GündemMilyarderlerin bir eli siyasette

Milyarderlerin bir eli siyasette

02.11.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

ABD’nin en saygın düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’nden başkan yardımcısı Darrell West ‘Milyarderler’ adlı kitabında zenginlerin siyasete olan ilgilerini inceliyor

Milyarderlerin  bir eli siyasette

Milyarderler... İlk bakışta çok korkutucu değiller. Sadece 1645 kişiler ve prensipte tek başlarına bir ülkenin kaderini etkilemeleri mümkün değil. Ama toplam 6.4 trilyon dolar servetleri var. Ve siyasete ilgileri gittikçe artıyor. ABD gibi seçimlerde adaylara dolaylı yoldan da olsa, sınırsız bağış yapılmasının mümkün olduğu ülkelerde artık onların desteğini almadan sandıktan zaferle çıkmak mümkün değil. Seçim sisteminin bağışlara kapalı olduğu ülkelerde ise onların gizli desteğini almadan yükselmek imkânsız.
Bazı ülkelerde ise milyarderler seçilenler sayesinde zengin oldukları için ilişkiler ağı daha da karmaşık. Ne olursa olsun zenginler sınırsız kaynaklarını siyaset için kullanmaya başladıkları andan itibaren şeffaflık ve hesap verilebilirlikle ilgili birçok soru ortaya çıkıyor. ABD’nin en saygın düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’nün başkan yardımcısı Darrell West ‘Milyarderler’ isimli kitabında işte bu soruları inceliyor.
ABD’yi ele alalım. Milyarderler, siyasi eylem komiteleri (Super PAC) üzerinden istedikleri adaya milyonlarca dolar bağış yapabiliyor. Nitekim Mart 2012’de başkanlık seçimleri için Koch kardeşler 100 milyon doların üzerinde, Las Vegas kumarhane kralı Sheldon Adelson ise 93 milyon dolar bağışta bulunmuştu. Sonuçta seçimler boyunca yapılan yardımın yüzde 73’ünün en büyük 100 bağışçıdan geldiği anlaşıldı. Milyarderlerin desteği o kadar önemli hale geldi ki 2016 seçimlerinde “Sheldon ön seçimlerini” kazanamayan, yani kumarhaneler kralının desteğini almayan hiçbir Cumhuriyetçinin başkanlığa aday olamayacağı söyleniyor. Demokratlarda da durum farklı değil. Hillary Clinton daha adaylığını bile açıklamadan milyarder George Soros’u kendi Super PAC’inin eş başkanlığına getirdi.

‘Eşitsiz bir demokrasi’
West’e göre milyarderlerin siyasete ilgi duyması tek başına sorunlu değil. İstedikleri adayı destekleyebilir hatta kendileri de aday olabilirler. Ancak yüksek gelirin toplumun bu kadar küçük bir kısmında, bu derece yoğunlaştığı ve politik kurumların tam olarak işlemediği bir dönemde ultra zenginlerin siyasete katkılarının şeffaf olması, medyanın bu ilişkileri özgürce inceleyip yazabilmesi gerekiyor. Aksi takdirde ‘eşitsiz bir demokrasi’ ortaya çıkıyor. West, Ortadoğu ve Afrika için ise daha da karanlık bir tablo çiziyor.
“Bazı durumlarda, genellikle otoriter rejimler ve askeri diktatörlüklerde, ekonomik kaynaklar ve politik iktidar arasında neredeyse mükemmel bir birlik var. Güçlü adam ve akrabaları çok büyük servetler edinirken insanlar aşırı fakirlikte takatini yitiriyor” diyor. Bill Gates servetini yardım projelerine harcıyor olabilir. Ama West’in dediği gibi, özellikle kurumların sağlıklı çalışmadığı ülkelerde “Bazı milyarderleri bireysel olarak takdir etmek mümkün ama seçimler, yönetişim ve kamu politikaları üzerindeki etkinlerinden korkmak gerekiyor.”

