07.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Damla Yur
İstanbul Zekeriyaköy’de kaybolduktan 30 saat sonra cansız bedeni komşu villanın havuzunda bulunan 3 buçuk yaşındaki Pamir Dikdik’in cenazesinde gözyaşları sel oldu. Minik Pamir’in cenazesini dün öğle saatlerinde otopsisinin yapıldığı Adli Tıp Kurumu’ndan babası Serdar Dikdik aldı. Cenaze aracı Dikdik ailesinin yaşadığı Ateş Çiçeği Sokak’taki eve ulaştığında baba Dikdik, cenaze aracının yanına gelerek, “Kimse yardım etmesin. Oğlumu ben taşıyacağım” diyerek tabuta doğru yöneldi.
Oğlunun tabutunu cenaze aracından çıkararak tek başına bahçeye kadar taşıyan Dikdik, bu sırada gözyaşlarına hakim olamazken anne Süverçe Dikdik de oğlunun cenazesini ‘Yavrum’ feryatlarıyla karşıladı. Evde bulunan ailenin yakınları ve komşuları da uzun süre gözyaşları arasında Pamir’in minik tabutuna baktı. Pamir’in bahçedeki cenazesinin başında din görevlisi Hamza Aras bir süre dua okudu. Ardından kalabalığa seslenen Aras, “Rabbim bizlere de Pamir yavrumuz gibi günahsız bir şekilde karşınıza çıkmayı nasip eyle. Günahsız bir melek olduğu için sizlerden hak ve helallik almayacağım. Sizler sadece Pamir yavrumuz için dua edin o artık bir melek” dedi.
‘Keşke böyle olmasaydı’
Okunan duanın ardından küçük Pamir’in tabutu yine baba Dikdik tarafından taşınarak cenaze aracına yerleştirildi. Çocuğunun tabutuna burada uzun uzun bakan baba Dikdik, cenaze aracıyla birlikte cenaze namazının kılınacağı Zekeriyaköy Camii’ne giderken, Pamir’in annesi Süverçe Dikdik ise oğlunu son kez evinden feryatlar eşliğinde ağlayarak uğurladı.
Dikdik ailesinin evindeki yürek burkan tablo cami avlusunda da hakimdi. Güçlükle ayakta durabilen anne Süverçe Dikdik, cami girişinde karşılaştığı basın mensuplarına, “Bu süreç içinde bizi hem sosyal medyada vatandaşlar hem de basın mensupları hiç yalnız bırakmadı. Pamir’in bulunması için tüm emekçiler mücadele ettiniz. Keşke böyle olmasaydı sonuç” ifadeleriyle teşekkür etti.
‘Ona balon şişirseydim’
Oğullarının tabutu başında taziyeleri kabul eden aileye taziye dileklerini iletenler eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de vardı. Baba Dikdik’e cep telefonundan güvenlik önlemi alınmış bir havuzun fotoğrafını gösteren Sarıgül, “Bütün havuzların böyle olması lazım. Pamir melek oldu. Ateş düştüğü yeri yakar ama Pamir’in acısı hepimizi yaktı” dedi. Sık sık kendini suçlayan ifadeler kullanan baba Dikdik ise Sarıgül’e, “Bebeğimi kaybettim ne desem faydasız. Gönül isterdi ki hiçbiriniz beni görmeseydiniz, ben sizi tanımasaydım da ben bu pazar günü çocuğuma balon şişirseydim. Allah razı olsun” diye seslendi.
Sarıgül ve Genç’in Pamir’in isminin bir kreşe verileceğini söylemesi üzerine de anne Süverçe Dikdik’in ağzından “Ah güzel kuzum sen ne güzel çocukmuşsun bacak kadar boyunla neler yaptın” sözleri döküldü. Pamir’in cenazesi cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Erdoğan’dan başsağlığı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pamir’in ölümü üzerine, baba Serdar Dikdik’i arayarak başsağlığı diledi. Haberi, Başbakanlık Başdanışmanı Ertan Aydın twitter’dan duyurdu. Aydın, “Başbakan Erdoğan minik Pamir’in babasını aradı, başsağlığı diledi” dedi.
Bahçıvanın ifadesine başvuruldu
Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında jandarma ekiplerinin Pamir’i bularak bahçeye bıraktığı iddia edilen bahçıvanın ifadesine başvurduğu, bahçıvanın da ifadesinde Pamir’i sokakta gördüğünü ve evinin bahçesine bıraktığını kabul ettiği öğrenildi. Ayrıca, kamera kayıtlarına yansıyan bir kişinin ifadesine de başvuruldu. Ev sahibi Hülagü Özcan’ın ise bugün jandarmaya ifade vereceği öğrenildi.
‘MOBESE çalışmaları uzattı’
Zekeriyaköy İşletme Kooperatifi yetkilileri ise MOBESE eksikliği nedeniyle arama çalışmalarının uzadığını belirtti. Zekeriyaköy’e MOBESE kemaralarının takılması için 7 yıldır mücadele ettiklerini anlatan kooperatif yetkilileri, “Kamera olsa Pamir yaşıyor olur muydu, bilinmez. Fakat en azından görüntüler hızla izlenip gözler araziye değil evlere çevrilirdi. Yaptığımız görüşmelerde buraya takılacak kameraların orman yolundan geçmesi için fiber kabloların kullanılması gerektiği ve bunun da çok maliyetli olduğu bilgisi paylaşılmıştı” ifadelerini kullandı.
‘Böyle olacağını tahmin etmezdik’
Küçük Pamir’in cansız bedeninin bulunduğu villanın sahibi Hülagü Özcan ise yaşananlardan dolayı derin bir üzüntü içinde olduklarını söyledi. Milliyet’e konuşan Özcan, Pamir’in cansız bedeninin bulunduğu havuzun kullanılmamasına rağmen dolu olmasına ilişkin, “Havuz boş bırakılamıyor. Açık ve dolu olmak zorunda tavsiye edilen de budur. Havuz dolu ve kirliydi. Fakat haftada bir temizlense de havuzun suyu hemen kirlenip simsiyah oluyor. Yönetmelikte de bahsedildiği gibi havuzun üstünün tenteyle kapatılması gibi bir durum yok. Böyle bir zorunluluk yok. Biz de böyle olacağını tahmin etmezdik çok üzgünüz. Biz 2009’a kadar orada oturduk. Aynı dönemlerde oturmadığımız için çok Dikdik ailesiyle tanışıklığımız yok. Kiracılarımız geçtiğimiz Kasım ayında evi boaşalttı. Eve yerleşme kararı alınca tadilata başladık. Bundan 1 ay önce bizim evde inşaat çalışması oldu. Ben de Serdar beyi arayarak inşaat sesi için özür dilemiştim. Serdar bey bana ‘Biz sabaha karşı 05.00’de uyanıyoruz. Çocuğumuz var, çok erken kalkıyoruz. Bizim ev hareketli gürültünün önemi yok’ demişti. Pamir’in buraya geldiği zaman bizim evde devam eden bir inşaat olmadığı için, işçi de yoktu. Dün bu haberi aldıktan sonra akşam eşimle beraber Dikdik ailesini ziyaret ettik. Biz de böyle bir şey olmasını istemediğimiz için aile de bize tepkiyle yaklaşmadı. Yaşanılan olay çok acı” dedi.