14.12.2024 - 11:31 | Son Güncellenme:
AA
Kurtulmuş, Ensar Vakfı Genel Merkezi’nde Milli İrade Platformu tarafından “Türkiye Yüzyılı’nda Yeni Anayasa” başlığıyla düzenlenen Milli İrade Buluşmaları Programı’nda, platformun, Türkiye’nin en zor konularında milletin iradesine sahip çıkan kararlılığını her zaman sürdüreceğine inandığını söyledi.
Milli İrade Platformunun, Türkiye’nin zor dönemlerinde, zor konularına sahip çıktığını, milletin iradesine gözü pek bir şekilde güvendiğini belirten Kurtulmuş, özellikle 15 Temmuz’dan sonraki süreçte Türkiye’nin demokrasisinin önünün açılması, milletin iradesinin tahkim edilmesi bakımından sanılanın çok üstünde fevkalade önemli katkılar sunduğunu vurguladı.
"Türkiye’nin neden yeni bir anayasaya ihtiyacı var?", "Bu anayasa nasıl yapılmalıdır, temel çerçevesi ne olmalıdır?" başlıklarında herkesin ortak gündemlerinin bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye Yüzyılı olarak isimlendirdiğimiz, Cumhuriyet'in ikinci asrının; sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılı olmasını istediğimiz bu dönemde Türkiye, içeride bütün eksikliklerini tamamlayarak, hele hele çevremizin her geçen gün bambaşka yeni gelişmelere gebe olduğu, sürekli çatışmaların, gerilimlerin, istikrarsızlıkların, giderek şiddeti artan kaosların ve krizlerin olduğu bir ortamda Türkiye’nin kendi iç cephesini tahkim etmek mecburiyeti vardır. Bunun için tam manasıyla devlet-millet kaynaşmasını sağlayacak, toplumun bütün kesimlerinin kendisini içinde gördüğü ve herkesin özgür ve eşit yurttaşlar olarak varlığını gösterdiği bir Türkiye’nin inşası en temel önceliklerimizden birisidir. Bu dönemin şartları gereği özellikle bizim önümüzdeki yüzyıla ilişkin hedeflerimiz dolayısıyla yeni bir anayasa yapılması mecburiyeti vardır."
"ANAYASANIN, DAHA CİDDİ BİR ŞEKİLDE ELE ALINMASININ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ"
Mevcut anayasanın, kabul edilişinin hemen ardından akademik, siyasi çevrelerde ve toplumun bütün kesimlerinde farklı noktalardan eleştiriler aldığını dile getiren Kurtulmuş, bu eleştirilerin de bugüne kadar muazzam bir külliyat oluşturduğuna dikkati çekti.
Kurtulmuş, "Üzerinde uzun yıllardır tartışmalar olan anayasanın, daha ciddi bir şekilde ele alınmasının gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
Önümüzdeki dönemde dünyadaki en önemli mücadele alanlarından birisinin demokrasi ile otokrasi arasındaki mücadele olacağını belirten Kurtulmuş, Türkiye’nin demokratik seviyesini geliştirmek bakımından anayasadaki anti demokratik hususlar varsa bunların temizlenmesinin, demokrasinin daha fazla güçlendirileceği bir anayasa çalışmasının milletin huzuruna getirilmesinin ve milletin oylarıyla anayasa değişikliğinin gerçekleştirmesinin şart olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin tartışmaların normal seyrinde sürdürülebilmesi için bütün siyasi partilerin bu sürecin içinde olmasını sağlamaya gayret ettiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Partilerle görüşmelerimizi yaptık. Kategorik olarak ilk görüşmelerin sonunda hiçbir siyasi parti ‘Ben katılmıyorum’ demedi. Sadece bir parti hiç görüşmeye gelmedi. Onun dışında herkes, eleştirdikleri konularla birlikte ‘Türkiye'de yeni bir anayasa yapılabilir’ konusunda fikir beyan etti. Çünkü artık Türkiye'de güçlü bir anayasal reform ihtiyacı herkes tarafından hissediliyor. Ümit ediyorum ki, Türkiye'nin reform süreçlerine katkıda bulunacak; ekonomik, siyasal reform sürecinin önemli bir kaldıracı olarak yeni anayasa sürecini tamamlayabiliriz."
Devlet-millet kaynaşmasını sağlamak, Türkiye'nin iç kalesini güçlendirmek için bir anayasa çalışmasına ihtiyaç olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Ümit ederim ki bizim iyi niyetle açtığımız bu kapı, sonuna kadar açık kalır ve partiler arasında müzakereyle milletin büyük çoğunluğunun kabul edebileceği bir anayasaya TBMM’de benimsenir." dedi.
Anayasanın hangi temel niteliklere sahip olması gerektiğinin de ana konulardan olduğunu dile getiren Kurtulmuş, yeni anayasanın "sivil" olmasının en önemli özellik olacağının altını çizdi.
Kurtulmuş, yeni anayasanın “kapsayıcı” ve “özgürlükçü” olması, “hukukun üstünlüğü”nün teminat altına alınması ve “güçler ayrımı prensibi”nin çok net bir şekilde içinde bulunması gerektiğini de belirterek, “Bu özellikleriyle birlikte yeni bir anayasa yapım süreci ortaya konulabilir ve bunun da Türkiye'ye büyük bir katkısı olacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
Anayasanın doğru zeminde ve doğru yöntemle tartışılmasının da esas olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bunun doğru zemini, TBMM’dir. Herkes tartışacak ama tartışmanın sonuç almak bakımından hukuki zemini, TBMM’dir.” ifadesini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, anayasa yapım sürecinde belli başlı konular üzerinde sivil toplum kuruluşlarının da çalıştaylar yaparak ve fikirler üreterek bunları kamuoyuna yansıtmalarını istedi.
“ARTIK ANAYASA MESELESİNİ TOPYEKUN MİLLETİN MESELESİ HALİNE GETİRMENİN ZAMANI GELMİŞTİR”
Yeni anayasa tartışmaları süreci içinde şeffaf bir şekilde toplumun önünde bu süreci şimdiye kadar yürütmeye çalıştığını anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu sürede çok büyük eleştiriler gelmedi. Meclis Başkanı olarak muhtevaya ilişkin bir şey söylemedim ama zaman zaman gelen tepkilerden anladığım da şudur; bunu da bu mecliste çok açık söylemem lazım. Hala bazılarının zihninde, ‘Siz kim oluyorsunuz da yeni anayasa yapmaya kalkıyorsunuz? Eğer bir anayasa yapmak gerekirse onu da biz hazırlar, yaparız’ gibi bir anlayış var. Artık anayasa meselesini topyekun milletin meselesi haline getirmenin zamanı gelmiştir. İnşallah bu gayretler içerisinde çalışacağız. ‘Ben yaptırmayacağım, ben bu sürece katılmayacağım’ diyene de söyleyecek bir şeyimiz yok ama mümkün olduğu kadar açık, herkesi de işin içine davet eden bir yöntemi benimsiyoruz.”
Anayasa meselesini siyasi parti tartışmalarının dışında tutmak gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, “Herkesin sözünü dinleriz. ‘Bu konuda fikrim var’ diyen herkesin fikrini dinlemeye hazırız ama dediğim gibi, bir tek çevrenin sözünün hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. ‘Siz kim oluyorsunuz da anayasa yapmaya kalkıyorsunuz?’ diyenlere asla pabuç bırakmayız. Bu millet bu Meclis’e anayasayı da gerektiğinde değiştirme yetkisini vermiş ve TBMM’yi oluşturmuştur." dedi.
Yeni anayasa için zamanlama olarak da doğru bir zaman olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Allah imkan versin. Gerçekten yapıcı bir şekilde bu süreci yönetebilmeyi ve Türkiye'nin, Cumhuriyet'in ikinci asrına, Türkiye Yüzyılı’na ilişkin yeni, sivil, demokratik, kapsayıcı, güçler ayrımı prensibinin tam manasıyla tahkim edildiği, hukukun üstünlüğünün şeksiz şüphesiz yerleştirildiği yeni bir anayasanın yapılmasını Cenabıallah bu millete nasip etsin.” ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, her bir sivil toplum kuruluşundan yeni anayasaya ilişkin samimi tekliflerini beklediklerini de sözlerine ekledi.
“MİLLİ İRADE PLATFORMU OLARAK CESARETLE; ÜMMETİN, MİLLETİN DURMASI GEREKEN YERDE DURMAYA GAYRET GÖSTERDİK”
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da “Milli İrade Buluşmaları” kapsamında üçüncü toplantının yapıldığını dile getirerek, her ay bu buluşmaları gerçekleştireceklerini ifade etti.
Bilal Erdoğan, “Milli İrade Platformu olarak cesaretle; ümmetin, milletin durması gereken yerde durmaya gayret gösterdik. Rüzgarın savurmasıyla savrulan değil, her zaman duruşunu, referanslarından, inancından, köklerinden alan bir sivil toplum olmanın gayreti içerisinde bulunduk. İnşallah bu buluşmalar, bu kenetlenmeyi daha da güçlendirir.” ifadesini kullandı.
Konuşmaların ardından, TBMM Başkanı Kurtulmuş, Milli İrade Platformunu oluşturan sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin sorularını yanıtladı.