15.08.2023 - 13:30 | Son Güncellenme:
Yapılan davetin hala medyada ve kamuoyunda tartışıldığını belirten Yalçın, “Sayın Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti’ye dönük daveti; karşılıklı siyasi yaklaşma, yumuşama, gerginliği azaltma ve peşin hükümleri ortadan kaldırma yolunda atılmış bir adım, bilgece sergilenmiş bir siyasi diplomasi örneğidir. Ne yazık ki çağrının muhataplarınca böylesi bir fırsat 'iyi' değerlendirilememiş, enine boyuna düşünülüp istişare edilmeden büyük bir siyasi nezaketsizlik ve seviyesizlikle reddedilmiştir.
Sayın Devlet Bahçeli; sadece MHP’nin lideri değil, aynı zamanda devletimiz için varlığı itimat telkin eden akil bir insan, büyük bir dava adamı ve bilge bir Türk milliyetçisidir. Onun büyük bir içtenlik, serinkanlılık ve barışçı tavırla yaptığı davete; muhatabı yerine yetkili yetkisiz, akıllı akılsız, köklü köksüz bir takım isimlerin cevap vermesi, İYİ Parti’nin siyasi terbiye kültürünün, politika adabının oluşmadığını, olgunlaşmadığını göstermiştir” ifadelerini kullandı.
“Söz konusu davetin birinci muhatabı İYİ Parti Müdiresi Meral Akşener’dir ancak Müdire Hanım sessizliğini koruyup susmaktadır” diyen Yalçın şöyle devam etti:
“Sayın Genel Başkanımızın davetine icabet ederse bundan millet ve memleket kârlı çıkacakken, Meral Akşener’in sükûtundan ötürü partisi tartışmaların merkezine yuvarlanarak kan kaybetmektedir. Akşener kaçak güreşmekte ya da gol yiyeceği korkusuyla topa girmekten kaçınmaktadır. Seçim hezimeti sonrasında âdeta sinmiş bir görüntü veren Meral Akşener, MHP’den ürkmektedir. Bu korkunun tezahürlerini, topu sürekli attıkları 26 Ağustos tacında da milletin hakemliğinde göreceğiz. Esasen İYİ Parti’nin en büyük sorunu, bir kurumsal kimliğinin olmamasıdır. İYİ Parti'yi siyasi literatürde tarif eden uygun, yerine oturan ifade, kavram ve kelimeler de bulunmamaktadır. Bu parti, CHP’ye veya bölücü terör örgütünün siyasi acentesi HDP’ye nispetle tanımlanabilmektedir. İYİ Parti; bu bağlamda bir yancı, iş birlikçi veya kuyruk sokumu parti görünümündedir. İYİ Parti’nin ikinci büyük sorunuysa başındaki kişinin liderlik hassasının bulunmayışı ve siyaset etme yeteneğinin kıt oluşudur.”
Yalçın, MHP varken "MHP’cilik" oynayanlara milletin itibar etmeyeceğini belirterek, “Bu bağlamda 26 Ağustos’ta İYİ Parti Müdiresi Meral Akşener’in ortaya koyacağı tavır, bu partinin nerede konumlanacağına dair belirleyici unsur olacaktır. Bilindiği üzere 26 Ağustos, Millî Mücadele’nin en önemli safhalarından birinin, müstevlilere son büyük darbenin vurulduğu Büyük Taarruz’un başlangıcıdır. Ne var ki taarruz eylemi ve tabiri, İYİ Parti’nin güdük ve şekilsiz siyasi müktesebatına sığmamaktadır. Zaten İYİ Parti; bugüne kadar siyaset hayatımızda hücum yerine sürekli geri çekilmeyi, ricatı seçmiştir. İYİ Parti; kazanmaya değil, kaybetmeye tiryaki olmuştur. İYİ Parti, kendine hep yanlış yol arkadaşları seçmiştir” açıklamasında bulundu.