GündemKontrolü ve takibi önem arz ediyor

Kontrolü ve takibi önem arz ediyor

08.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gülen yapılanmasına yönelik dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün uyarılarını yaptığı MGK toplantısında MİT Müsteşarlığı’nın sunumunda ‘Takibi önem arz ediyor’ gibi kritik uyarıların bulunduğu ortaya çıktı

Kontrolü ve takibi  önem arz ediyor

Gülen yapılanmasına yönelik dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün uyarılarını yaptığı 24 Haziran 2004 tarihli MGK toplantısında MİT Müsteşarlığı’nın sunumunda da örgüte yönelik kritik uyarılarda bulunulduğu ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Gazeteci Nedim Şener tarafından TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na sunulan belgelere göre, Gülen cemaatine yönelik kararın alındığı kritik Ağustos 2004 MGK’sından bir önceki MGK’da hem Genelkurmay hem MİT kritik birer sunum yaptı. MİT Müsteşarlığı’nın sunumunda şu bilgiler dikkat çekiyor:

DEVLET BENZERİ YAPILANMA: Gülen grubu ülkemizdeki en önemli irticai yapılanmalardandır. Grubun, oluşturulan taban, teşkilatlanma, yaygın eğitim ağı, finansman, imkân ve kabiliyetleri gibi yönlerden irdelendiğinde, ana doğrultularda devlet benzeri bir yapılanma içinde olduğu görülmekte olup yarattığı tehdidin boyutu önem arz etmektedir.

Anılan grup işadamlarından sağladığı finansman ile genç nesli eğitmek stratejisi doğrultusunda kitle oluşturmuş olup özel eğitim öğretim kurumları açma ve yaygınlaştırma faaliyetlerini aralıksız sürdürmektedir.

Haberin Devamı

ILIMLI DİNİ EKOL: Grubun, yurt dışında 5 kıtada açtığı 276 adet eğitim öğretim kurumu ile farklı siyasal rejim ve ülkelere uyum sağlama kabiliyeti dikkat çekici boyutta. 11 Eylül saldırısından sonra dünyada İslam’ı temsil eden ılımlı bir dini ekol yaratmak arayışlarında gündeme alındığı söylenebilecektir.

ÜST DÜZEY TALEP EDİYOR: Bahse konu okullar verdiği eğitimin kalitesi ve teknik donanımları nedeniyle pek çok ülkede üst düzey devlet adamı ve bürokratın çocuklarının eğitimi için tercih ettiği kurumlar haline gelmiştir.

İSLAMİ MİSYONERLİK: Grubun dış açılımları incelendiğinde, baştan beri Türkiye kökenli diğer dini grupların göçmen işçi potansiyelimize ağırlık vererek faaliyet gösterdiği Avrupa ülkelerinin dışında kalan Orta Asya, Balkanlar, Rusya Federasyonu, Afrika, ABD ve Uzakdoğu ülkelerinin daha ziyade tercih edildiği gözlenmektedir. Grubun, Batı Avrupa alanına yöneldiği, yeterli potansiyel bulamadığı veya okul açmak için yasal zorluklarla karşılaştığı Avrupa ülkelerindeki eğitim faaliyetlerini dil öğretimi, bilgisayar kursları üzerinde yoğunlaştırdığı ifade edilebilecektir.

Kaydadeğer bir Müslüman topluluğun yaşanmadığı Afrika ve Uzakdoğu ülkesinde eğitim alanında yatırımlar yapıldığı, bunların bir çeşit İslami misyonerlik faaliyeti gibi algılanabileceği ve daha çok cemaatin güç gösterisi olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.

