‘Meydanı boş bırakamayız’

Gülden Çoktan - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü. Battık, bittik senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bizim de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor” dedi.  

Erdoğan, dün Borsa İstanbul’un (BİST) kuruluşunun 150’nci yılı vesilesiyle düzenlenen “Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni”ne katıldı. Programa eski başbakanlardan Tansu Çiller, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Elişah Arıcan, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Kurucu Başkanı Muharrem Karslı ve davetliler katıldı. 

Borsa İstanbul’un 150 yıllık köklü tarihiyle Türkiye’nin son 1,5 asırdaki inişli, çıkışlı yolculuğunun en yakın şahitleri arasında yer aldığını belirten Erdoğan, “Son 150 yılda milletimizin başına gelen iyi kötü her olay borsamızı da etkilemiştir. Bir de buna savaşından salgınına, küresel ölçekte yaşanan tüm gelişmeleri de eklememiz gerekiyor. Borsa İstanbul’u sadece Cumhuriyetimizin değil aynı zamanda küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz” dedi.  

‘Türkler kaybeder’ algısı 

Erdoğan, borsanın ilk kurulduğu yılların Osmanlı’nın borçlarını ödemekte zorlandığı, tefeci Galata bankerlerinin devletin iliğini sömürdüğü, Düyun-u Umumiye’nin teşkiliyle finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği zor ve acı verici dönemlere tekabül ettiğini söyledi.  

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 

“Finans kapitalin 19’uncu yüzyılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesiyle değil bundan daha ziyade kontrol ve tahakküm peşinde koştuğunun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz. Öyle ki bu dönemde Galata’da ‘Türkler kaybeder, Levantenler kazanır’ algısı toplumda genel kabul gören bir kanaat olarak yerleşmiştir. Bu algı daha sonra yaşanan farklı olaylarla maalesef daha da perçinlenmiştir. Her ne kadar borsamız bize Osmanlı’dan miras kalan bir kurum olsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız, yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü... Siyaset kurumu da üç beş oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak ne yazık ki bu algının kökleşmesine yardım etti.”  

Bütüncül kampanya 

Erdoğan şöyle devam etti: “Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü. Battık, bittik, senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi... Bizim de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor. İster siyasetçi ister ekonomist isterse simsar olsun, sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız... Devletimizin tüm imkanlarının ilgili tüm kurumlarının bu süreçte sizlerin emrinde olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum.” 

‘Finansal konumu daha da güçlendi’

2002’den itibaren attıkları adımlarla borsayı ‘kapitalizminin cenderesinden kurtarmayı başardıklarını’ belirten Erdoğan, “Sermaye piyasalarımızı, rantiyenin tasallutundan çıkartarak ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını temin ettik... 21 yılda getirdiğimiz yenilikler ve düzenlemeler sayesinde sermaye piyasamız ve borsamız köklü bir dönüşüm geçirdi. İstanbul Finans Merkezi’nin de hizmete girmesiyle birlikte Türkiye’nin finans alanındaki merkezi konumu daha da güçlendi... Türkiye borsa üzerinden yabancı sermaye çekmeyi yani ekonomik büyümesine finansman temin etmeyi sürdürüyor. Son 21 yılda 255 beş milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak inşallah önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarımızın daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına ağırlık vereceğiz” dedi.

Özel’den 50 bin lira tazminat kazandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında açtığı davada 50 bin lira manevi tazminat kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın aracılığıyla, 17 Aralık 2020’de TBMM’de düzenlediği basın toplantısındaki ifadeleri nedeniyle Özel aleyhine açtığı manevi tazminat davası sonuçlandı. Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Aydın, “Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarını ihlal etmesi nedeniyle, Özgür Özel aleyhine açtığımız manevi tazminat davası, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25.Hukuk Dairesi tarafından kesin olarak karara bağlandı. Özgür Özel, Sayın Cumhurbaşkanımıza 50 bin TL ödeyecek” bilgisini paylaştı. Özel, 17 Aralık 2020’deki basın toplantısında Erdoğan’a yönelik “diktatör bozuntusu” ifadesini kullanmıştı.
● ANKARA Milliyet