10.09.2024 - 14:21 | Son Güncellenme:
Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve dün Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında Narin Güran'ın annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amcası Salim Güran'ın eşinin de bulunduğu 24 şüphelinin jandarmadaki işlemleri devam ediyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Nevzat B., olayın tüm detaylarını anlattı. Nevzat B., Salim Güran ile birlikte arama çalışmalarına katıldığını, 200 bin lira karşılığında cesedi dereye bıraktığını itiraf etti.
Nevzat B., ifadesinde, “Saatini tam olarak hatırlamıyorum fakat öğlen saatlerini geçmişti, evimizin şebeke sularının kesik olduğundan dolayı köyümüzün muhtarı Salim Güran’ı aradım, içme suyumuz akmıyor dedim, yaklaşık olarak bir dakika kadar konuşmuşuzdur. Konuşma esnasında Salim Güran ‘ararım’ dedi. Daha sonra aramızda bir konuşma olmadı. Benim evim ve Salim Güran’ın evi yaklaşık 80-100 metre mesafe vardır. Ben evden kendi aracım olan 23 AN 630 plaka sayılı aracım ile çıktım, sonra arkamdan beyaz renkli ve 47 plaka ile başlayan bir araçla Salim Güran’ın geldiğini gördüm, tam olarak bu yer mezarlıktan Tavşantepe Mahallesine doğru çıkan parke döşeli köyün iç yolunda bana Salim Güran korna ve selektör yaptı, bende bana içme suyu ile düşünerek bekledim” dedi.
Nevzat B., ifadesine şöyle devam etti:
“Salim Güran aracından inerek benim aracıma doğru geldi. Bende araçtan indim ve Salim Güran bana eliyle göstermek suretiyle 47 plakalı aracın ön yolcu koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek’ bunu yok edeceksin’ dedi. Bende gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı bir şey vaziyette ve anlayınca şaşırdım hareketsiz vaziyette yatan bir insanın olduğunu gördüm, ben insan olduğunu söyleyip tereddüt ettim. Bu esnada Salim Güran, bana hitaben ‘aileni iyi düşün 200 bin TL para veririm’ dedi. Bu esnada etrafımızda kimse yoktu, bana hitaben aracında torba var mı dedi. Bende aracımın bagajından rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim Güran’a verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp, çuvalın içerisine birlikte koyduk. Bu esnada çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort vardı. Üzerinde askılı bir küçük çanta vardı, çocuğu torbaya koyduğumuz esnada sağ kulağının arkasında boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı.”
“Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra çuvalın ağzını orada bağlamadan benin aracım olan 23 AN 630 plakalı aracımın arka koltuğun önündeki ayak paspasının olduğu yere koydum ve ben aracıma bindim” diyen Nevzat B., “Aracımın yönü mezarlık tarafındaydı. Muhtar Salim Güran ile birlikte ayrılmadan göl diye tabir ettiğimiz Eğertutmaz Deresine doğru götür diyerek eliyle orayı işaret etti. Ve ayrılırken Salim Güran’ın ne yaptığına bakamadım. Direk olarak mezarlığın yanından giderek villalar mevkiine doğru gittim, yolda giderken ben pişmanlık duydum, ancak aldığım şeyden de kurtulmam gerektiğini düşündüm, derenin yanındaki stabilize yoldan aşağı doğru inerek uygun bir yer baktım, aracımı derenin kenarında durdurdum, çuvalı aracımdan alarak elime aldım, çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı. Çocuğun ayağının kesik olup çuvalı olmadığını hatırlamıyorum. Çünkü çok telaşlıydım. 08.09.2024 tarihinde kayıp çocuk Narin Güran’ın bulunduğu yere inerek çevrede ip aradım. İp bulanmayınca çocuğun çantasının ipi aklıma geldi ve çantanın ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım ve ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum. Burada biraz su vardı. Bu alana çuvalı bıraktım ki çuval birisi tarafından bulunur diye düşünerek üzerine bir taş koydum, taşın büyüklüğü yaklaşık 15-20 kilogram civarındaydı. Yanında da birer taş vardı. Üzerine çalı koymadım, çünkü üzeri kapanmıştı daha sonra buradan çıkarak aracıma bindin, stabilize yoldan çıktıktan sonra baldızım Zeynep’in evine gittim” ifadelerini kullandı.
