06.01.2022 - 11:59 | Son Güncellenme:
Davut CAN/DHA
Şemdinli'de köy koruculuğu yapan Serhat Özer, 19 Temmuz 2015 tarihinde ilçe merkezi ile kırsal Kayalar Mahallesi arasındaki yolun 11'inci kilometresinde, kullandığı motosiklete karşıdan gelen otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Özer'in çocukları, göreve giderken kaza yaptığını ileri sürdükleri babalarının şehit sayılması için, avukatları aracılığıyla, Ankara 18'inci İdare Mahkemesi'ne dava açtı.
RESMİ GÖREVLENDİRME YAZISI OLMADIĞI İÇİN ŞEHİT SAYILMADI
Dosyayı inceleyen yerel mahkeme, 12 Mart 2019 tarihinde verdiği kararda, Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından, Özer'in olay günü görevli olduğuna dair herhangi bir resmi belgenin bulunmadığına dair yazısını dikkate alarak, şehit sayılmamasına hükmetti. Mahkeme kararında, 'Ölüm olayının, davacının görevinin neden ve etkisiyle meydana gelmediği' belirtildi.
DİĞER KORUCULARIN TUTTUĞU TUTANAK ETKİLİ OLDU
Özer ailesinin avukatı karara itiraz edince, dosya Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11'inci İdari Dava Dairesi tarafından yeniden incelendi. İstinaf Mahkemesi tarafından 02 Aralık 2021 tarihinde verilen kararla, diğer korucular tarafından tutulan tutanakta Özer'in arazi arama-tarama faaliyetinde görevli olduğu ve kamu görevini yerine getirirken vefat ettiği belirtildi. Ayrıca, her ne kadar Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından, olay günü Özer'in görevli olduğuna dair resmi bir belgenin olmadığına dair yazısı olsa da ölüm olayından 2 gün öncesine ait olan görev takip defterinde Özer'in Aşağı Kayalar Mahallesi'nde görevli olduğunun tespit edildiği, olay gününe ait 19 Temmuz 2015 tarihli görev takip defterinin ise atama dönemi olması nedeniyle doldurulamadığının tespit edildiği belirtildi. Ayrıca, kararda vefat tarihinde Serhat Özer'in görevli olmadığına ilişkin ispat yükümlülüğünün davalı idareye ait olduğu da belirtildi. Böylece Özer'in, şehit sayılmasına ve aylık ile özlük haklarının verilmesine karar verildi.
'KARAR KESİN OLARAK VERİLDİ'
Özer ailesinin avukatı Dr. Mehmet Erkan Akkuş, "Bu karar kesin olarak verildi. Artık, buna benzer davalarda müteveffaların şehit sayılmasının önü açıldı. Bu karar, tutanakların hukuk nezdindeki önemine dair de önemli bir gösterge olmuştur. Bu durumlarda, tüm kamu görevlilerin daha titiz davranması ve tutanaklarını eksiksiz tutmaları gerekmektedir" dedi.