04.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Milliyet’in, İstanbul Boğazı’nda av yasağının 6 Kasım günü 14 saatliğine endüstriyel balıkçılık için kaldırılmasının ekosisteme zarar vereceğini gündeme getirdiği haberinin ardından karardan geri dönüldü. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü av günü kararını geri çekti. Balıkçılığı düzenleyen otorite Tarım ve Orman Bakanlığı olmasına rağmen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 6 Kasım’da 14 saatliğine İstanbul Boğazı’nı sınırsız balıkçılığa açma kararı, bilim insanları ve sivil toplum kuruluşları tarafından tepki görmüştü. İki deniz arasında biyolojik koridor olduğu için deniz ekosisteminin büyük zarar göreceğini savunan bilim insanları ve kuruluşlar, palamut ve lüfer gibi türlerin bu yıl bol avlanmasına rağmen gelecek yıllarda tahmin edilenden çok az oranda avlanacağını vurgulamıştı. Tarım ve Orman Bakanlığı ise, önemli biyolojik koridor İstanbul Boğazı’nın 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ile korunduğuna dikkat çekerek, avcılığa serbest alanlarda av yapılabileceğini vurgulamıştı.
‘Bilimselliğe aykırı’
Milliyet’in gündeme getirmesi üzerine tartışma yaratan 14 saatlik balık av kararı dün yapılan açıklamayla iptal edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü, “6 Kasım 2022 tarihinde İstanbul Boğazı’nda rutin gemi geçiş operasyonu devam edecektir” şeklinde açıklama yaptı. İptal kararının yerinde olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet Karakulak, “İptal edilmeseydi örnek teşkil edecekti. Diğer illerdeki balıkçılarda bunu örnek gösterip aynı şekilde trafiğin durmasını talep edebilirlerdi. İptal olması hem yetkiler bakımından hem de bilimsel anlamda olumludur. Sürdürülebilir balıkçılığın
sağlanması için aşırı avcılığın önlenmesi oldukça önemli” dedi.
Sürdürülebilir balıkçılık
Milliyet’e konuşan İstanbul Su Ürünleri Kooperatifi Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, karardan mutlu olduklarını söyledi: “Ekonomik değeri yüksek palamut, lüfer, çinekop, torik ve hamsi gibi balıkların gelecek kuşaklar tarafından da yenmesi için ekolojik dengeyi korumamız gerekiyor. Karadeniz ve Akdeniz-Ege Denizi arasında geçiş denizi olan İstanbul Boğazı’nın korunması birçok balık türünün korunması ve sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması demektir. Yanlıştan dönüldüğü için mutluyuz.”