karar Yargıtay tarafından da onanırsa benzer dosyalar için de emsal oluşturacak.
Pişmanlık fayda etmedi
Duruşmada söz alan sanıklardan Fatih Gökçe “Araçta Özgecan’dan bir ses duymadım. Bindiğimde Suphi’nin eli, yüzü kan içindeydi, kaçmak istedim. Eğer Özgecan orada yaşıyor olsaydı, şimdi burada olurdu. Ölmesine izin vermezdim” dedi.
Ahmet Suphi Altındöken ise “Cinsel saldırıda bulunmadım. 10 aydır ne yaşadığımı bir ben, bir Allah bilir, pişmanlığımı daha nasıl ifade edeyim” diye konuştu. Baba Altındöken de olayla ilgisinin olmadığını iddia etti. Sanık Gökçe’nin Baro tarafından görevlendirilen avukatı Nazmi Karataylı, müvekkilinin suçsuz olduğunu, sadece Suphi Altındöken’in arkadaşı olması dışında bu suçla ilişkisi olmadığını öne sürerek tahliye ve beraatını istedi. Ercan Kumhak’ın başkanlığında hakim Celal Yüksel ile Nesibe Çınar’dan oluşan mahkeme heyeti, karar için 10 dakika ara verdi ve ardından sanıklardan son sözleri soruldu. Suphi Altındöken, “Çok pişmanım, verilecek karara saygı duyuyorum” derken, babası Altındöken “Bütün Türk halkından özür diliyorum. Benim için en büyük ceza oğlumun bu suça karışmış olmasıdır” dedi. Gökçe ise “Çok büyük bir pişmanlık içerisindeyim. Benim tek suçum Suphi ile arkadaş olmam” dedi.
‘Umarız Özgecan huzur bulmuştur’Kararı değerlendiren Özgecan’ın amcası Yaşasın Aslan şunları söyledi:
Hiçbir ceza bizi mutlu edemez. Bu tür canilerin, sapık ruhlu insanların bu tür kararlarla daha çok korkmalarına, madem tedavi olmuyorlar, baskılanmalarına sebep olacak. Bu anlamda işe yarayacağını düşünüyorum. Umuyorum bu tarihi günde adaletin tecelli etmesiyle Özgecan’ımız biraz huzur bulmuştur. Önce hiçbir karşılık beklemeden bizlere destek olan avukatlara, basın mensuplarına, halkımıza,
devlet büyüklerimize sonsuz teşekkür ediyor, ailem adına saygılarımı sunuyorum.
Özgecan’ın oradan beni gördüğünü biliyorumCinayet sonrası yaptığı duygusal ve hümanist açıklamalar ile kamuoyunun dikkatini çeken baba Mehmet Aslan, eşi Songül Aslan ile birlikte kararı Mersin’in merkez Mezitli ilçesindeki kızlarının ölümünden sonra değiştirdikleri evlerinde TV’den ve yakınlarının telefonlarından öğrendi. Songül Aslan, gözyaşlarıyla şunları söyledi: “Bu kararı tabii ki bekliyorduk. Çünkü hak ettikleri en büyük cezayı alacaklarını ben biliyordum. Özgecan’ımın kanı yerde kalmayacaktı. Fakat yine de mutlu olamadım. Benim kızım geri gelmeyecek sonuçta, ama devletimizden Allah razı olsun. Hak ettikleri cezayı en yüksek şekilde aldılar. Başka canlar yanmasın. Bir de Özgecan Yasası’nı istiyorum.” Kızının öldürülmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a siyah başörtüsü gönderip, adalet yerini bulunca beyaz bir başörtüsü göndereceğini belirten Aslan, “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a beyaz eşarp göndereceğim, bunu gerçekleştireceğim” dedi.
Aslan, kararın kendilerinin evlilik dönümünde verildiğinin belirtilmesi üzerine de “Evet, tesadüf oldu, 3 Aralık’a tarihine denk geldi. Sevindim de diyemiyorum. Özgecan’ın oradan beni gördüğünü de biliyorum” cevabını verdi. Kızlarının mezarını ziyaret eden Aslan çifti gözyaşlarına boğuldu. Baba Aslan da “Kararın bu şekilde çıkmış olması beni aslında sevindirmiyor. Daha sonrasında onlarca Özgecan yine katledildi. Özgecan yasasının çıkmasıyla ilgili olarak, devletimizin, partilerin, milletvekillerimizin gereğini yerine getireceklerine hiç şüphem yok” diye konuştu.
