12.06.2015 - 09:39 | Son Güncellenme:
İHA
Mahkeme salonunun yetersiz olması nedeniyle duruşma Tarsus Adliyesi’nin 6’ıncı katındaki konferans salonunda yapıldı. Duruşma, 2 kamera tarafından kaydedilirken, çok sayıda polis ve avukat 108 kişilik salonu hınca hınç doldurdu. 13 jandarma salona ilk olarak sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken’i getirdi. Ardından da Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe salona alındı. Daha sonra askerler sanıkların arasına oturdu.
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, zanlılardan Suphi Altındöklen sabıkasının olmadığını ifade edeken, mahkemede çeşitli suçlardan sabıkası olduğu belirtildi. Ardından mahkeme tarafından daha önce hazırlanan olayın oluş şeklinin anlatıldığı bant kaydı dinletildi. Cumhuriyet Savcısı Erol Kaplan’ın mütalaasını okumasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
AĞLAYARAK SAVUNMA YAPTI
Hiçbir avukatın savunmak istemediği ancak Mersin Barosu tarafından yasalar gereği Suphi Altındöken için atanan avukat Kamil Veliak, Necmittin Altındöken için atanan İbrahim Kaplan ile Fatih Gökçe için atanan avukat Nazmi Karataylı da duruşmada hazır bulundu.
İlk savunmayı Suphi Altındöken yaptı. Ağlayarak savunma yapan Altındöken, Özgecan’ı alışveriş merkezinin önünden aldığını daha sonra ileride başka yola saptığı sırada Özgecan’ın ’Neden başka yola sapıyorsun?’ diyerek kendisine arkadan vurduğunu öne sürerek şunları söyledi:
"Minibüsü ıssız bir yere çektim. Arkaya geçip kendisine yumruk attım o da benim yüzümü tırmaladı. Daha sonra 12 yıllık arkadaşım Fatih Gökçe’yi arayarak ’Başım belada’ dedim. Geldi, maktule bir baktı, sonra arkadaşı Osman’ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Eşim yüzümü görünce ne olduğunu sordu ben de kavga ettiğimi söyledim."
AĞLAMAYI GEÇELİM
Suphi Altındöken’in savunma yaparken sık sık ağlamasına tepki gösteren Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak, "Ağlamayı geçelim, devam edelim" dedi. Daha sonra Altındöken, savunmasına devam ederek şöyle konuştu:
ARKADAŞI FATİH’İ SUÇLADI
"İlk kez burada söylüyorum. Fatih arabadan inerken kemerini sıkıp fermuarını çekti. Fatih, ’Öldürmemiz lazım’ dedi. Ben de bıçağı aldım boğazına sapladım. ’Hadi gidiyoruz’ dedik, babam ’Nereye?’ dedi. Fatih de ’Pikniğe gidiyoruz mangal yakarız’ diye espri yaptı. Fatih soğukkanlıydı. O sırada Fatih yüzümün tırmalandığını görünce, ’Oğlum sen kimliğini parmaklarına bırakmışsın, suç delili tırnakları. Ellerini keselim sen orada büyük delil bıraktın’ dedi. Bunun üzerine ellerini bilek hizasından bıçakla kestim. Ellerini alıp evin alt katındaki tuvaletin klozetine sakladım. Bana ’Kız güzelmiş’ dedi, ’Sen bir şey mi yaptın?’ dedim. ’Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim’ dedi. Daha sonra ayrı arabalarla yola çıktık. Fatih arayıp üniversitenin oraya çağırdı. Orada buluşup onun aracını takip ettim. Bir yerde durduk ve cesedi indirdim. Fatih bana ’Benzini getir’ dedi, ben öyle bir niyetim olmadığı için benzin şişesini kasten düşürerek, ’Yakmayalım’ dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih, ’Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım’ dedi. Ben maktule cinsel saldırıda bulunmadım."
Daha sonra Suphi Altındöken’in savcılıktaki ifadesi banttan okundu. Ardından savunmasına devam eden Altındöken, yine arkadaşı Fatih Gökçe’yi suçlayarak, "Fatih’in yönlendirmesiyle önce boğazını kestim, ardından da bileklerini kestim" dedi.
