GündemMigren kâbusuna aşıyla elveda

Migren kâbusuna aşıyla elveda

20.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

ABD ve Avrupa’da 2018’den beri kullanılan migren aşısı, bir ayda etkisini gösteriyor ve çok az yan etkiye neden oluyor. Uzmanlar, migren aşısının bir yıl içinde Türkiye’de de olacağını açıkladı

Migren kâbusuna aşıyla elveda

Migren, baş ağrısının en sık nedenlerinden biri ve beyin hastalıkları arasında en yaygın olanı. Türkiye’de her 5 kadın ve her 10 erkekten biri migren hastası. Yaşam kalitesini bozan ilk 5 hastalık arasında yer alan migrende ilaç tedavisine ek olarak ABD ve Avrupa’da aşı tedavisi de başladı.

Haberin Devamı

‘Yan etkisi çok az’

Acıbadem Maslak Hastanesi Migren Tedavi Merkezi’nden nöroloji uzmanları Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen ve Doç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar , ‘22 Temmuz Dünya Beyin Günü’ dolayısıyla migren tedavisiyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Migren aşısı 2018 yılında hem ABD hem de Avrupa’da piyasaya çıktı. Muhtemelen bir yıl içinde Türkiye’de de mevcut olacak. Migren atağı sırasında beyinde salgılanan ve baş ağrısını başlatan en önemli kimyasal iletici olan kalsitonin-genle ilişkili peptit reseptorüne karşı monoklonal antikor içeren bu aşılar, yıllar süren bilimsel çalışmalar sonrası ABD ve Avrupa’da kullanılmaya başlandı. Bu aşılar cilt altı ya da damar yolu aracılığıyla veriliyorlar.”

Haberin Devamı

“Kullanım sıklığı ayda bir ya da üç ayda bir kez yapılan uygulamalar şeklinde oluyor. Bu aşıların en önemli avantajı yan etkilerinin çok az olması ve diğer kullanılan ilaçlarla olumsuz bir ilişkiye girmemesi. Aşılar bir ay içinde hızla işe yaramaya başlıyor ve kullandığı tedavilerle başarı sağlayamamış migren hastaları için umut oluyor.”

Neler yapmalı?

 

Prof. Dr. Derya Uludüz, migreni tetikleyici faktörleri azaltmak için şu önerilerde bulundu: “Susuz kalmamamız gerekiyor. İkincisi uykusuz kalmayacağız ya da çok fazla uyumayacağız. Beslenme düzeni de çok önemli. Öğün atlamak, şeker düşüklüğü, hareketsizlik migreni en çok tetikleyen faktörlerden biri. Her gün en azından 5 bin adım atılmalı. Stresi hayatımızdan uzak tutmamız gerekiyor. Cep telefonu, televizyon, bilgisayar gibi aletlerin kullanımını minimuma indirmek zorundayız. Hele akşam saat 21.00’dan sonra onları etrafımızdan uzaklaştırmak çok önemli, çünkü elektromanyetik dalgalar da ağrıyı tetikleyen bir faktör.”  

‘Sülük ve hacamat tedavi etmiyor’

Türk Başağrısı ve Ağrı Çalışmaları Derneği Yönetim Kurulu üyesi, nöroloji uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz de migreni olan hastaları, hacamat ve benzeri alternatif tedavi yöntemleri ile tedavi ettiğini iddia edenlere karşı uyardı:”Hacamat, sülük tedavisi, yoga gibi yöntemlerin migrenin önlenmesinde kesin olarak yeri yoktur. Daha kötüsü ise son yıllarda karşımıza gelen 10 hastadan 1’i migren cerrahisine gidiyor. Migrende cerrahi tedavi diye bir yöntem yoktur. Bu hastaların hepsinde komplikasyon dediğimiz yan etkiler ortaya çıkacaktır. Lütfen baş ağrısı olan kişiler bu yöntemlerden uzak dursunlar.”