GündemKKTC'nin betonla intiharı

KKTC'nin betonla intiharı

23.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Annan Planı kabul edilmese de KKTC'de hayatı derinden etkiledi. Planın, üzerine inşa edilen yapıların değerinin, arsa değerini aşması halinde mülkiyet hakkında imar sahibine öncelik tanıması, inşaat patlamasına yol açtı. Özellikle adanın turizm merkezi olan Girne sahillerinde zeytinlikler sökülüp dağlar tıraşlanarak yapılaşmaya yer açılıyor. İnşaatlara malzeme sağlamak için adanın simgesi Beşparmak Dağları oyula oyula bitiriliyor

KKTCnin betonla intiharı

axgun022.jpg Özellikle adanın turizm merkezi olan Girne sahillerinde zeytin ağaçları sökülüp dağlar tepeler tıraşlanıp hızla ve plansız şekilde yapılaşmaya yer açılıyor, inşaatlara malzeme sağlamak için adanın simgesi Beşparmak Dağları oyula oyula bitiriliyor. Tüm yollar inşaat malzemeleri taşıyan kamyonlarla dolarken, adanın Girne kıyıları tam bir şantiye görüntüsünde. KKTC'li yetkililer, bu hızlı betonlaşmayı önleyecek güçlerinin olmadığını itiraf ederken, çevre örgütleri ve meslek odalarına göre, KKTC intihar ediyor. Yeşil Ada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), betona teslim olmak üzere. Annan Planı'nın, sorunlu alanlarda üzerine inşa edilen yapıların değerinin, arsa değerini aşması halinde mülkiyet hakkında imar sahibine öncelik tanıması ve KKTC'nin cazibe merkezi haline gelmesi, inşaat patlamasına yol açtı. Annan Planı kabul edilmese de, KKTC'de hayatı derinden etkiledi. Planın en büyük zararı ise, her yıl binlerce turisti çeken adanın doğal güzelliği ve bakir kıyılarına oldu. Adanın kilometrelerce uzunluğundaki sahillerinde binlerce inşaat sürüyor. Yolu, elektriği, suyu olmayan bölgelerde lüks villalar birbiri ardına yükseliyor. Özellikle İngiliz ve İsrailli şirketler inşaatları yaparken, evleri satın alanların önemli bölümünü İngilizler oluşturuyor. Kıbrıslılar, 1974 sonrasında Türkiye'den gelerek yerleşenlerin kendilerine verilen arsaları, şirketlere sattıklarını belirtiyorlar. Olan bakir kıyılara oldu KKTC'de geçen ay düşen hükümetin Ekonomi ve Turizm Bakanı Derviş Deniz, adanın Annan Planı için yapılan referandum sonrası birdenbire ilgi odağı haline geldiğini, doğal güzelliği ve düşük fiyatlar nedeniyle başlayan yabancı akınının arsa spekülasyonuna yol açtığını söyledi. Girne sahillerinde dağların üzerine kadar yayılan çok çirkin bir yapılaşmanın ortaya çıktığını, bunun hem çevreye hem turizme zarar verdiğini vurgulayan Deniz şöyle konuştu:"Girne'yi kaybetmiş gibiyiz. Geçen yıla göre otellere gelen turist sayısı yüzde 20 azaldı. Yapılan villalarda da insanlar var ama villada kalan 3-4 kişi, ancak 1 turist kadar harcama yapıyor. Bu yapılaşmadan KKTC bir şey kazanmıyor. İşçi, inşaat malzemesi dışarıdan geliyor, para yurtdışına çıkıyor." İnşaat lobisi hükümeti etkiliyor Rant ekonomisinden geçinen inşaat şirketlerinin çok etkili hale geldiğini kaydeden Deniz, şöyle devam ediyor: "Hükümet üzerinde de etkili oldular. Birçok inşaat altyapı olmayan yerlere yapılıyor. Elektrik harcamasında 2015'te öngörülen seviyeye 2007'de ulaşıldı. Emlak fiyatları iki kat arttı. Çevre zarar görüyor. En güzel zeytinlikler yok oldu. Yer altı kaynakları kirleniyor. Hiç inşaat yapılmasın demiyorum ama her şey planlı yapılmalı. Binlerce villa ve hepsinin önünde birer havuz var. Kıbrıs su sıkıntısı çekerken o havuzlar nasıl dolacak?" 'Elektrik harcaması arttı' Şehir Plancıları Odası Başkanı Ertan Öztek, "Kıbrıs hem doğasını hem piyasasını kaybediyor" diyor. Öztek şöyle devam ediyor: "Altyapı açısından büyük yükler geliyor ve bunları Kıbrıs halkı ödeyecek. Su sorun olmaya başladı, elektrik yetmeyecek. Ülkenin gelişimi, yatırımcıların, müteahhitlerin eline bırakılmış. Kıbrıs'ta daha önce örneği görülmeyen şeyler oluyor, kaçak kat, kaçak yapılar var artık. Annan Planı'nın getireceği avantajdan yararlanmak için daha fazla kat çıkıyorlar. Amaçları, yapının değerinin, arsanın değerini geçmesi." Tablo rezaletMimarlar Odası Başkanı Ekrem Bodamyalızade ise, sadece 1500 dosyayı ele alan odanın artık 10 bin dosyaya baktığını, kaçak yapıların bunun dışında olduğunu belirtiyor. Bodamyalızade, "İnşata kaçak başlanıyor, başvuru arkadan geliyor, ya da hiç başvurmuyorlar. Ortaya çıkan tablo rezalet. Umutsuzum çünkü ülkenin genel bir planı yok" diyor. Altyapı yükünü halk ödeyecek! Çevre Koruma Vakfı Başkanı Oral Andız, inşaat malzemesi için Beşparmak Dağları'nın oyularak mahvedildiğini belirterek, "Yakında parmak sayısı beş olmayacak. 19 resmi taş ocağı var, dinamitlerle yeraltı suyunun yatağını değiştirdiler. Eskiden ağaçlardan görünmeyen köyler, şimdi inşaattan görünmüyor" diye konuşuyor. Yeraltı suyunun yatağı değişti 20 yıl önce adaya yerleşen İngiliz çevre gönüllüsü Christina Hessenberg, inşaatların ve çimento depolarının bölgedeki endemik bitkileri tehdit ettiğini söylüyor. Hessenberg, "İnşaatlara yer açmak için binlerce zeytin ve keçiboynuzu ağacı kesildi. Çimento depoları, sadece burada yetişen Kıbrıs lalesi ve kum zambağını yok ediyor" diyor. Kum zambağı yok ediliyor