02.04.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ
İlknur Taş (Magazin Müdürü):
Gazetemizde tüm önlemler alınmasına karşın evde çalışarak sosyal mesafeyi koruyoruz. Evde olunca trafiğin çaldığı saatleri kendimize ayırmak da avantaj. Dezavantajları da yok değil! Örneğin mesai saatlerimiz çok farklılaştı. Evde hapis olmak da can sıkıcı. Öte yandan kadın çalışanlar için iş biraz daha yorucu oluyor. Ev işiyle de ilgilenmek gerekiyor.
Gülden Öktem (Kültür-Sanat Servisi, Editör):
Kültür Sanat servisi olarak pek çok etkinliği yerinde takip ettiğimiz için bu günler bizi zorluyor. Milliyet Sanat dergisini, belki de tarihinde ilk kez, uzaktan bastık. Online sergi gezmek, arşivini açan film festivallerinden haberdar olmak, Skype üzerinden söyleşiler yapmak ve tüm bunları okura aktarma biçimleri ise en çok kafa yorduğumuz konular arasında geliyor.
Ediz Sırapınar (Spor Servisi):
Milliyet Spor Servisi olarak 15 gündür evden çalışıyoruz. Koronavirüs nedeniyle yaşadığımız şu sıkıntılı günlerde sorumluluk sahibi her birey gibi “Evde Kal Türkiye” sloganına sadık kalıyoruz. Evden gazete çıkarmak çok kolay olmasa da işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz... Tabii fotoğrafta görüldüğü gibi zaman zaman tatlı zorluklar yaşamıyor da değiliz. Evde ofis işte böyle...
Nil Kural: (Kültür Sanat Servisi / Sinema Yazarı):
Festivaller ve vizyona giren filmler, sinema yazarlarının gündelik meslek rutinleri... Bir filmi sinema salonunda birlikte izlemenin -elbette- gündelik hayatta şu an mümkün olmaması mesleğimizde bir ‘bilinmezlik evreni’ yarattı. Diğer yandan film izlemek, insanların evde zaman geçirme yollarının başında geliyor. Seçkiler, tavsiyeler belki hiç olmadığı kadar gündemde. Sinema tarihine yapılacak yolculuklar da öyle.
Levent Kalkan (Spor Servisi):
Kızım İrem üniversite sınavına hazırlandığı için hedefimde oğlum Kerem’in odası vardı fakat ona da kıyamadım, salondaki yemek masasının bir köşesine yerleştim, bağımsızlığımı ilan ettim! Sabahları kahvaltı masasından kalkıp iki adımda işe gidiyorum, bizimkiler daha el sallarken koltuğuma oturmuş oluyorum!
Yeliz Aras Çelikel (Editör):
“Evden çalışma fikri eminim ilk etapta herkese şahane bir fırsat gibi gelmiştir. Tatlılıkları kadar, sabrımızı sınayan halleri de var elbet... Tatlılıkları, evde annesini görmeye hasret bir miniğin sürekli boynuma dolanması. Zorlukları ise kadın/anne/iş insanı rollerinin ortaya karışık hale gelmesiyle, rolden role zıplamam.
Abdullah Malkoç (Magazin Müdür Yardımcısı):
Benim özelimde getirdiği en büyük avantajın, şüphesiz İstanbul trafiğinde harcadığım zamanı daha verimli kullanmam olduğunu söyleyebilirim. Evden çalışma ile yaşadığım ikinci en büyük avantajın yeni medyayı daha yakından keşfetmem olduğunu söyleyebilirim.
Serdar Sarıdağ (Beşiktaş Muhabiri):
Evden çalışma, muhabirlerin alışkın olduğu bir çalışma tarzı. Fakat gazetenin neredeyse tüm birimleriyle aynı anda evden çalışmak, ilk kez yaşadığımız bir durum. Gazetecilik asla bitmez.
Mustafa Anıklı (Spor Servisi):
İletişimcilerin iletişimsizliği... Ya da tamamen dijitale bağımlı bir hayat... Bu kadar erken olacağını düşünmüyorduk ama maalesef dört duvar arasına sıkıştıran bir bela ile karşı karşıyayız. Bırak
yakamızı Kovid-19...
Erkan Ayraç (Spor Servisi):
Spor servisine girdiğim günden beri hiçbir zaman gündeme gelmeyen evde çalışma fikri, zorunluluk nedeniyle bir anda gerçekleşti. Tabii ki buna alışmak kolay olmadı. Fakat bu zor günlerde ‘evde kal’ çağrısına uymak her şeyden önemli.