Sanığın, savunmasında Özgecan’ın kendisine Mersin’e götürmesi için 100 lira teklif ettiğini söylemesi üzerine Savcı Erol Kaplan, ’İnip taksiye de binebilirdi. Neden 100 lira vermeyi önerdi?’ diye sordu. Sanık Altındöken, "Bilmiyorum. Ters yöne saptığımda önce tepki vermedi. Bayağı gidince tepki verdi" diye konuştu.
ÖZGECAN BİBER GAZI SIKMIŞ
Bacaklarında izler olduğunu ve bunun nedeninin sorulması üzerine Suphi Altındöken, izlerin Özgecan’ın kendisini tekmelemesinden kaynaklandığını söyledi. Bu sırada üye hakimlerden Nesibe Çınar, Özgecan’ın yüzüne biber gazı sıkıp sıkmadığını sordu. ’Biber gazını sıktı ama isabet etmedi’ diyen Suphi Altındöken daha sonra mahkeme başkanı Ercan Kumhak’a dönüp "İyi dinleyin" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Kumhak, Altındöken’i saygılı olması için uyararak, bir hakimle bu şekilde konuşamayacağını söyledi.
"TECAVÜZ VE ÖLDÜRME NİYETİM YOKTU"
İfadesine eklemeler de yapan sanık Suphi Altındöken, Özgecan’ın kendisine mahkemede söyleyemediği sözler söylediğini öne sürdü. Hakimlerin ve avukatların bu sözleri açıklamasını istemesi üzerine Altındöken, "Bana şerefsiz ve köpek diye hakaret etti" dedi. Bu sözler, salonda uğultulara neden olurken, sanık Altındöken, "Benim kesinlikle tecavüz etme ve öldürme niyetim yoktu. Fatih’e ’Hastaneye götürelim’ dedim" diye savunmasına devam etti.
BUNLARI YAPIP NASIL AĞLIYORSUN?
Müdahil avukatlardan biri Suphi Altındöken’e, "Fatih’in fermuarını çekip kemerini düzeltmesi ne anlama geliyor?’ diye sordu. Altındöken, bu soruya, "Cinsel bir şey yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama yeltendiğini biliyorum. Kendisine de sordum yapmadığını söyledi" diye yanıt verdi.
Daha sonra bir kadın avukat, "Senin çoluk çocuğun var mı? Boğazını kesip ellerini keserken neler hissettin? Bunları yapıp şimdi nasıl ağlıyorsun?" diye sorması üzerine ise Altındöken, "Allah kimseye o anı yaşatmasın. Panik halindeydim, ne yaptığımı bilmiyordum. Ben de çoluk çocuk sahibiyim" dedi.
Mahkeme heyeti daha sonra, duruşmaya 1.5 saat ara verirken, güvenlik güçlerine de bu sürede sanıkların ayrı yerlerde tutulması talimatını verdi.
BABA DA AĞLAYARAK SAVUNMA YAPTI
Verilen aranın ardından sanıklardan tutuklu şoförün arkadaşı Fatih Gökçe’nin savunması alınmak istendi ancak Gökçe, heyecanlı olduğunu belirtip daha sonra savunma yapmak istediğini söyledi. Bunu kabul eden mahkeme heyeti, baba Necmittin Altındöken’in savunmasını almaya başladı. Altındöken de oğlu gibi ağlayarak savunma yaptı.