Haberin Devamı

WEST İLE 5 SORU 5 CEVAP

‘Para olmadan başarı çok zor’

1 Servet sahibi olmadan ya da servet olanlarla yakınlık kurmadan politikada başarılı olmak mümkün mü?
- Politikada para olmadan başarılı olmak çok zor. Politikacıların seçmenleriyle iletişim kurmak, fikir geliştirmek için, başkalarıyla işbirliği yapabilmek için hep paraya ihtiyacı var.

2 Peki siyasete yakın olmadan milyarder olmak mümkün mü?
- Dünyadaki milyarderlerin üçte ikisi servetini kendi kazananlar. Bu kişiler için hükümetten destek almak ya da üst seviyelerde ilişki kurmak çok önemli. Hükümetler burada özellikle önemli bir rol oynuyor çünkü ihale veriyorlar, vergi politikalarını belirliyorlar, düzenleyici kanunlar çıkarıyorlar.

‘Şeffaflık artmalı’

3 Para ve iktidar her zaman birbirine yakın olmadı mı?

- Para ve iktidar arsında her zaman yakın bir ilişki oldu. Ancak bugün gelir eşitsizliği ve ekonomik gücü siyasi güce çevirme kabiliyeti hiç olmadığı kadar arttı. Birçok ülkede milyarderler hükümet aracılığıyla ihale alıyor, vergi indirimleri elde ediyor. Bu toplumda sırdan insanların hayatta ilerlemesinin zor olduğu hissi yaratıyor.

4 Bu döngü nasıl kırılabilir?
- Şeffaflığın artması gerekiyor. Vatandaşlar parayı takip edip hükümetin kararlarını tüm toplum için mi yoksa sadece küçük bir grubun kendini zenginleştirmesi için mi aldığını görebilmeli. Seçmenler de sürece ilgi göstermeli.

5 Kapitalizm ve demokrasi birlikte var olabilir mi?
- Kapitalizm ve demokrasi her zaman birlikte var oldu. Önemli olan servetin yoğunlaşmasının politik süreci boğmadığına ve sıradan insanların ilerlemesine engel olmadığına emin olmak. Şeffaf seçim kampanyaları ve iyi habercilik demokrasiyi güçlendirecek ve uzun vadede kapitalizmi oligarşik kontrolden koruyacak.

Haberin Devamı

‘Perde arkasından kontrol edeceğim’

Milyarderler bugüne kadar 13 ülkede seçimlere girdi. Onların siyaset maceraları, para ve iktidar ilişkisinin ne kadar tehlikeli hale gelebileceğini gösteriyor...

* Gürcistan’da ülkesinin milli gelirinin üçte biri değerinde servete sahip olan Ivanişvili, hükümetten çekilerek yönetimi kendi seçtiği isimlere bıraktığında “Hükümeti bundan sonra perde arkasından kontrol edeceğim” demekten çekinmedi.
* İtalya’da Silvio Berlusconi, medya imparatorluğu sayesinde tüm skandallara rağmen yıllarca iktidara tutunabildi.
* Avustralya’da Clive Palmer, iktidara gelirse şirketleri nedeniyle çıkar çatışması yaşayabileceği hatırlatıldığında “Ne çıkar çatışması, benim insanların hayal edebileceğinden fazla param var” diyebildi.
* Fransa’da Serge Dassault, para karşılığı oy satın aldığı ortaya çıkınca önce belediye başkanlığından atıldı, senatör olarak dokunulmazlığı kaldırıldı.
* Tayland’da iktidarda kaldığı müddetçe ailesinin servetine servet katan Tahsin Shinawatra ile ilgili bir gazeteci “Herkesin elmadan bir ısırık almasını anlıyoruz ama o bütün elma ağacını aldı ve üzerine ‘Shinawatra ailesine aittir’ yazdı” demişti.