Kendi evine geldiği zaman saat 19.00 sıraları olduğunu ifadesinde belirten Nevzat B., sözlerini şöyle sürdürdü:
“Köyde insan hareketliliği vardı, kendi annem ve eşim de Narin Güran’ı arıyorlarmış. Bana söylediler. Ben bu yukarda anlattığım olay ile ilgili hiçbir şey söylemedim, evin içerisine girdiğimde namaz kıldım ve sonra Narin Güran’ı arama faaliyetlerine katıldım. Jandarma köye 21.00- 22.00 sıralarında geldi. Sabah saatlerinde eşim görüştüğümde Narin Güran’ın 03.00 sıralarına kadar aradıklarını öğrendim, saat 07.00- 08.00 sıralarında muhtar Salim Güran jandarma ekipleri ile birlikte hiçbir şey olmamış gibi arama yapıyordu. Hatta kanalın çevresinde arama yaptığımız esnada Salim Güran’ın kanalın içine girerek arama yaptığını gördüm Salim Güran jandarma ile birlikte yapmacıktan göstermelik olarak arama yapıyordu. Daha sonra Jandarma ekiplerine teslim olmak aklıma gelmedi. Çünkü ben öldürmedim. Ama Jandarmanın beni yakalayacağını biliyorum.”
Narin Güran’ın içinde olduğu çuvalı tek başıma dere yatağına koyduğu cevabını veren Nevzat B., “Bu ortalama yaklaşık otuz dakika kadar sürdü. Ben aracımı 21.08.2024 tarihinde bu güne kadar hiç yıkamadım. Beraber çuvala koyduğumuz esnada Narin Güran’ın olup olmadığını anlamadım fakat dere yatağına geldiğim zaman çuvalı bağladığım esnada cesedin Arif’in kızı olduğunu anladım. Benim Arif Güran ve ailesiyle herhangi bir husumetim yoktur. Salim Güran arama faaliyetlerinde tedirgin hareketler sergiliyordu. Bana neden öldürdüğünden veya kendisinin öldürdüğünden bahsetmedi. Kendisi öldürmedi ise bana neden getirip bu cesedi kaldır desin. Bana para vermedi. Cesedi çuvala koyar iken bana mısır hasat ettikten sonra vereceğini söyledi. Korktuğum için itiraf edemedim. Beni ifadeye çağırdıklarında muhtar gözaltındaydı. Muhtar Salimin bırakılacağı söylentisi vardı” dedi.
İkisinden başka kimsenin bildiğini düşünmediği cevabını veren Nevzat B., ifadesini şöyle tamamladı: “Fakat Salim'in arabasının arka koltuğunda birisinin olup olmadığını bilmiyorum. Biri var ise o görmüştür. Fakat biraz öncede söylediğim gibi ben arabanını arka koltuğunda birisinin olup olmadığını bilmiyorum. Biz kendisi ile birlikte çay içer, yemek yer bazen de Diyarbakır’a birlikte giderdik, bu şekilde samimiydim. Ancak bana çapkınlık yaptığını anlatmadı, bende böyle bir şeyine tanık olmadım.”
Narin'in amcası Salim Güran "Narin Güran'ın babası olma olasılığınız var mı?" sorusuna "Yoktur. Yok öyle bir şey" yanıtını verdi. "Narin Güran'a kim, neden zarar verdi?" sorusuna "Ne bileyim, kim zarar vermiş" şeklinde cevap veren amca ifadesinde, "Narin Güran'ı siz mi öldürdünüz?" sorusuna "Yok öyle bir şey. Ben öldürmedim" şeklinde yanıt verdi.