Olayla ilgili uzaktan yakından ilgisi olmadığını savunan Necmittin Altındöken, olay gününü şöyle anlattı:
"Akşam saat 20.00’de eve geldim. Hiç dışarı çıkmam dizilerimi izlerim. O gün de Poyraz Karayel dizisini izliyordum. Kendime çay yaptım. O sırada oğlum aradı ’Baba neredesin?’ dedi, ’Evdeyim’ deyince ’Tamam’ deyip kapattı. 10-15 dakika sonra tekrar aradı, soluk soluğaydı, dışarı çıkmamı istedi. Yanına gittiğimde Fatih’i beklediğini söyledi. 19 yıl kuyumculuk yaptım, iflas ettim. Ben arabaya bindiğimde içeri karanlıktı. Fatih önden arabayla gidiyordu, biz arkadan takip ediyorduk. Karanlıktı kan görmedim. Böyle bir olayın olduğunu bir gün sonra öğrendim. Olayı öğrendikten sonra oğluma ’Suphi beni yaktınız’ dedim, o da ’Sana bir şey olmaz’ dedi. Jandarmada önüme bir sürü kağıt koydular, ’İmzala, bir şey olmaz’ dediler. Hem karakolda dayak yedim, hem götürüldüğüm devlet hastanesinde doktor beni dövdü."
BENİM DE KIZIM VAR
Ağlayarak savunmasını yapan Necmittin Altındöken, mahkeme başkanı ’Neden bu işe engel olmadın, istesen önleyebilirdin?’ diye sorması üzerine, "Benim de bir kızım var. Ben kıyar mıyım?" dedi. Cumhuriyet Savcısının ’O kadar gezdin nasıl haberin olmadı?’ sorusuna ise Necmittin Altındöken, "Benim bu olaydan hakikaten haberim yok. Suphi bir anda yıldırım gibi çarpar. Beyin ameliyatı olmuştu, çok sinirlendiğinde yanına yaklaşmayın diye doktorlar uyarmıştı. Kına gecesi bile beni bıçakladı" diye konuştu.
FATİH, BABA-OĞULU SUÇLADI
Sanıklardan Fatih Gökçe tekrar ifade vermeye başladığında, olay günü Suphi Altındöken’in kendisini arayarak ’Ölüm kalım meselesi, 5 TL’lik benzin al gel’ dediğini, daha sonra arkadaşı Osman ile birlikte Suphi’nin yanına gittiğini belirterek şunları söyledi:
"Eli yüzü kanlar içindeydi. Ne olduğunu sorduğumda ’Arkada biri var, beni soymaya çalıştı, kavga ettik arkada yatıyor’ dedi. Daha sonra da evin oraya geldik. Yarım saat sonra babası eve çağırdı. Ben de eve gittim. Ben bir şey olduğunu hissetmiştim ve bu olaydan sıyrılmak istiyordum. Babasına ’Teslim olalım, hastaneye götürelim’ dedim. Babasına ’Sen büyüksün bu işi hallet’ dedim. Babası da ’Suphi kabul etmez’ dedi."
Suphi ve babası Necmittin Altındöken’i suçlayan Fatih Gökçe, "Suphi ile babasının suçlamasını kabul etmiyorum, benim verdiğim ifade doğrudur. ’İşini bitir ortadan kaldıralım’ demedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.
NEDEN GENİTAL BÖLGESİNİ YAKTINIZ?
Bu savunmanın ardından ailenin avukatlarından Hüseyin Küçük, ’Neden arkaya geçtin?’ diye sorduğu Suphi Altındöken’in, "Arkaya geçtim ama bir şey yapmadım" demesi üzerine bu defa Küçük, bacaklarında izlerin göründüğü fotoğrafı göstererek ’Bacaklarında sıyrıklar var. Bunu nasıl açıklıyorsun’ dedi. Suphi ise ’Bacaklarımı tırmaladı’ derken, o sırada pantolonunun da üzerinde olduğunu söyledi.
Diğer avukat Sabahat Genç ise, Fatih Gökçe’ye, baba ile oğlunun kendisi için hem tecavüz edip hem de cesedi yaktığını söylediğini hatırlatarak, "Neden tecavüz ettiğini söylemiyorsun?" diye sordu. Gökçe, "Ben yapmadım, tecavüz etmedim" dedi. Genç, daha sonra Özgecan’ın yanmış cesedinin fotoğrafını sanıklara göstererek, şu soruyu sordu:
"Bir insanın tanınmaması için önce yüzünü yakarlar ama siz bu fotoğrafta da görüldüğü gibi bacaklarını ve genital bölgesini yakmışsınız. Neden yüzünü yakmadınız, aşağıdan başladınız?"