Sare Davutoğlu’ndan telefon
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, Songül Aslan’ı telefonla aradı. Davutoğlu “Hiçbir şey acımızı dindirmez ama mahkeme kararı toplum vicdanını biraz olsun rahatlattı” dedi.
İndirimsiz en ağır ceza emsal olmalıTarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanıklar hakkında verdiği cezalar, bir kadın cinayetinde hiçbir indirim ve iyi hal uygulanmaması ve tüm sanıklara müştereken ceza verilmesi nedeniyle Türkiye’de bugüne kadar verilen en ağır cezalardan biri olarak nitelendirildi. Karara ilişkin olarak değerlendirmeler şöyle:
‘Tüm kadınların kararı’
- Avukat Sevim Küçük (Ailenin avukatı): Her 3 sanık da ömürleri boyunca cezaevinde kalacaklar ve özel hücrede, özel infaza tabi tutulacaklar. Bunun anlamı budur. Herhangi bir genel af durumunu ayrı tutuyoruz ama onu beklemiyoruz. Ailesi kızlarının nasıl öldürüldüğünü halen bilmiyor. Nasıl eziyet çektiğini, acı çektiğini bilmiyorlar. Kızları çok genç yaşta katledildi. Çok ağır, kahredici bir durum ama en azından Özgecan ve katledilen diğer kadınlar daha rahat uyuyacaklardır. Emsal bir karar çıktı. İndirim de uygulanmaması çok önemli. Diğer benzer dosyalar için emsal olması ve caydırıcı olmasını temenni ediyoruz. Bu karar, geçekten mücadele eden tüm kadınların kararı.
‘Adalete uygun karar’
- Mersin Barosu Başkanı Avukat Alpay Antmen: Bugün belki kadın cinayetleri konusunda çok emsal ve önemli bir karar verildi. Bu mahkemenin kararını bütün kadın cinayetleri davalarına sunarak aynı emsal kararı istememiz gerekiyor. ’Böyle bir davayı yapamaz, kaldıramaz’ denilen kadın arkadaşlarımız bu davayı en ince ayrıntısına kadar yürüttüler ve bugün tartıdan adalete uygun bir karar çıktı ama bu kararın Türkiye’deki kadın cinayetlerine son vermesi halinde bir işe yarayacağını düşünüyoruz. Bugün bizi burada yalnız bırakmayan Türkiye Barolar Birliği’ne ve birçok ilin barosuna çok teşekkür ediyorum.
- Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Hukuk Komisyonu Başkanı Betül Yanılmaz: İndirimlerin uygulanmaması çok önemli bir karardı. Belki yargının bu kötü sicilini onarabilecek, emsal niteliği oluşturabilecek bir karar. Şimdi bu aşamada sanıkların kararı temyiz etmesini bekliyoruz. İş, Yargıtay’a gidecek. Yargıtay’ın da benzer bir karar vermesini bekliyoruz. Bu konuda kamuoyu baskısına devam edeceğiz. Bu süreç bizim için bitmedi. Bu cezaların etkin infazı en önemli problemlerden biri. Yani bir aftan faydalandırılmamaları, en önemli problematik. Bunun da takipçisi olacağız.
- Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Gülsüm Kav: Buradaki üst sınırdan ceza verilmesi, indirim uygulanmaması mantığının diğer kadın cinayetlerinde de uygulanmasını istiyoruz. Bunun için çok ciddi bir çalışmamız var. Yıllardır sunduğumuz yasa teklifleri var.
‘Toplum vicdanı rahatladı’
- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu: Kadına yönelik şiddet konusunda simge haline gelen bu davada mahkemenin sanıklar hakkında indirim kararı vermemesi toplum vicdanını rahatlatmıştır. Mahkemenin verdiği kararda, kamuoyunda ‘Özgecan yasası’ olarak bilinen ‘iyi hal ve haksız tahrik’ indirimlerinin kaldırılmasını öngören tasarıdaki maddelerin tümünün uygulaması sevindiricidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak bundan sonra da kadına yönelik şiddet davalarının takipçisi olacağız.