Haberin Devamı

‘Ciddi kadro transferleri’

ÖNEM KAZANMAKTA: Gülen grubunun; sürekli genişleyen cemaat yapısı güçlenen ekonomik imkânlarıyla gerçekleştirdiği eğitim çalışmalarıyla yetişen kadroları, yabancı kurum ve kuruluşlarla gelişen ilişkilerinin yarattığı etkinliğin, yurtiçi ve yurt dışında siyasi, sosyal, kültürel vasatlarda oynayabileceği roller önem kazanmaktadır. Yabancı vasatların ilgi alanı içerisine giren anılan cemaat ve kuruluşlarının, devletimizin demokratik laik yapısı ve vazgeçilmez temel ilkelerinin hedefleri istikametinde, kontrolü ve takibi önem arz etmektedir.

65 ÜLKE VAR: Gülen grubunun halihazırda 5 kıtada, 65 ülke ve özerk bölgede, 25 ilkokul, 157 lise, altı üniversite, yedi fakülte ve bölüm, 81 bilgisayar ve dil kursu olmak üzere 276 adet eğitim ve öğretim kurumu bulunmaktadır. Okulların Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Moğolistan, Tacikistan, Pakistan, Gürcistan, Rusya, Ukrayna ve Afganistan ile Arnavutluk, Romanya, Makedonya, Bosna Hersek ve Kosova gibi ülkelerde yoğunlaştığı bilinmektedir. Halihazırda dört kolej ve bir üniversite ile faaliyet gösterilen ABD’ye, Gülen’in yerleşmesinin ardından adı geçenin isteği doğrultusunda ciddi kadro transferlerinin gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Halen anılan ülkedeki üniversitelerde master ve doktora yapan öğrencilerle işadamlarından müteşekkil grup mensuplarının gelecekte, Türk, Boşnak, Arnavut kökenli ve Müslümanlığa müzahir yerli ABD vatandaşlarıyla irtibat kurmak suretiyle, etkin bir konum elde etmeleri muhtemel görünmektedir.

Haberin Devamı

‘3 ülkeye nüfuz edemedi’

SUUDİ ARABİSTAN, İRAN VE IRAK: Grubun küresel açılımında nüfuz edemediği alanlar, Suudi Arabistan, İran ve Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak’tır. Grup mensuplarının, Saddam yönetiminin devrilmesini müteakip süratle Irak’a yönelik açılım için araştırmalar yaptığı, ancak ülkedeki mevcut durum nedeniyle sonuç alamadığı bilinmektedir. İran ve Suudi Arabistan ise kendi din anlayışlarını, aynı zamanda rejimlerinin kaynağı olarak değerlendirdiklerinden, diğer dini akımlara karşı hassasiyet göstermektedir. Grubun Özbekistan ve Rusya yapılanmasında da bazı sorunlar yaşanmaktadır.

ÇOK İYİ DEĞERLENDİRDİ: Gülen’in 60’lı yıllarda sıradan bir din görevlisi olarak başlattığı cemaat oluşumunun, bugün uluslararası boyut kazandığı söylenebilecektir. ABD’nin 11 Eylül’den sonra terörizmle mücadele ve ulusal çıkarları açısından hayati önem taşıyan bölgelerde Ortadoğu kaynaklı ve terör üretmeye meyilli İslam anlayışına alternatif oluşumlar arama çabalarının, Gülen grubu tarafından iyi değerlendirildiği düşünülmektedir.

EĞİTİM AMAÇLI ŞİRKETLER: Anılan okulların finansmanı Türkiye’deki il cemaatleri ve Avrupa’daki ülke cemaatleri arasında paylaştırılmıştır. Yurtdışında öne çıkan eğitim amaçlı şirketler, Sebat A.Ş., Çağ Öğretim Şirketi, Başkent Eğitim Şirketi, Ertuğrulgazi Eğitim Ticaret A.Ş., Gülistan A.Ş. ve Sema Eğitim Şirketi olarak sıralanabilecektir. Cemaat ileri gelenleri; yurtdışında açılan okulların sonsuza kadar cemaat tarafından finanse edilemeyeceği, amacın bu okullardaki öğrencilerin kendi ülkelerinde de aynı doğrultuda eğitim verecek okullar açmaları dile getirmektedir.