Suphi Altındöken, bu soru üzerine, "Ben yakmadım, ben sadece bıçakladım. Evin önünde de Fatih’in cinsel saldırıda bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak ben pantolonunu düzeltip fermuarını çekerken gördüm" diye konuştu.
Duruşmada daha sonra tanıkların ifadelerinin alınmasına geçildi.
VERECEĞİNİZ KARAR, DÜNAYAYA ÖRNEK OLSUN
Duruşmada Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan da davaya müdahil olmak istediğini belirterek şunları söyledi:
"122 gündür cehennem hayatı yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Biz ateşin içindeyiz. Özgecan, aile ve kendi adıma öyle bir karar istiyorum ki dünyaya ve ülkemize örnek olsun. Çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun. Canilerin ruhundaki sapıklıklar ortaya çıkmasın. Bu değerli millet için istiyorum ki herkes mutlu yaşasın. Çok tecrübeli, pişkin, profesyonel anlatıyorlar ki. Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın. Tarsus bölgesindeki faili meçhullerin bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu canilerin safsatalarına inanmadan en ağır cezayı vermenizi istiyorum."
ŞOFÖRÜN EŞİ: ELLERİ KANLIYDI
Duruşma salonuna SEGBİS ile bağlanarak ifade veren sanık Suphi’nin eşi Neslihan Altındöken ise eşinin olay günü eve geldiğinde elinin kanlı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Elindeki kan ve yüzündeki tırnak izlerini sorunca ’Kavga ettim’ dedi. Siyah pantolon kazağını çıkarıp yıkamamı istedi ama kan var mıydı bilmiyorum. Hiç aklımın ucuna dahi gelmedi böyle bir şey olduğunu. Zaten kavgacı biriydi, şüphelenmedim."
FATİH GÖKÇE’NİN AVUKATINA TEPKİ
Sanıklardan Fatih Gökçe’nin avukatı Nazmi Karataylı’nın baro tarafından atanmayıp Gökçe’nin savunmasını kendi isteğiyle üstlendiği, Suphi Altındöken ile babası Necmittin’in avukatlarının ise Mersin Barosu tarafından yasa gereği atandığı belirlendi.
Duruşmaya ara verilmesi üzerine Tarsus Adliyesi’nin kafeteryasının balkonunda bahçedekileri izleyen sanık avukatı Nazmi Karataylı’yı gören Pir Sultan Abdal Derneği Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe, "Nazmi, defol oradan. Sabahtan beri oradan millete bakarak herkesi tahrik ediyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Bu tepki üzerine Mersin Barosu Tarsus Temsilcisi avukat Duran Çalışır, Nazmi Karataylı’yı kolundan çekerek içeri aldı.
Bu gelişmenin ardından adliyeden çıkıp bahçeye inen Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen ise, Erçe ve beraberindekilere açıklama yaparak, "Her suçlunun savunma hakkı vardır. İllaki bir avukat onu savunacak. O yüzden tepkinizi avukatlara değil katil zanlılarına göstermenizi rica ediyoruz. Lütfen sakin olun" diye konuştu.
’OLAYI, SOĞUKKANLILIKLA ANLATTI’
Alpay Antmen, daha sonra gazetecilere duruşmayı değerlendirdi. Antmen, şunları söyledi:
"Yaklaşık 700 civarında avukat Mersin Barosu’nun listesinde yetki belgesi için başvurdular. Bugün de salonda en az 150 avukat ayakta ve oturarak davayı takip ediyorlar. İlk anda kimlik tespitlerinden sonra sanık Suphi’nin sorgusu ve savunmaları yapıldı. Suphi olayı soğukkanlılıkla anlattı. Ağladı ama bunu biraz da iyi niyet indirimi için düşündüğü, kendince bir yol ve yöntem. Ama savunmalardaki verdiği detaylar bunun pek de işe yaramayacağını gösteriyor."
