16.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Fisun Yalçınkaya
Arter’de bugünden itibaren 15 Temmuz’a dek görülebilecek iki kişisel sergi, izleyicileri mekân kavramı üzerine sorular sormaya davet ediyor. Bunlardan biri Can Aytekin’in ‘Boş Ev’ sergisi, diğeriyse Ali Mahmut Demirel’in ‘Ada’ isimli sergisi. Her iki sergi de sanatçıların kişisel dünyalarını tanıma fırsatı veriyor ve izleyiciyi mekânın varoluşu üzerine kendi bakış açısını üretmeye çağırıyor.
Bu kapsamda Arter’in ilk iki katında Can Aytekin’in kişisel sergisi ‘Boş Ev’, yer alıyor. Sergi, ismini sanatçının aynı isimli yeni serisinden alıyor. Sergide hem bu seriden hem de Aytekin’in 2005’ten bu yana ürettiği beş seriden bir seçki görülebiliyor. Tuval resmi ve desenlerin ağırlıkta olduğu sergide, sanatçının üç boyutlu bazı yapıtları da sergileniyor. Eda Berkmen’in küratörlüğünü yaptığı serginin ilk katında bir evin odaları eşyalardan arındırılmış hâlde çizgiler, maket ve resimle ifade edilerek sergileniyor. Eşyasız ve insansız kalan ev hikâyesi de kalmıyor. Sanatçı da bu hikâye ve betimlemenin olmadığı boş yere işaret ediyor. İzleyiciyi ise düşünceleri ve hayaliyle doldurabileceği bir boş yer karşılamış oluyor.
Bir seyir terası
Aytekin, kendi ifadesiyle “Görme yoluyla bir mekânı nasıl algılıyoruz, resim yoluyla bunu nasıl problematik bir hâle getirebilirim” sorularıyla yola çıkmış. Mekânın içinde kendimizi nasıl konumlandırdığımızın üstüne gitmeyi amaçlamış. Arter’in giriş katını yukarıdan gören merdivenin ucundaki balkon da bu sergi için biraz uzatılmış ve bir nev-i seyir terasına dönüşmüş. Böylece oradan bakarak oluşturulan ‘boş ev’i tepeden görüp izlemek de mümkün oluyor.
Birinci katta ise Aytekin’in farklı serilerinden eserleri hem sanat tarihi hem de kent kültürü içinde bir gezintiye imkân sunuyor. Heykeller, kayalar, uğrak noktalar birleşerek sanatçının yarattığı özgün bir çizgisellikte buluşuyor.
Arter’in ikinci katı ise Ali Mahmut Demirel’in İstanbul’daki ilk kişisel sergisi ‘Ada’ya ev sahipliği yapıyor. Başak Doğa Temür’ün küratörlüğünü yaptığı sergide Demirel’in terk edilmiş yapıları gözlemlediği ‘Post-Apokaliptik Ütopyalar’ başlıklı yeni video serisi ve ilk deneysel video çalışmalarından biri olan ‘Hortum’ (2000) bir arada sergileniyor. ‘Post-Apokaliptik Ütopyalar’ serisini oluşturan ‘İskele’ (2015), ‘Kuyu’ (2017) ve ‘Fabrika’ (2018) Arter’deki sergide ilk kez birlikte gösteriliyor. ‘İskele’ (2015) Hollanda’da 1959-2013 yılları arasında faal olmuş bir eğlence ve dinlence tesisi olan Scheveningen İskelesi’nde; ‘Kuyu’ (2017) Bodrum’da, Turgutreis sırtlarında yer alan, 19. yüzyıldan kalma bir sarnıçta; ve ‘Fabrika’ (2018) 1903’ten 2000’lerin başına kadar ABD’nin Detroit şehrinde faaliyet göstermiş Packard Otomobil Üretim Tesisi’nde çekilmiş.
FİLM FESTİVALİ ORTAKLIĞI
Arter ve İstanbul Film Festivali, Ali Mahmut Demirel’in üretim sürecini bütünsel bir yaklaşımla ele alan bir program için iş birliği yapıyor. Sanatçının ‘Post-Apokaliptik Ütopyalar’ serisinin esin kaynağını oluşturan ‘The Last of England’ (Derek Jarman), ‘Stalker’ (Andrei Tarkovsky) ve ‘Kuyu’ (Metin Erksan) filmleri 6-17 Nisan tarihlerindeki 37. İstanbul Film Festivali programında yer alacak.