06.03.2023 - 17:16 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı adayı krizinin ardından Millet İttifakı 6 liderle yeniden toplandı. Toplantı öncesi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, masadan ayrılan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e sürpriz bir ziyarette bulundu. Akşener o görüşmede iki başkana, cumhurbaşkanı yardımcılığı formülünü önerdi.
Saadet Partisi Genel Merkezi'nde yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından, CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi liderleri dışarıya çıkarak, bina önünde toplanan kalabalığı selamladı. Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinin 12 maddeden oluşan 'Yol Haritası'nda İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarına ileride görev verileceği belirtildi.
Ankara'da hareketlilik sürerken Meral Akşener'in iki belediye başkanıyla ilgili önerisi de tartışılmaya başladı.
"HUKUK DIŞI, ABES ÇÖZÜM ARAYIŞLARI..."
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın cumhurbaşkanı yardımcısı olma formülüyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, İmamoğlu ile Yavaş'ın, "cumhurbaşkanı yardımcısı olma formülünü eleştirdi. Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları yazdı:
Anayasaya göre vesayet makamı ile belediye başkanlığı asla birleşemez(m.127/5). Aynı kişinin hem CB Yardımcısı hem Belediye Başkanı olması Anayasanın açık ihlalidir. Küresel sömürgecilerin planları ve dar çıkarlar için hukuk dışı ve abes çözüm arayışları boştur. Halk hesabını sorar.
"YENİ BİR VESAYET OLUŞTURMA MESELESİ"
TRT Haber'de konuşan Mehmet Uçum, "Sistemde Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın seçilmesinin yapılması şeklinde bir mekanizma yok. Bu ABD modelinde var. ABD modelinde olmasının sebebi de şu ya da bu sebeple görev süresi dolmadan görevden ayrılırsa ya da ölüm sebebiyle başkanlık makamı boşalırsa seçilmiş sayılan Cumhurbaşkanı Başkan Yardımcısı onun yerine geçip kalan süreyi tamamlıyor." dedi.
Mehmet Uçum açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Orada demokrasi meşruiyete ihtiyaç var. Bizim sistemimizde 1 no'lu kararnameyi açın, bakın Cumhurbaşkanı Yardımcıları, Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Cumhurbaşkanı'na karşı sorumludurlar. Cumhurbaşkanı'na vekillik ederler.
Bizim sistemde Cumhurbaşkanı Yardımcıları esas itibarıyla zaten yüzde 50'den fazla oyla seçilmiş Cumhurbaşkanı'na siyasi teknik bir anlamda asistanlık yapmak üzere atanmış görevlilerdir. Şimdi ortaya çıkan tabloya baktığınızda yüzde 50'den fazla oy alacak bir Cumhurbaşkanı'nın yanına onun tarafından atanacak ama onu kontrol edecek iki güçlü aktör konuyor. Bu demokrasi meşruiyeti sınırlama anlamında gelir. Buradan verilen mesaj şudur; 'Her ne kadar senin oyunla da Cumhurbaşkanı seçilecekse de, her ne kadar milli egemenlik halka aitse de biz Cumhurbaşkanı'nın atayacağı veya ona atatma yoluyla da atayacağımız kişilerle birlikte milli egemenliği paylaşacağız' anlamına geliyor.
Yani bu bir tür hür irade üzerinden yeni bir vesayet oluşturma meselesidir. Bu bir tür holigarşik yapı, holigarşik yönetim oluşturma meselesidir. Demokratik meşruiyeti sınırlayan, demokratik iradeyi sınırlayan bir yönetime ortak olma projesidir. Bu verilen mesajdan bence bu sonuç çıkar. Halkın gücünü paylaşma, halkın iktidar verme gücünü paylaşma, halkın seçtiğinin yürütme görevini yerine getirme sürecini paylaşma gibi dayatılan egemenlik paylaşma şeklinde anti demokratik şeklinde anlaşılabilir.
"İKİ HİZMETİN BİRLİKTE GÖTÜRÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
CNN Türk yayınında konuşan Avukat Tarkan Erdal, belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olması yönündeki tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Tarkan Erdal'ın açıklamaları şöyle:
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı sistemi, yeni sistemden sonra getirildi. Ne kadar da olacağı belli olmayan bir durumdan bahsediyoruz. Sorun seçilme nitelikleri ve nasıl seçileceğinde. Bizde cumhurbaşkanı yardımcısı milletvekili seçilebilme ehliyetiyle ortaya çıkabilen bir durum.
Bu noktada anayasada cumhurbaşkanı yardımcılığı sistemi yeni bir durum olduğu için biz bunu tartışıyoruz. Aynı şey milletvekili ve belediye başkanlığı döneminde örtüştüğü için orada milletvekilliğinin belediye başkanlığının düşeceği söylendi.
Şimdi bu cumhurbaşkanlığına teşhir edilebilir mi? Baktığımız zaman fiilen bunun yapılabilmesinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki görevin nifası fiziken mümkün olabilir mi, bir soru işareti bırakmak lazım.
Milletvekili ve belediye başkanlığının bir arada örtüşmediği bir durumda, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ile belediye başkanlığının götürdüğü bir durumun hukuka uygun olamayacağı kanaatindeyim. Gerekçesi de iki hizmeti fiziken götürebilmesi mümkün değil.
Cumhurbaşkanı yardımcısı, belediye başkanlığı yapar-yapamaz diye net bir ifade olmasa da, biz kanunun ruhu dediğimiz zaman böyle bir tartışma olmayacak mı? Açık hüküm karşısında bunu teşkil edilip, sanki iki hizmetin bir arada olamama durumunun daha kabul edilebilir şeklinde söylemek hukuken de fiziken de söylemek daha doğru olur.
Daha önce belediye başkanlığı ile milletvekilliği bile birlikte yürütülemezken, burada cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden bahsediyoruz. Buna teşvil edilip, bir yorum yapılması gerektiği kanatindeyim.