GündemMasum da değiliz yalnız da

Masum da değiliz yalnız da

05.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

‘Masum Değiliz’ adlı kişisel sergisini sanatçı Gizem Karakaş ve sergiyi tasarlayan Fuat Eşrefoğlu’ndan dinledik. Röportajın tamamını Milliyet Sanat dergisinin şubat sayısında okuyabilirsiniz

Masum da değiliz yalnız da

Gizem Karakaş tasarımını Fuat Eşrefoğlu’nun üstlendiği kişisel sergisi “Masum Değiliz” ile Depo’nun ikinci katında yer alıyor. Sergi, sanatçının son dönem fotoğraf, video, ses ve yazı işlerini bir araya getiriyor. Kişisel geçmişler, birbirine bağlı bellekler, denemek ve kendini ortaya koymak üzerine sorular serginin yarattığı açıklığın bir kısmı. Sezen Aksu’dan TV dizilerine, güncel sanat dünyasından kolektif üretimin güzelliğine uzanan bir dizi anlatı Karakaş’ın performatif süreci öne koyduğu sergisinde bir arada duruyor. Sergiyi anlatırken Karakaş işbirliklerinin önemine ve kendi hikâyesinin yalınlığının karşıklık bulma ihtimaline de sıkça atıfta bulunuyor. Sergi masumiyetin yitirilmesindense kazanılıp kabullenilmesine, ‘özel olmak’tansa bir aradanlığın güzelliğine dokunuyor. Karakaş ve Eşrefoğlu ile sergiyi konuştuk.

Haberin Devamı

- Depo’daki bu serginin sizin için önemi nedir?

Gizem K.: 2012’de Galerist’te Fuat Eşrefoğlu ve Eda Berkmen ile kısa süre aralıklarla beraber çalışmaya başlamıştık. Galerist hepimizin sanat dünyasında ilk deneyimleriydi. Şu anda hepimizin olgunlaştığı ve iş hayatımızda kendi yolumuzu bulduğu bir zamanda tekrar bir araya gelip çalışabilmek benim için çok büyük bir şans ve çok değerli. Serginin tasarımını Fuat üstlendi. Eda da arka planda bütün süreç boyunca yanımdaydı ve sergi metinlerinden birini yazdı. Yine aynı dönemde Art Unlimited’de birlikte çalıştığım Hande Oynar sergi metinlerinden diğerini yazdı, New York’tan kilometrelerce uzaktan beni yalnız bırakmadı. Kişisel serginin adı kişisel ama günün sonunda bir sürü insanın desteğiyle çıkıyor ortaya. Fuat, Eda ve Hande dışında bir sürü insanın emeği var işlerde. ‘Anlamaya Kıyamadığım’ videosunu Fuat’ın yanı sıra Emin Fırat Övür, Lara Ögel, Ekin Kano, Dila Yumurtacı, Ezgi Künktakan, Merve Uzunosman ve Emre Nişancı ile birlikte yaptık. İpek Hamzaoğlu son anda imdadıma yetişti ses miksajını yaptı.

Haberin Devamı

- Sezen Aksu’nun ‘Masum Değiliz’ şarkısının bu sergi için çıkış noktası olduğunu bir röportajınızda dile getiriyorsunuz. Popüler kültürle ve Sezen Aksu’yla ilişkiniz nasıl?

Gizem K.: Biz televizyon çocuklarıyız: gündüzleri Kral TV’de Türkçe pop şarkıları kliplerini, akşamları ise ailecek Parlement Sinema Kulübü, Ertem Eğilmez filmlerini, Süper Baba, Bizimkiler gibi dizileri izleyerek büyüdük. Akıllı telefonlar bugünkü çocukların nasıl bedenlerinin bir parçası haline geldiyse tüplü televizyonların da bizim hayatımızda yeri çok önemliydi. Biz aşık olmayı, aile değerlerini, komşuluğu dizilerden, şarkılardan öğrendik. Bu sahneler ve sözler hepimizin hafızasına kazınmış durumda. Sergide yer alan ‘Anlamaya Kıyamadığım’ videosu popüler kültür ile ilişkimiz üzerine kurulu bir iş: 90’lar Türkçe pop şarkılarındaki atarlı, umursamaz ya da mazlum tipolojilerini özümseyerek, hayatlarını şarkı sözleri üzerinden yaşayan bir çiftin ayrılık sahnesini gösteriyor. Bahsettiğim dönemin Türkçe Pop şarkılarının çoğunu annem, babam dinlemezdi, Sezen Aksu dışında. Sezen Aksu’yu ve şarkılarını iki jenerasyonu birbirine bağlayan biri olarak görüyorum sanırım. Hazır yeri gelmişken ‘Anlamaya Kıyamadığım’ videosunun sonunda ‘Masum Değiliz’ şarkısının bir bölümünü kullanmama izin verdiği için de kendisine çok teşekkür ederim.

Haberin Devamı

Masum da değiliz yalnız da

‘Çok mobilyacı gezdik’

- Ev ortamı yaratma fikri nasıl ortaya çıktı?

Fuat E. : Ev ortamı Gizem’in isteğiydi. Bu bölümde göstermeyi hedeflediğimiz, içinde benim ve Gizem’in de oynadığı ‘Anlamaya Kıyamadığım’ isimli eserde konu edilen absürt çift bize ilham verdi diyebilirim. Her yeniliği takip etmemize olanak tanıyan, kâh güldüren, kâh ağlatan, dış dünyayı ayağımıza getiren, karşısına toplandığımızda sosyalleştiğimizi düşündüren bir pencere gibi. Bu bölümün tasarımını gerçekleştirirken tam olarak bu hisleri yeniden canlandıracak, gerçek bir salondan görece daha soyut ve steril bir atmosfer yaratmayı hedefledim. Bu doğrultuda en uygun mobilyaları seçebilmek için Gizem’le birlikte pek çok mobilyacı ve antikacı gezdik.