Narin'in amcası, "Narin Güran'ın amcalarının tamamında araç mevcut olup sadece sizin aracınızda DNA çıkmasını izah ediniz?" sorusuna ise yanıt veremedi. Amca Salim Güran, ifadesinde "Narin Güran görmüş olduğu bir olay neticesinde mi ortadan kaldırıldı?" sorusunu "Benim hiçbir fikrim yoktur" şeklinde yanıtladı.
Hürriyet Gazetesi Yazarı Hande Fırat, bügünkü yazısında Narin Güran cinayetiyle ilgili çok kritik bilgilere yer verdi. Narin'in amca Salim Güran'ın kızı olma iddiasının doğru olmadığını belirten Fırat'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
- Sosyal medyada Narin’in tutuklu amca ile annesinin çocuğu olabileceği iddia ediliyordu. Doğru değil. DNA örnekleri incelendi.
- Ancak o konuşkan Narin’in evde bir sahne gördüğü ve o nedenle de öldürülmüş olabileceği iddiası üzerinde duruluyor. Amca’nın Narin’in annesiyle bir ilişki yaşadığı iddiası araştırılıyor. Amca bu iddiayı reddetti ancak zaten bir ilişkileri olsa da kimse “Evet ilişkimiz vardı” demesini beklemiyor.
- Narin tek çocuk değil. Yüksel- Arif Güran çiftinin 5 de erkek çocuğu var. Araştırılan bir başka iddia da ağabeylerinden biri ile ilgili.
- İlki tutuklu amcanın o ağabeye; “Narin’i öldür yoksa ikinizi de öldürürüm” dediği iddiası
- İkincisi ise uyuşturucu kullandığı ve ruh sağlığı bozuk olduğu iddiasıyla Narin’i öldürmüş olabileceği.
- Bu arada dosyada cinayeti gördüğünü söyleyen bir gizli tanık yok.
- Amcanın ailede çok güçlü bir figür olmasından yola çıkarak, “Cinayet sonrası bütün aileyi toplayıp, bir uzlaşı mı sağladı” sorusunun da yanıtı aranıyor. Bir başka deyişle yetkililer, “Herkes sonradan öğrendi ve kolektif olarak susmak zorunda mı kaldı” iddiasını da göz ardı etmiyor.
Bu bölümü okutmayın çocuklarınıza ama siz büyükler, analar, babalar, bağırarak okuyun ki herkes duysun!
- 8 Eylül sabahına kadar bölge deyim yerindeyse jandarma, polis, Ankara’dan gönderilen özel ekipler ve özel cihazlarla deyim yerindeyse didik didik arandı. Demir çubuklarla dere kenarlarına kadar girildi.
- 8 Eylül sabahı derenin bataklaştığı kıyı ile olan kenarda bulundu Narin. Bir çuvalın içinde...
- Üst düzey bir yetkili Narin’in bulduğu yeri şöyle tarif etti: Suyun toprakla birleştiği yerde, bir çuvalın içinde, tek bir insanın taşıyamayacağı 5-6 taşla kapatılmış, ağaç dallarıyla da doğal bir görüntü verilmeye çalışılmıştı. Sadece bu bile, cinayetin işlenmesinde olmasa bile sonrasında kolektif bir suç işbirliği olduğu izlenimi doğuruyor.
- Tam 9.5 saatlik otopsi yapıldı, 13 uzman katıldı.
- Narin’in bedeninden 100’e yakın parça alındı. İstanbul Adli Tıp’a gönderildi. Çünkü İstanbul Adli Tıp’ın imkanları çok daha gelişmiş, hiçbir detay atlanmak istenmediği için böyle bir yola gidildi.
- Cinsel istismara uğrayıp uğramadığına bakıldı. Ancak buradan net bir sonuç çıkmadı. Çünkü... Çünküsü çok ağır işte...