20.01.2022 - 12:54 | Son Güncellenme:
Hasan DÖNMEZ- Duygu KARAKOÇ/KONYA (DHA)-
Olay, Cihanbeyli ilçesinde 2018 ile 2020 yılları arasında meydana geldi. Adnan Menderes İlkokulu'nda eğitim gören 1'i erkek, 8 öğrenci, iddiaya göre sınıf öğretmenleri G.E. ile aynı okulda görev yapan kocası A.E.’nın aralıklarla işkencesine ve cinsel istismarına maruz kaldı. Öğretmen çift, pandemi döneminde Karatay ilçesindeki başka bir okula tayin edildi. Tayin sonrası G.E.’nin sınıfına aynı okulda görev yapan başka bir kadın öğretmen, girmeye başladı. Öğrencilerin G.E.'yi kastederek 'O bize vururdu, döverdi' sözleri üzerine öğretmen hem sınıftaki kendi kızı ile hem de diğer öğrencilerle görüştü. Öğrenciler, öğretmen çiftin işkence ve cinsel istismarda bulunduğu öne sürdü, durum velilere bildirildi. Veliler, öğretmen çift hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık, soruşturma kapsamında şu an yaşları 10 ila 11 arasında değişen çocukların ifadesine başvurdu. Savcı, 4 Ekim 2021'de öğretmen çift hakkında iddianame hazırladı.
MART AYINDA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAKLAR
İddianamede öğretmen çiftin G.E.'nin sınıfındaki 8 öğrenciyi; tuvalete kilitleyerek, ağızlarını ve ellerini bantladığı, lavaboda su ile boğmaya çalıştığı, yazamadıkları harfleri kafalarına kalemle çizdiği, çöp kovasına oturtup arkadaşlarının üzerlerine çöp atmaya zorladığı, bıçakla korkuttuğu, okul bodrumuna kilitlediği, sopayla dövdüğü, saçlarını kesip yutturmaya çalıştığı belirtildi. Ayrıca A.E.'nin bir kız öğrenciye 'cinsel istismarda' bulunduğu öne sürüldü. G.E. hakkında 'işkence' suçundan toplam 120 yıla kadar, eşi A.E.'ye ise 'işkence ve cinsel istismar' suçlarından 132 yıla kadar hapis cezası istenen iddianame, Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Öğretmen çift, mart ayında hakim karşısına çıkacak.
'2 YIL GEÇTİKTEN SONRA ANLATMIŞLAR'
Soruşturma kapsamında ifadeleri alınan öğretmen çift suçlamaları reddetti. G.E. ifadesinde "5,5 yıldır eşim ile aynı okulda öğretmenlik yapıyorum. Görev yaptığım süre içerisinde öğrenci ve veliler benden memnundu. Benim ve eşimin kimseyle husumeti yok. Öğrenciler, bu iddiaları 2 yıl geçtikten sonra anlatmış. Bu bile iddiaların asılsız olduğunu gösterir. İddia edilenler gerçek olsaydı, bir öğrenci bile durumu idareye veya ailesine anlatırdı. Suçlamaları reddediyorum" dedi.
'KİMSEYE EZİYET ETMEDİM, DÖVMEDİM'
G.E.'nin kocası A.E. ise ifadesinde şunları söyledi:
"8 yıldır aynı okulda görev yapıyorum. İddia edilen öğrenciler, eşimin sınıfındakiler. Onları da tanırım. Kesinlikle hiçbir öğrenciye hakaret veya tehditte bulunmadım. Kimseye eziyet etmedim, dövmedim. Özellikle bir öğrenciye cinsel istismarda bulunduğum iddiasına çok üzüldüm. Bu iddialar, asılsızdır. Bu iddialar doğru olsa bile en azından bir kişi olaylara tanık olurdu. Olayların üzerinden 2 yıl geçmiş, bu süre içerisinde hiçbir öğrenci idareye ya da başka bir yere şikayetçi olmamış. Bu da iddiaların asılsız olduğunu gösterir."
İşkenceye maruz kaldığını öne süren erkek öğrenci de ifadesinde şunları anlattı:
"Öğretmenim G.E. beni ve arkadaşlarımı döverdi. 'Ailenize söylerseniz, onların yanında size iyi davranırım. Onlar gidince sizi yine döverim' diyordu. 1'inci sınıfta yazı yazdığım sırada 'I' harfini yazmayı unuttuğum için kafama tükenmez kalem ile 'I' harfi çizmişti. Öğretmenimizin kocası sınıfa gelip bize bağırır, küfrederdi."
