13.08.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Münevver Karabulut’un öldürülmesine ilişkin davanın görülmesine Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün yapılan duruşmayla devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Cem Garipoğlu, tutuksuz sanıklar baba Mehmet Nida Garipoğlu, anne Tülay Makbule Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu ile diğer tutuksuz sanıklar Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt ile müdahiller Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut ve babası Süreyya Karabulut katıldı.
Duruşmada, katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu’nun kan bulaşmış gömleğiyle ilgili Adli Tıp raporunun mahkemeye ulaştığı belirtildi. Sonra da söz rapor okundu.
Rapordaki ifadeler
Raporda çamaşır sepetinde bulunan kıyafetlerde tarif edilen kan lekesi modellerinin şekil, dağılım tipi ve dağılım yoğunluğu özelliklerine göre sıçrama ve fışkırma tipi kan lekesi modelleri olmadığı belirtildi. Kan lekelerinin “tranfer” (bulaşma, sürtünme) yoluyla oluştuğu kaydedilen raporda, kan lekelerinin dağılım ve yoğunlukları dikkate alındığında bir yüzeydeki yoğun miktardaki kanın silinmesi ile oluşmasının mümkün olmadığı ve yüzeyde bulunan az miktardaki lekelerin silinmesi ile oluşabileceği belirtildi.
Raporda sepette bulunan gömlek ve pantolona, kan lekesinin bu kıyafetler çıkarıldıktan sonra çamaşır sepetinde bulunabilecek kanlı başka bir cisimden bulaşmış olmasının da mümkün olabileceği ifade edildi.
Müdahil avukatı Rezan Epözdemir ise raporu kabul etmediğini, Adli Tıp Kurumu ile aralarında teknik konularda husumet olduğunu belirtti. “Olay sırasında baba Garipoğlu da vardı. Kan gömleğine sıçradı” görüşünü savunan Epözdemir şunları söyledi:
“Nida Garipoğlu’na isnat edilen cinayete iştirak suçlamasını bertaraf amacıyla hazırlanmış, objektiflikten uzak, hukuk adına utanç verici bir rapor. Bahsi geçen çamaşır sepetindeki diğer çamaşırlarda kan yok.”
Cem Garipoğlu daha önce ifadesinde sepetteki çamaşırlardan bazılarıyla yerdeki kan lekelerini sildiğini söylemişti.
Avukat: Ogün Samast cezası verilecek
Duruşma sonrasında basın mensuplarına konuşan avukat Rezan Epözdemir, Adli Tıp Kurumu’nu tazminata mahkum ettirmeleri sebebiyle aralarında husumet olduğunu belirterek, “Adli Tıp raporu dosyaya gelmiyor. 1 Ağustos’ta tanzim edilen rapor, UYAP üzerinden yollanıyor. Kamuoyunun tepkisi alınmasın diye son gün elimize alabiliyoruz” dedi.
Epözdemir, karar aşamasına geldiklerini, Hrant Dink’in ölümünün benzer bir olay olduğunu, o cinayette de yaş küçüklüğü ve tasarlama olduğunu belirterek, Ogün Samast’a 18 yaşını doldurmadığı için 21 yıl 6 ay ceza verildiğini, bu davada da aynı şeyin olacağını ileri sürdü ve “Bu sanığa 24 yılın altına ceza verirsen kamuoyunun adalete olan güveni sarsılır” diye konuştu,