18.05.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÜRKAN AKGÜNEŞ / İSTANBUL
Alman ilaç ve kimya şirketi Bayer, ABD’de Monsanto Roundup’un tarım ilacı yüzünden kansere yakalandığını iddia eden emekli bir çiftin açtığı davayı kaybederek 2 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Türkiye’de de kullanılan tarım ilacı ile ilgili İzmirli avukatlar Senih Özay, Özge Işık ve Hazar Can Kıpçak’ın başlattığı hukuki sürecin devam ediyor. Avukatların ilk adımı glifosat içeren kimyasalların kansere neden olduğu gerekçesiyle toplatılması için Tarım ve Orman Bakanlığı’na yaptıkları başvuruydu. Bakanlığın bu dilekçeye yanıt vermemesi üzerine üç avukat, Ankara 18’inci İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Bakanlık mahkemeye uluslararası raporlar ışığında glifosatın kanserojen ve endokrin bozucu olmadığını belirtirken davaya üretici Monsanto da müdahil oldu. Şirket, mahkemeye sunduğu yazısında glifosat etken maddesinin genotoksik (kanserojen) olduğuna ilişkin iddianın bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu savundu. Ankara 18. İdare Mahkemesi, son duruşmada verdiği ara kararla glifosatın neden olduğu zarara ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan tetkik ve tahlil talep etti. Mahkeme ayrıca, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, Ziraat Odaları Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, Tıbbi Onkoloji Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden; glifosat içeren tarım kimyasallarının muhtemel zararlarına ilişkin Türkiye’de veya dünyada yapılmış araştırma ve raporları talep etti.
Ot katili
Glifosat, ot öldüren bir kimsayal. Kullananlar, uygulandığı alanda birkaç yıl boyunca tek bir otun dahi bitmediğini belirtiyor. Ağırlıklı olarak genetiği değiştirilmiş mısır ve soya üretiminde kullanılıyor. Gıdalardan da kalıntı yoluyla insanlara sirayet ediyor. ABD’de yapılan bir çalışma, yulaf bazlı kahvaltı içeriklerinin büyük bölümünün glifosat kalıntısı içerdiğini ortaya çıkarmıştı. Glifosat içeren Roundup ve Ranger Pro adlı pestisitler tüm dünyada ve Türkiye’de satışta. Roundup’ın üreticisi Monsanto. Glifosat ve Monsanto geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği’nin gündemindeydi. AB, glifosatı yasaklamayı tartıştı. Sonunda da kullanımına beş yıl süreyle izin çıktı. Glifosatın küresel ölçekte hedefte olmasının başlıca nedeni, Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu’nun bu kimyasalı “muhtemel kanserojen” olarak nitelendirmesi. Yakın zamanda ABD Çevre Koruma Ajansı ise glifosatın kanser riski taşımadığını açıkladı. Ancak daha önceki bilimsel çalışmalar glifosatı, endokrin bozucu olarak sınıflandırmıştı. Ayrıca kimyasal, parkinson, alzheimer ve crohn hastalığıyla da ilişkilendirilyor.
2 milyar dolar tazminat
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Alva ve Alberta Pilliod çifti, 2018’de Bayer bünyesine katılan Amerikan kimya ve tohum şirketi Monsanto’nun ürettiği “roundup” adlı zirai ilaçtaki glifosat maddesi sebebiyle lenf bezi kanserine yakalandığını öne sürerek davacı olmuştu. ABD Oakland’daki yerel mahkeme Bayer’in çifte 2 milyar 55 milyon dolarlık tazminat ve ceza ödemesine karar vermişti. Daha sonra Kaliforniya Yüksek Mahkemesi, tazminat ve para cezası kararını “aşırı” ve “anayasaya aykırı” bularak 87.7 milyon dolara düşürdü. 2018’de yaklaşık 63 milyar dolar karşılığında Monsanto’yu satın alan Bayer, bu kararıyla otomatikman Monsanto aleyhine açılan davaları da üstlenmiş ve önemli bir riskin altına girmişti. Bayer’in kanserojen maddelerle ilgili 13 binden fazla dava ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor.