16.03.2009 - 01:04 | Son Güncellenme:
STOCKHOLM Milliyet
London School of Economics Çağdaş Türkiye Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Şevket Pamuk, İsveç Parlamentosu’nda AB-Türkiye ilişkilerini konu alan bir konferans verdi. Prof. Pamuk, konuşmasında AB’nin Türkiye’nin tam üyeliği için ülkedeki laik orta sınıfın desteğini yanına çekmesi gerektiğini söyledi.
İsveç, 2009 yılının ikinci yarısında AB Başkanlığını Çek Cumhuriyeti’nden devralacak. İsveç hükümeti, bu çerçevede AB-Türkiye ilişkileri üzerinde görüş almak üzere Prof. Pamuk’u Stockholm’e davet etti.
Prof. Pamuk, İsveç Parlamentosu’nda verdiği konferansta, AB’nin 1999 yılında Türkiye’yi tam üye adayı olarak kabul etmesiyle birlikte Türkiye’de önemli siyasal reformların gerçekleştirildiğini ve bu reformların toplum katında büyük destek gördüğünü anlattı.
AKP’nin de 2002 sonrasında AB’ye entegrasyon sürecinde kilit bir rol oynadığını belirten Prof. Pamuk, 2002-2005 yıllarını “Avrupalılaşmanın altın dönemi” olarak nitelendirdi.
Prof. Pamuk, “AKP bu dönemi başarılı bir şekilde geçirdi. Mali disiplini korurken, ekonomi kuvvetli bir düzelme gösterdi. AB reformlarına öncelik verdi, önemli siyasi reformlar gerçekleştirdi” dedi. Prof. Pamuk, bununla birlikte 2005 yılında tam üyelik müzakerelerinin başlamasının ardından hem iç hem de dış faktörler nedeniyle keskin bir dönüşün yaşandığını anlattı.
‘Kaygıları paylaştığınızı gösterin’
Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmaya başlamaları nedeniyle Türkiye’deki reform sürecinin yavaşladığına ve hatta durduğuna işaret eden Prof. Pamuk, AKP’nin de siyasi liberalleşme alanında frene basarak, milliyetçi seçmenlere yöneldiğini ve muhafazakâr önceliklerin ön plana çıktığını söyledi. Prof. Pamuk, “Sonuçta, tam üyelik süreci ivmesini kaybetti” diye konuştu. Pamuk, konuşmasında Türkiye’nin laik orta sınıflarının AB hedefine artan ölçüde yabancılaşmalarını önemli bir sorun olarak gördüğünü vurguladı.
Pamuk, şunları söyledi: “Oysa, uzun dönemde Türkiye’nin yüzü Batı’ya dönük, laik orta sınıfı AB’nin doğal müttefikidir ve entegrasyon sürecinin de doğal kuvvetli bir destekçisi olmak durumundadır. AKP’nin AB entegrasyonu konusundaki isteksizliği laik orta sınıfların kazanılması ihtiyacını bir kez daha göstermiştir. AB, pekâlâ laik kesimlerin kaygılarını paylaştığını gösterebilir. AB ile entegrasyon laikliğin güçlenmesi ve kadının toplum içindeki statüsünün yükselmesi anlamına gelecektir.”
Prof. Pamuk, “Avrupa’daki genişleme yorgunluğu ve küresel ekonomik kriz, Türkiye’nin adaylığı açısından sıkıntılı bir ortam yaratıyor. Böyle bir dönemde AB’nin Türkiye ile ilişkilerine zarar vermesi büyük bir hata olacaktır” diye konuştu.