İleri aşamada dava ile ilgili önemli detayların ortaya çıkacağını kaydeden Antmen, "Sanık Fatih Gökçe’nin savunması alınırken daha da açıklığa kavuşacak her şey. Sanık Suphi Altındöken, Fatih’in kendisini suça yoğunluklu olarak azmettirdiğini, hatta belki de bir cinsel saldırıda bulunmuş olabileceğini ya da buna yeltendiğini söyleyecek ifadelerde de bulundu. Yani dava daha önemli bir boyut kazanacak" diye konuştu.
ATICI, DURUŞMADAN FOTOĞRAF PAYLAŞTI
Duruşmayı takip edenler arasında CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da yer aldı. Duruşma süresince attığı tweetler ile salondaki gelişmeleri paylaştı. Atıcı, "Özgecan’ın katili şimdi de Özgecan’ı nasıl yaktığını anlatıyor. Kanımız dondu" tweeti ile de Suphi Altındöken’in askerler arasında ifade verirken çektiği bir fotoğrafı paylaştı.
TWİTTER’DA İKİNCİ SIRADA
Özgecan Aslan’ın Tarsus 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın görülmeye başlamasının ardından Twitter kullanıcıları #ÖzgecanAslan hashtagı ile tweet atmaya başladı. Saat 14.00 itibariyle Twitter’den 22 bin 458 kullanıcı #ÖzgecanAslan hashtagı ile 37 bin 110 tweet attı. Bu rakam, gün içinde dünyada en çok tweet atılan 2’inci, Türkiye’de ise birinci konu oldu.
POLİS, ETTEN DUVAR ÖRDÜ
Öte yandan adliye bahçesinde KADEM ile diğer sivil toplum örgütlerinin birbirlerine laf atması devam ediyor. Zaman zaman da tartışmaların yaşanması üzerine polis, KADEM ile diğer sivil toplum örgütleri arasında polis etten duvar oluşturuldu.
ÖZGECAN'IN SON GÖRÜNTÜLERİ
BİN AVUKAT MÜDAHİL OLDU
Türkiye'nin birçok yerinden yaklaşık bin avukatın da katılması beklenen dava için bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar adliye çevresinde toplandı. Ellerinde döviz, pankart ve Özgecan'ın fotoğraflarını taşıyan çoğunluğunu kadınların oluşturduğu gruplar, güvenlik noktasında arandıktan sonra sloganlar atarak adliye bahçesine girdi.
Adliyeye gelen bazı avukatların yakasında "Önce adam ol, kadına el kaldıran adam değildir" yazısı dikkati çekti.
Tarsus Belediyesi tarafından adliyeye gelenlere çay ikramında bulunuldu. Bu kişilere daha sonra kumanya da dağıtılacak.
ÖZGECAN'IN ANNE VE BABASI YOK
Yoğun katılımın beklendiği duruşmada, Özgecan'ın babası Mehmet Aslan ve annesi Songül Aslan bulunmayacak. Aileyi temsilen duruşmada Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan ile aile avukatları yer alacak.
TÜM DURUŞMALAR İPTAL EDİLDİ
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Tarsus Adliyesinde bugün başka duruşma görülmeyecek.
Sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken'in avukatlığını Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesinin talebiyle Mersin Barosundan bir avukat üstlenecek.
Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, davaya yaklaşık bin avukatın müdahil olmak istediğini ancak salonun kapasitesine göre alım yapacaklarını söyledi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesine 14 Nisan'da sunulan iddianamede, sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken'in "Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürmek, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs, cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarını işlediği belirtiliyor. Altındöken için bu suçlar gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Altındöken'in babası Necmettin Altındöken ile arkadaşı Fatih Gökçe için de "Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürmek" gibi suçlardan dolayı aynı ceza isteniyor.
Öte yandan, Mersin Barosunun, 3 zanlı dışında suça karıştığı veya delilleri gizlediği düşünülen fakat haklarında takipsizlik kararı verilen 7 şüphelinin de yargılanması için Anayasa Mahkemesine başvurduğu bildirilmişti. Altındöken'in eşi, halası ve araç sahibinin de arasında bulunduğu 7 kişi için Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun cevabı bekleniyor.