Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - Son olarak Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde görülen mavi ışık patlamaları kafalarda soru işaretleri yaratmıştı. Gizemli ışık patlamaları birçok sosyal medya kullanıcısı arasında tedirginliğe yol açmış, deprem ve gökyüzü olayları arasındaki ilişki günlerce gündemin üst sıralarında kendine yer bulmuştu. Uzmanlar ise 20'nci yüzyıl öncesine kadar genellikle dünya dışı yaşamla ilişkilendirilen deprem ışıklarının meydana gelme sebebine bilimsel açıdan açıklık getirmişti. Ancak 2 gün önce Adana'da peş peşe meydana gelen hava olayları birkez daha tedirginliğe yol açtı. Depremle ilişkilendirilen yıldırımlar, gökyüzünü aydınlatarak paniğe sebep oldu. Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu ve CNN Türk Meteoroloji Danışmanı Prof. Dr. Orhan Şen, Adana'da yaşananların depremle ilişkili olup olmadığı hakkında önemli bilgiler paylaştı.
ÖNCE DEPREM SONRA YILDIRIM
Türkiye, özellikle şubat ayında meydana gelen depremlerden sonra doğal afetlerin ne denli yıkıcı olabileceği gerçeğini bir kez daha hatırladı. Son olarak 22 Mayıs'ta saat 19.42 sularında merkez üssü Adana olan 4.5 büyüklüğündeki deprem bölge halkında tedirginliğe sebep oldu. Depremden yaklaşık 8 saat sonra gökyüzünde görülen şiddetli gök gürültüsü, sağanak yağış ve şiddetli yıldırım, halk arasındaki tedirginliği artırdı. Soluğu sosyal medyada alan birçok kullanıcı, kentte büyük paniğe sebep olan hava olaylarını depremle ilişkilendirdi. Peki uzmanlar ne diyor? Prof. Dr. Murat Utkucu, yaşanan olaylara ilişkin şunları söyledi:
"Bu hava olayının depremle ilişkisi olduğuna dair bir bilgi yok. Yani ilgisiz. Işık patlamaları ayrı bir şey. O ışık patlamaları sadece deprem esnasında fay kırılırken oluşuyor. Elde edilen veriler, yer kabuğu kayaçlarında çok bulunan Kuvars minerallerinden yüksek stres oranı, ardından zemin yüzeyine yük ayrımı ve atılması ve ışığın yaratılması şeklindeki Freund İlkesi'ni örneklendiriyor."
YALNIZCA DEPREM ESNASINDA BELİRMİYOR
Prof. Dr. Murat Utkucu'nun anlattığı durum daha önce ABD'deki San José Eyalet Üniversitesi'nde fizik profesörü olarak görev yapan ve aynı zamanda NASA'nın Ames Araştırma Merkezi'nde kıdemli bir araştırmacı olan Friedemann Freund tarafından şu sözlerle açıklanmıştı:
"Bir depremin mekanik gerilimi kayaya çarptığında kimyasal bağların kırılmasına sebep olarak pozitif elektrik yükünden meydana gelen boşluklar ortaya çıkarır. Bu p-boşlukları faydan yüzeye yatay biçimde akabiliyor ve ışık meydana getirebilen kuvvetli bölgesel elektrik alanları tetikliyor. P-boşlukları, normal koşullar altında uyku halinde duruyor ancak depremler sırasında uyandıklarında kayalar ışıldayıp parlamaya başlıyor."
Araştırmacılar ayrıca araştırmacılar deprem esnasında gökyüzünde beliren ışıkların aslında yalnızca o esnada olmadığını, deprem öncesi ve sonrasında da bu ışıkların görülebildiğini tespit etmişti.
‘ADANA’DA DURUM FARKLI’
Prof. Dr. Orhan Şen ise Adana’da geceyi aydınlatan ve sabah saatlerinde birçok ev ve iş yerini su basmasıyla sonuçlanan hava olayını, "Adana'da olan hava olayının depremle ilgisi yok. Deprem anında fay kırıklarından birtakım gazlar çıkıyor. Bunlar da atmosferde birtakım olaylara sebep oluyor. Ancak bu yaşanan durumun onunla alakası yok. Yağış olan yerde gök gürültülü şimşekli yerlerde büyük bulutlar oluyor. Gece olduğu için şimşek sağanağı dediğimiz şey daha etkili olmuştur. Sürekli olarak gökyüzü aydınlanmıştır. Ortaya çıkan ışık dikey olarak büyüyen kümülonimbus bulutundan geri yansıdığı için daha çok görünüyor bunlar. Adana ve Mersin’de de bu oldu" sözleriyle açıkladı.
"Bulut ve yeryüzü arasındaki elektrik potansiyel farkı 30 milyon ve 50 milyon volt hatta bazen bazı bulutlar 100 milyona kadar da çıkıyor. Yıldırım içindeki sıcaklık yaklaşık 30 bin derece civarında. Bölgede eğer sağanak yağış ve meteorolojik bir olay olmasaydı yalnızca aydınlanma olsaydı belki sismologlar bu duruma açıklık getirebilirdi. Ancak buradaki ana sebebin bulut olduğu belli. Bu durumun saatler ya da günler öncesinde orda deprem olmasıyla ilgisi olmadığını düşünüyorum." Prof. Dr. Orhan Şen
3 İL İÇİN ÖNEMLİ UYARI
Prof. Dr. Orhan Şen, bahar aylarında sık görülen bu hava olaylarının en çok nemli bölgelerde yeryüzünde oluşan sıcaklığında etkisi ile meydana geldiğini belirterek Adana'da da nemin fazla olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Şen 3, il için uyarıda bulundu.
"Bu hava olayları genellikle bahar aylarında olur. Kışın bu durumu bahar aylarına nazaran daha az görürüz. Kışın örneğin yüz günde üç kere olursa baharda yüz günde 30 ila 40 defa olur. Bu esasında yeryüzünün ısınmasına bağlı bir olaydır. Bunlara ‘kırkikindi yağışları’ deriz. Sabahtan öğlene kadar yeryüzünde bir ısınma meydana gelir. Çok bunaltıcı yani nemli havaların sebebi de bu durumdur. Bu mevsimde Denizli, Kırklareli ve Afyonkarahisar'da da bu olaylar sık görülebilir." Prof. Dr. Orhan Şen