Ahenk Bayazıt (Editör):
Gazetedeki ortamımızı çok özlüyorum. Gece ekibi olarak zamanı yoğun tempoda yaşıyorduk. Ancak evde daha fazla sorumluluk hissediyorsunuz. Ama hiçbir şey güvende olmaktan önemli değil, bu yüzden kendi sağlığım ve özellikle ailemin sağlığı için evde olmaktan çok memnunum.
Salih Erkan (Spor Servisi):
Karantina günlerinde evimiz ofis ve okul ortamına döndü. Ben gazete sayfaları için çalışırken oğlum Ahmet ve kızım Berra derslerini aksatmama çabası içindeler. Hayatımızın tekrar normal akışına döneceği günleri özlemle bekliyoruz.
Muzaffer Çalışkan (Spor Servisi):
Gerçekten eve kapanmak kötü birşeymiş, özgürlüğün kıymetini bu 18 günde daha iyi anladık... Ama yine de
“Evde kal, sağlıklı kal” diyelim.
Ceyda Ulukaya (Ek Yayınlar):
Çoğunlukla dışarıda olmayı ve insanlarla iletişimi gerektiren bir işi evden yürütmenin zorlukları var. Fakat doğru bilgiye daha fazla ihtiyacımız olan bu günler, gazeteciliğin her koşulda hayatta kalması gerektiğini bize bir kez daha gösteriyor.
Erol Seyitoğlu (Ek Yayınlar Sayfa Sekreteri):
Dışarı çıkmayıp evden çalışarak televizyon karşısında, kitap okuyarak ve evde egzersiz yaparak insanlığın pandemiden kurtulmasına katkıda bulunacağınız hiç aklınıza gelir miydi? Zor ama sağlıklı günler için herkes üzerine düşeni yapsın.
Özlem Ülkü (Ek Yayınlar):
Trafikte harcadığım zamanı kendime ayırabiliyor olmak bu dönemin tek iyi yanı olabilir. Ancak “Haber sokaktadır” mantığıyla yıllardır muhabirlik yapan biri olarak evde çalışmak zor.
Seyhan Akıncı (Ek Yayınlar):
Evden çalışmak kulağa geldiği kadar tatlı bir şey değilmiş! Sabahları trafikte geçirdiğimiz süreci uyuyup dinlenerek geçirmek güne daha zinde başlamamı sağlıyor. Sanırım olumlu tarafı bu. Diğer yandan mesai kavramı kalktı.
Cahit Uğurlu (Spor Servisi):
Bu süreçte aslında ne kadar özgür daha iyi anladım. Sağlık personeli olan eşimin karantina hassasiyeti ve oğlumun EBA eğitimine destek olmak da evden çalışmanın tuzu biberi... Bir an önce eski düzenimize geçmek istiyorum.
Kasım Gül (Spor Servisi):
İş yerindeki neşeli ve güzel günleri özlesek de bu zor günleri hep beraber atlatmak için biz de evdeyiz.
Gökhan Kam (Muhabir):
Yüz yüze görüşemediğimiz için haber kaynaklarım ile telefonla ya da sosyal medyada görüşerek haberimi yazıyorum. Evden çalışmak rahat olsa da sosyal ilişkilerin sınırlanmış olmasından dolayı çok sıkıcı.
Muharrem Özyurt (Sayfa Sekreteri):
Evden çalışmanın en büyük zorluğu alışageldiğimiz yüz yüze iletişimin yerini teknolojik iletişim yöntemlerinin almış olması. Ancak insan her şarta çabuk adapte olabiliyor.
Nilay Coşkun (Sayfa Sekreteri):
Uzun zamandır gece çalıştığım için gündüzleri dışarıda arkadaşlarımla görüşüyordum, aileme ve oğluma vakit ayırıyordum, akşamları gazetede Ahenk ile çalışıyorduk. Bu tempoya alışmışken şimdi sürekli evde olmak bana çok farklı geliyor.
Nurullah Çelik (Editör):
En büyük kazanım işe gitmek için harcanan zamanın bizlere kalması, en büyük sorun ise sosyalleşme konusu. Yüz yüze iletişimin sağladığı verimlilikten yoksun olsak da internetten görevimizi yerine getiriyoruz. Alışmaya çalıştığımız bu düzen, ileride birçok sektörde yeni çalışma metodu haline gelebilir.
YARIN: MİLLİYET.COM.TR, MECLİS VE SAHADAKİ ARKADAŞLARIMIZ