10.09.2021 - 10:10 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz /İSTANBUL - Milliyet’in dün manşetten “300 TL’ye negatif PCR” başlığıyla gündeme getirdiği PCR sahtekârlığı haberi ses getirdi. Tıp camiasının da tepkisini çeken haberimiz üzerine Aker sağlık şirketinden açıklama geldi. Sahte PCR pazarlığı yapan ve isminin Anıl olduğunu söyleyen kişinin şirketleriyle hiçbir bağının olmadığını iddia eden Aker şirketi, “Firmamızın logosu ve ismini kullanılıp, toplum sağlığını hiçe sayarak şahsi kazanç elde etmeye çalışan kişi veya kişiler hakkında yasal süreç başlattık” duyurusu yaptı.
İnternet sitesi ve internet sitesinde yer alan telefon numarasının firmalarıyla herhangi bir bağlantısının bulunmadığının öne sürüldüğü açıklamada şu ifadelere yer verildi:
‘YASAL SÜREÇ BAŞLATILDI’
“Bahse konu haberde yer alan SMS görüşmelerinin yapıldığı ve bir takım yanlış bilgilerin verildiği telefon numarasının ise firmamızın yıllardır kullandığı kurumsal GSM hatlarıyla hiçbir şekilde iletişime geçmemiş olduğu HTS kayıtlarında yapılacak inceleme ile ortaya çıkacaktır. Firmamız bugüne kadar topladığı tüm PCR numunelerini yasal prosedürlere ve etik kriterlere uygun olarak ilgili sağlık kuruluşlarına teslim etmektedir. Firmamızın logosu ve ismini kullanılıp, toplum sağlığı hiçe sayılarak şahsi kazanç elde etmeye çalışan kişi veya kişiler hakkında ilgili kurumlar nezdinde gerekli yasal süreç başlatılmış olup, kamuoyunun bilgisine sunulur.”
‘ŞİKÂYET EDECEĞİM’
Pozitif test için pazarlık yaptığım “Anıl” adlı şahıs haberin yayınlanmasının ardından dün tekrar aradı. ‘Siz bu haberi neden yaptınız?’ diye tepki göstererek kişi ‘Biz büyük bir firmayız. Sizi Sağlık Bakanlığı’na şikâyet edeceğim’ dedi. Öte yandan ilerleyen saatlerde www.akersaglik.com sitesinin de kapanması dikkat çekti.
MERT İNAN İstanbul<>
Birlikte mücadele şart
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek: “Halk sağlığını tehlikeye atan ve evrakta sahtecilik yapanlara karşı adli cezaların uygulanması gerekiyor. Meslekten men yetkisi Tabip Odası’nın uhdesinde ve 15 günlük men cezası verebiliyorlar. Pandemide ortaya çıkacak bu tür sahteciliklere karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Öncelikle başkalarının hayatına saygılı olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Sahte PCR sonucu talep edenler kişiler de toplum sağlığını riske atan kötü niyetli insanlar.”
İŞİMİ KAYBEDERİM KORKUSU
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip: “Testi pozitif çıkanların ve temaslılarının takibiyle birlikte toplumun aşı seferberliği ile yüzde 80’inin aşılanması salgın kontrolü açısından çok önemli. İnsanlar pozitif çıktığında ‘işimi kaybederim’ korkusuna kapıldığı için test yaptırmıyor. Kovid-19’a yakalananlara ve temaslılara iş, aş güvencesi verilmeli, izolasyonları sağlanmalı. Kamu otoritesi denetlemelerini sıklaştırarak süreci şeffaf yönetmeli. Bunlar yapılmadığı tekdirde salgınla mücadele sekteye uğrar.”
ANLAYIŞ DEĞİŞMELİ
KLİMİK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul: “Laboratuvarları denetleme yetkisi Sağlık Bakanlığı’nda. Birkaç kişinin yaptığı hata veya sahtekarlık üzerinden sağlık çalışanları töhmet altında bırakılamayacağı gibi, hedef gösterilemez. PCR konusunda suiistimal yapan özel laboratuvarlar varsa, bunu denetleyecek makam Sağlık Bakanlığı’dır. PCR sahtekarlığı bunu talep eden vatandaş ve test sonucunu hazırlayan kişi arasında ortaklaşa yapılıyor. Vatandaşlar da iyi niyetli olacak. Mevcut anlayış değişmeden salgın bitmez.”
SALGIN BÖYLE BİTMEZ
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç: “Milliyet çok önemli bir konuyu gündeme getirdi. PCR sahteciliğinin ortaya çıkacağını öngörüyorduk. İnsan hayatı üzerinden suistimallere girişmek kabul edilemez. Bunu ne kişinin vicdanı, ne de toplum vicdanı kabul edebilir. PCR testleri konusunda kamu hastanelerindeki algoritmanın da değişmesi gerekiyor. Test yaptırmak isteyenlerde belirti veya temas öyküsü aranıyor. Evet testler maliyet geretiren uygulamalar ancak pandemi döneminde PCR düzenlemesi yapılarak, şüphe duyan ve talep eden herkese bu testler uygulanmalı. Sağlık Bakanlığı, PCR yapma yetkisi verdiği kuruluşları denetlemekle görevli. Gazetecilerin bulduğunu mutlaka bakanlık yetkilileri de bulur. Sıkı takip ve ağır cezalarla bu suiistimallerin önüne geçilir. PCR sahteciliğine yeltenen kuruluşlara kapatma ve ağır ceza verilmeli. Sistemde değişikliğe gidilmeze salgın bu yönetim anlayışla bitmez.”