13.12.2012 - 18:56 | Son Güncellenme:
Bakırcı, "Bu tip eylemler ve Rize'de gerçekleştirilen eylem örgütlerin terörist yetiştirme çabasıdır. Rize'de üç-beş vatansever onların tahrikleri ile belki de linç gibi görünen bir davranış içerisine girmişti. Maalesef ulusal medyada bu olayı linç girişimi olarak yansıtmıştı. Linç girişimi felan yoktu. Durum dururken de kimse kimseyi linç etmeye kalkmamıştı. İnsanların değerleri ile oynanılmasına karşı gösterilen bir tepki vardı o gün. Bunun adı linç değildir bana göre. Maalesef bugün görüyoruz ki o kişileri yetiştirdiler ve eylem yapabilecek seviyeye getirdiler. Haince bir eylemle polisimizi şehit ettiler" dedi.
"Doğduğumuz gün ölüm listesine girdik"
Bakırcı, 2005 yılında Rize'de yaşanan olaylar sonrası DHKP-C tarafından ölüm listesine alınması ve sonrası belediyeye bomba konulması ile ilgili soru üzerine, "Ben Belediyemize kimin bomba koyduğunu bilmiyorum. Bu güne kadar bu konuyla ilgili bize her hangi bir açıklama yapılmış değil. Bombayı koyanların kimliği ve örgütleri hakkında bilgi sahibi değilim. Ölüm listesine gelince zaten doğduğumuzdan beri ölüm listesinde varız. Herkeste var. Doğan her canlı ölüm listesindedir bir gün ölür" şeklinde cevap verdi.
"O gün de onayladım bugün de onaylıyorum"
Bakırcı, 2005 yılında Rize'de TAYAD'lı grubun halk tarafından uğradığını saldırıyı o günde onayladığını bugün de onayladığını belirterek İstanbul'da yaşanan olayla halk tepkisindeki haklılığın ortaya çıktığını savundu. Bakırcı , "O gün yaşanan olaylar örgütlerin terörist yetiştirme faaliyetleriydi. Polisimizin şehit edilmesi de bunun neticesidir. Ben o gün insanlarımızın gösterdiği tepkinin halkı olduğunu söylemiştim, bugün de haklı olduğunu söylüyorum.
Birileri gelip Rize'nin meydanında halkın tepkisine neden olacak eylemleri yapma hakkını kendinde görmemesi lazım. Bu insanlar Rize ve bölge ile bağlantısı olan insanlar değil. Hayatlarında belki de Rize ve Trabzon'a hiç gelmemişlerdi. Gelip kendilerine göre bölge halkının haklarını savunduklarını iddia ediyorlar. Bu bölgede yaşamamış, suyunu içmemiş ve tozunu yutmamış insanların gelip bölge insanımızın duyguları ile oynama hakkı yoktur. Hemşehrilerimizin tepkileri de bu doğrultudaydı. Bizde hemşehrilerimizin tepkisini haklı olduğunu söylemiştik. Haklı oldukları şimdi ortaya çıktı. Ama maalesef bir polis şehit olduktan sonra. Umarız bu son olur" diye konuştu.
Bakırcı, Rize'de 2005 yılında TAYAD'lı gruba yönelik gerçekleştirilen saldırı olayı sonrası "bilseydim bende hemşehrilerimin tepkisine katılırdım" şeklinde açıklama yapınca DHKP-C tarafından ölüm listesine alındığı iddia edilmiş ve olaydan üç ay sonra Rize Belediyesi binasında Bakırcı'nın makam katında ses bombası patlatılmıştı. Resmi olmayan bir açıklamaya göre olayın yasadışı sol bir örgüt tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülmüştü.
Gaziosmanpaşa'da önceki gün silahlı saldırı düzenleyerek polis memuru Mücahit Daşdan'ı öldüren Nurgül Acar ve arkadaşları, 2005 yılında Rize'de yaşanan olaylar sonrası Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ve dönemin Rize Valisi Enver Salihoğlu hakkında "azmettirme", "görevi ihmal" gibi suçlamalarla dava açmışlardı.