'BİZİ DÖRT DERS BOYUNCA BODRUMA KİLİTLERDİ'
Benzer ifadeler veren başka bir başka öğrenci ise, "Öğretmenimiz G.E. bizi bazen 2’şer, bazen de toplu olarak tuvalete götürürdü. Lavaboyu tıkayarak suyu doldurup, arkadaşımla beraber kafamızı suya batırıp, çıkarırdı. Yanımdaki arkadaşım bir ara boğulacak gibi olmuştu. Bizi bazen iki, bazen de dört ders boyunca tuvalete ve bodruma kilitlerdi. Kıyafetlerimiz ıslandığında da dışarıya çıkartıp, güneşte bekletirdi. Öğretmenimiz ve eşinden korkup, sıranın altına saklandığımız olurdu. Bazen ağzımızı bantla kapatırdı. G.E. bodrum katın anahtarını bulamayınca, ellerimizi ve ayaklarımızı da koli bandıyla bantlardı. Bizi çöp kovasına oturtup, arkadaşlarımızdan üzerimize çöp atmalarını isterdi. Sorulan soruyu bilemeyince, mürekkep ya da kolonya içirmeye çalışırdı. Saçlarımızı kesip, ağzımıza sokardı. Öğretmenimizin kocası A.E. sınıfa gelip bizi döverdi, tehdit ederdi. Beni ve arkadaşımızı tuvalete götürdü. Arkadaşımın dudağını ısırdı, vücuduna dokundu" ifadelerini kullandı.
İfadesi alınan bir başka öğrenci de öğretmen A.E.'nin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyleyerek, "Öğretmenimiz G.E.'nin kocası beni tuvalete götürdü. Pantolonumu açıp, cinsel organımı ve bacaklarımı sıktı. Başka bir arkadaşım da bunları gördü. O arkadaşıma da aynı şeyleri yaptı" dedi.
'PANDEMİ DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN ÇİFTİN TAYİNİ OLUYOR'
Öğrencilere hukuki destek veren Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) avukatlarından Şeyma Bilge, olayın öğretmen çiftin başka okula tayin olmasından sonra ortaya çıktığını belirtti. Bilge, şunları söyledi:
"Bu davaya katılma kararı aldık ancak süreç çok uzun sürdü. Öğretmenleri ve eşi de sürekli aynı sınıfa giderek çocuklara karşı sözlü ve fiziki müdahaleleri oluyor. Hem çocukların hem de mağdur ailelerin beyanları var. Her çocuğa farklı, sistematik şekilde işkence uygulanmış. Kimisine tuvalet koklatılmış, lavabolar suyla doldurulup, çocukların kafası suyun içine sokulmuş. Sınıf öğretmeninin eşi tarafından çocukların bodruma götürüldüğü yönünde iddialar var. Çocuklar, bunları ailelerine söylememeleri için de öğretmen çift tarafından tehdit ediliyor. Pandemi döneminde öğretmen çiftin tayin oluyor."
'GÖREVLERİNE DEVAM EDİYORLAR'
Öğretmen çiftin okuldan tayin olduktan sonra G.E.'nin sınıfına başka bir öğretmenin ders vermeye başladığını anlatan Bilge, "Bu sırada müştekilerden biri, aynı okulda öğretmenlik yapıyor. G.E. gidince kendi kızının sınıfında öğretmenlik yapmaya başlıyor. Burada hem kızının hem de sınıftaki diğer çocukların 'O bize vururdu, döverdi' söylemleri üzerine kendi kızıyla ve sınıftaki diğer öğrencilerle görüşerek, velilerle görüşerek ifadelerinin alınması sağlanıyor. İşkenceye ve cinsel istismara maruz kalan çocukların ailelerinin şikayetleri üzerine soruşturma başlatıldı. Ancak uzun bir soruşturma süreci oldu. Böylesine ciddi iddialar üzerine idari soruşturma da başlatıldı ancak bu öğretmenlere sadece bir uyarı cezası verildi" diye konuştu.
Avukat Şeyma Bilge, öğretmen çiftin halen başka okulda görev yaptığını hatırlatarak "İddianame çok uzun sürede hazırlandı ve herhangi bir şekilde tedbir uygulanmadan soruşturma süreci tamamlandı. Ne bir tutuklama ne de bir adli kontrol uygulanmadı. Bu kişiler, hala çocuklarla iletişim halindeler. Yeni mağduriyetler de oluşabilir" uyarısında bulundu.